"ama ben sizi hocam olarak görüyorum." kavramını ilişki literatürüne sokabilecek durumdur.
etik olarak değerlendirilirse; meslekten ihracının talep edilmesi meşru olan kişidir.
duruma göre değerlendirilmesi gereken öğretmendir. öğrenci onu severse o da öğrenciyi severse, neden olmasın?
"asılmak" olayı öğrencinin hoşnutsuzluğu ile karşılık buluyorsa bir an önce aklı başına gelmelidir.
öğretmen dediğin böyle olur düşüncesini güden yeni nesil öğrencilerin ortaya çıkması durumudur . üniversite bitiripte işsiz kalanları gördükten sonra eğitime karşı olan güveni sarsılan öğrencilerin , hala öğrenebilecek bişeyler olduğunu anlamasına yol açar . bireyin çevresine , kendine , büyüklerine karşı olan sevgi bağlarını ve ensest ilişkiler zincirinin bir parçası olup yeni hikayeler yazabilme güdüsünü geliştirir . onu topluma kazandırır , güzel sanatlar ve edebiyat hocasından daha yüksek not almasını sağlayabilir . öğrencideki gelişim kendini resim ve müzik derslerinde ; yaptığı gevşetici müzik besteleme ve çıplak harem resimleriyle kendini gösterir .
başıma gelen talihsiz bir olay. resim çalışmamı bitirmek üzere, hoca tarafında evine davet edildim. saat gece on gibi uğradım. kısacık bir şortla karşıma çıktı. çay, kurabiye v.s. yendikten sonra resim çalışmama başladım. o da yardım etmek için yanıma oturdu. yaklaşık bir saat devam ettim resime. hocanın fazla samimi hareketlerinden rahatsızlık duyunca, uykumun geldiğini ve yavaştan kalkmak istediğimi söyledim. izin vermedi, orda kalmam için diretti. ailemden izin almam lazım olmaz falan diyince evi aramaya kalktı. ama evde kimse yoktu. anahtar bende, ailem kapıda kalır diye bahane uydurup tüydüm direk... beklemediğiniz bir insandan böyle bir tepki alınca insan dumur oluyor.
benimde gördüğüm enteresan öğretmenlerden biri.şimdi lise 3e gidiyoruz biz.dershaneye de gidiyoruz.bizim dershanede bir coğrafya hocası var.kadının maşallahı var ve aynı zamanda harbiden de biraz kaşar gibiydi.ben zaten nasıl hala tuttuklarına şaşırıyordum kıyafetlerinden falan.neyse sadede gelelim.şimdi bu coğrafya dersi cumartesi günü son dersti.derslerde 1de başladığından 6buçuk gibi bitiyoru yanlış hatırlamıyorsam.yine biz son derse girdik arkadaşlarla.ben en arka tarafa oturdum önde kızlar vardı birkaç da erkek ben arkada tek başımaydım.benim hizamda en arkası boştu ama.neyse hoca yaprak test dağıttı ardından geldi benim hizamdaki en arka yere oturdu.o gün de yine bir etek giymiş bu.ben tabi kaçamak bakışlar atmaya başladım.sonunda bu bi bacak bacak üstüne attı.ben bu sefer açıkça bakmaya başladım.ama o fark etmemiş ayağına yattı.onun da farkına vardım tabi.ben bakınca o da boş yere önündeki kağıtlarla falan uğraşıyordu işte.hani rahat rahat bakayım diye heralde.*neyse efendim asıl olay 1 hafta sonra başgösterdi.baktım ben bizim elemanlar son ders saat de geç diye kaçıştalar.ben dedim siz kaçın ben gelmiyorum.içimden kızların da gitmesini istiyordum.hocayla tek kalalım diye.ve istediğim de oldu.hoca sınıfa girince hafif bi tebessüm edip "yine mi sen" dedi.ben de evet deyip güldüm tabi.bu sefer sağ taraftaki sıralar sıkışıktı.o yüzden oraya oturamaz ben de izleyemem diye düşündüm.tam o sırada hoca geldi en arkaya sıraları hafifçe ittirip en arkaya oturdu.verdi bir yaprak test elime.ben testi çözmeye başladım ama hocayada bakıyorum hoca da bunun farkında.testi bitirince bitti dedim.tamam o zaman başka şeylerle uğraş deyince sapık durumuna düşmemek için varsa başka test çözeyim dedim.bu çıktı sınıftan yeni testler getirdi baya.onları çözmeye başladım ama artık salmıştım soruları falan.sadece hocaya bakıyordum.ama bu sefer farklılık oldu hocanın gözgöze gelmek istediğini fark ettim.daha sonradan benim utandığımı anlayınca başını öne eğdi.benim kesmeme resmen izin verdi.yaprak testler bitince işte yapamadığın var mı dedi yanıma geldi.işte yanlışları gösterdim.bu oturmadan ayakta anlatıyor soruları ama benim dinlediğim yok.o da gülerek anlatıyor.sonrası yok...
