7 yaşına erişebilen hemen herkesin mecburen olduğudur. saçma sapan teorilerden bahsederler. tarihten kopuk kopuk ve ağır bir dille bahsederler. en önemli ayrıntıları atlayarak bahsederler hemen herşeyden. sorgulamaz hocalar çünkü onların da ailesi çocuğu vardır. para kazanıyorlar. biz onları tanrı zannederdik çünkü kendilerini tanrı gibi hissettirdiklerinde daha az başları ağrırdı. iyi huylu hocalara da denk geldim. bu sebeple belki de bugün böyle özgüre yakın bir kafayla düşünebiliyorum. ancak yeni nesil o kadar da şanslı değil. koca koca insanlar neredeyse hiç değer gözetmeden yaşıyorlar ancak bundan 7-8 yıl öncesine kadar en kötü bildiğimizin bile babacan tavırları olabiliyordu. falan filan.
Fatih Terim in tabiriyle söze girecek olursak ; şimdi şöyle baktığımız zaman sadece lise sona kadar hayatımızın yaklaşık 7 tam yılını okullarda geçiriyoruz. 7 yılda okuldan evveli eklersek okul harici hayatımız sadece 3-4 yıl. ilginç.
aslında çok güzel ve kıymeti bilinmeyen bir şeydir. mesela ev halkına bakmak için para kazanmak gibi sorumluluklarının olmayışı, tek görevinin okulda bir şeyler öğrenmek olması ve bunlara rağmen bazı çocukların okuldan nefret etmesi çok yazık.
bizim ülkenin Öğrencilerinin gece hayatı var oooolum.
Siz ne anlatıyorsunuz.
fakirlik falan. hey yavrum hey.
irinlerden Çorba yapacük, o da alkolden sonra iyi gelsin diye.
Sonra bla bla.
Aydın'da bir teyze vardır gece 3'te bile mendil satar üstüne de ananız Babanız nereye yolluyor sizi diye küfreder. manidar olan o saatteki tek müşterileri öğrencilerdir, mendilinizi alır küfrü yiyerek uzaklaşırsınız.
yorucudur. insanın canını yorar. sefaletin sessiz sedasız bir kenarda bekleyen kardeşidir. bir yer vardır, biliyorsundur, orda her şeyi yapman mümkündür ama oraya gidebilmen için diploma lazımdır.