her pazartesi ve cuma günü evimizin yanında ki okulun müdürünün yediği boktur. istiklal marşı öncesi ve sonrası tüm öğrencilere amaçsız bağırmakta pazartesi sabahları dersim olmamasına rağmen beni uyandırmaktadır, istiklal marşına uyansam hadi tamam dicem ama onca çocuğun sesi uyandırmazken bir okul müdürünün uyandırması sanırım psikolojik ve uyandığımda küfür etmeme sebep oluyor.
- önce birler! size diyorum birinci sınflar!
- günaydın! daha yüksek günaydın!
- yavaş, yavaş çıkın oğlumm!!!! hey! kime diyorum ben!
bir gün elime alacağım megafonu bende sesleneceğim evimin balkonundan;
- müdür kafamızı siktin, kafamızı! bağırıp durma küçücük çocuklara.
lise döneminde her sabah sıraya geçildiğinde yada pazartesi sabah yada cuma akşam istiklal marşı esnasında eline mikrafon geçen okul müdürü yada müdür yardımcısının sadece konuşmuş olmak için yaptığı saçma eylemdir. öğrenciyi sessizce yanına çağırıp söylemek istediğini söylemesi daha etkili bir yöntem olabilir.
cuma günü istiklal marşı için toplanan öğrencilere yapılan işkencedir, hakarettir. üç ayda hıyar bile yetişmezken sen ziraat mühendislerine lise mezunlarına üç aylık eğitim verip öğretmen yaparsan olacağı budur. o zaman öğretmen olan şimdi müdürlüğe yükselmiştir. aklı selim bir köy ağası bile bu adamlara koyunlarını emanet etmeyecekken hala neden bu rezil herifleri görevde tutuyorlar bunu da anlamak mümkün değildir.
(bkz: hoca deli mi s.kti ne bağırıon) diye sorulur hem böylece eski destroycartoon'u anmış eski yıllarınıza dönmüş olursuz rahatlamanın verdiği mutlulukla birlikte tabiki.
düşüncesizce bir harekettir. megafonla azarlasa daha iyi denilecek durumlarda vardır. bir anı;
- yıllık parasını teslim etmemiş lise son sınıf öğ.
+ amk yine dikti bizi ayağa dikti göt. verdik arkadaş vermeyenlere söyle.
* len bedenci geliyor. (saçın arkasında kuyruk vardır örülü)
+ istikbal göklerdedir diyerek başıma dikerim bayrağa, sikerler hocasını aldırmam.
(etraftakiler güler ve müdür görür)
- sen, sen niye konuşuyorsun deminden beri gözünün içine bakıyorum bir de gülüyorsun utanmadan. (500 kişilik okul ve yine bizi görür)
+ ben mi?
- evet sen, geç odama bekle geleceğim ben.
(tüm okul kopar arkadaş rezil olur, odadan çıktığında bilerek tuvalette bekleyip sigara içmiş kafa bulmayalım diye)
beşiktaş sakıp sabancı anadolu lisesi müdürünün pazartesi sabahları sebi sübyana yaptığı işkencedir. geçtiğimiz yıl çok duyuyordum sesini işe giderken ama şimdilerde duyulmuyor. bir gün aşağıdaki şekilde bir seslenişi olmuştu: *
+ okula adam gibi formalarınızla geleceksiniz, yok ben turuncu gömlek giycem yok benim oram eğri demek yok. ananızı, dananızı bilmem bıktım artık sizden *
bazen müdürlerin bilinçsizce yaptığı azarlamalardır.
yer: mersin yusuf kalkavan anadolu lisesi
yıl: 2004
malumunuz, bir gelenek halinde artık ilerleyen lise son sınıf öğrencilerinin t-shirt ve mont yaptırma mevzusu vardır. bizlerde bu geleneğe uyarak t-shirtlerimizi yaptırdık. tabi iki renk vardı kırmızı ve siyah. lakin okul yönetiminden izin alınmak suretiyle gömlek yerine bunları giyebiliyorduk. yalnız müdürümüz yeni değiştiğinden olaydan sanırız pek haberi yok ve bir pazartesi sabahı elinde mikrofonla;
- şimdi bazı öğrenciler görüyorum ( bahsettiği öğrenciler lise son sınıfların tümü olup yanlış hatırlamıyorsam 14 şube ) farklı farklı t-shirtler giyiniyor. bunları bir daha görmeyeceğim.
haklı olarak sırada duran öğrencilerde isyan sesi yükselir. akabinde müdür yardımcısı uyarıda bulunur. ve müdür;
- tamam giyinebilirmişsiniz. hadi ne duruyorsunuz sınıflarınıza gidin. diye çemkirerek kendi bilinçsizliğinin acısını bizden çıkarır.