o gün gelirken harbiden metro yolda durmuştur ve derse geç kalınmıştır.
-Hocam özür dilerim girebilir miyim?
-Nerdeydin kızım sen?
-Hocam doğruyu mu söyliyim yalan mı söyliyim?
-E doğru söyle ne biçim soru bu gelirken kafana bişey mi düştü.
-Metro yolda kaldı hocam.
-Doğru demiştim.
-neden ödevini yapmadın evladım
+arkadaşlarıma destek olmak için hocam. kendilerini yabancı hissetmesinler diye. hani lösemi olan çocukların annesi babası falan saçlarını kazıtıyolar ya işte öyle bişey. anlatabiliyo muyum?
-otur allahın cezası.
her gün geç kağıdı alındığından müdür yardımcısına daha yaratıcı bahaneler üretilmeye çalışılırken tüm bahaneler tüketildiği anlaşıldığında aniden yarabandı olan parmak akla gelir ve parmağımı kapıya sıkıştırdım hocam sonra eve geri döndüm falandı fülündü gibi bir bahaneyle yarabantlı parmak havaya kaldırılarak kanıt olarak gösterilir. tabii o parmağın orta parmak olduğu fark edildiğinde karşındaki herifin sıfatına şöyle bir bakarsın, gözlerinin önünde sıçtığının tablosu adeta bir sanat eseri gibi duruyordur.
birinci sınıfta yapmıştım ben bunu herhalde inandırıcı olduğunu düşünüyorduk ama çok küçüktüm lan.
+ neden geç kaldın?
- şey hocam ben şimdi hastaydım gece zaten güzel uyuyamadım. kapıdan tam çıkıyordum bayıldım oracıkta geç kaldım biraz kusra bakmayın.
- ulan olum dersiniz dolu değil mi, neden koridorda dolaşıyorsunuz.
+ müdür bey biz çok ses yapıyorduk, abdüş... Pardon abdurrahman hoca bizi dersten attı.
- vaay gelin bakıyım soralım atmış mı.
+ ( hassiktirr)
- abdurrahman bey, sen attın mı bu çocukları dersten.
"abduş: yok hocam, zorla çıktılar.
- hmmm. 249, 214, 238 bir de utanmadan yalan söylüyorsunuz. Unutmam bunu...
+ (müdür gider) lan nasıl hocasın sen, hemen sattın bizi. Bu kadar mı vizyonsuzsun. Attım desene lan!
"abduş: açıklıycam, açıklıycam...
- hassiktir ya. Görüşürüz tarlabaşı'nda!
(Kızlar tuvaletinde sigara içen iki hatun . Bir kabinde iki kişidirler. )
*Napıyorsunuz kızım iki kişi bir kabinde ?
-Hocam şey biz yani .. Ayten'in sütyeninin askısını takıyordukk yaa.
(Derse geç kalmış iki erkek öğrenci)
* Nerdesiniz siz ? Derse gireli 20 dakika olmuş.
-Ya hocam şimdi Fikret'in pantolonu yırtıldı futbol oynarkenee sonra biz işte dedik gidelim çay ocağına oradaki abla diksin. Gittik bir baktık ablaa yokk. Sonra aradık falan baya tabi bu arada pantolon hala yırtık işte bir ceket bağlamışız falan , sonra bulduk ablayı meğer iplikk bitmiş . Sonra dedik terziye gidelim bari çıktık gittik dikt..
*Yeter lan tamam geçin oturun .
derste uyunmaktadır. uyku düşmanı profesör fraktal deyü bağırır. o an fraktal akademisyen olacağım deyü ettiği bütün yalakalıkların bok olmak üzere olduğunun farkındadır. olaylar şöyle gelişir?
-buyrun hocam? (hiçbir şey yokmuş gibi)
+ne yapıyorsun sen öyle, bilmiyor musun hiç sevmem derste uyuyanı??
-uyumuyordum ki ben geçen dersi düşünüyordum.
daha da komiği hocanın buna inanması ve daha sonraki her derste fraktal ı diğer öğrencilere örnek göstermesidir.