ne iyi teyzedir o şimdi kapıyı çalsa elinde yemeklerle gelse diye beklenen teyzedir, ama nerde öyle teyzedir dedirtecek bir apartmanda yaşayan yazarın, yemek yapmak için kalkamaya hazırlanırken ağzından çıkan cümleler bunlardan ibarettir.
ev sahibimiz anlattı. üniversitedeyken binalarındaki bir teyzeda bunların evin anahtarı varmış. kadın gelip evin bütün işini yapıp gidiyormuş. (bunlar evde değilken)
bir gün eve geldim dedi iç çamaşırlarım ütülenmiş. o kadar yani. ulan bize selam vermiyorlar.
kütahya'da laleli camiin hemen arkasındaki apartmanda 2.yılımdı. ilk yıl lale devrindeki öğrenci evimiz parçalanmış, aile bağları kopmuş, parasızlık tavan yapmıştı. sevgili diye edinilen öküz parasızlık diz boyu olunca terketmiş *, aramaz sormaz olmuştu. ortamlardan ortamlara akan, ev partileri için taaa istanbullara giden umarsız bünye bir lokma ekmeğe muhtaç kalmıştır. iş yok güç yok bir de o zamanlar çalışmaya götte yok afedersin. arabası olan ev arkadaşı siktir oldu gitti minübüse vercek para yok...
indirim mindirim kollamadan aldığım, çil çil para saçtığım mango, adidas hatta gucci ve louis vuitton çantalarımı, okulda gözüme kestirdiğim bi kaç tiki kıza sattım. en azından okula yakın diye köy de kalan sevimsiz arkadaşlarda kalmaktansa evime gidebilicektim. neyse uzatmayalım evde ağıza atıcak bir pişmemiş makarna tanesi dahi yok o derece fakir ve perişen bir sahne. sular akmıyo. elektrik ne hikmetse kesilmemiş... daire kapısının üst kısmında apartman merdivenlerine bakan buzlu camlardan vardı. ordan ışık yandı dikkatimi çekti neyse bi hışırtı bizim kapıda hışırdadı. ses yok seda yok. e ışıkta söndü, kapıda çalmadı... neyse genede açtım kapıyı. ufacık bi poşetin içinde bir sap pırasa, çeyrek ekmek. cam bi ilaç şişesinde sıvı ya. kağıt bi külahta tuz. ulan ağlıcam ağlıyamıyorum . anlamam etmem yemek olayından ama o açlıkla şef ahçı gibi attım yağı pırasayı tavaya. onlar öyle kızardı sarardı bandım ekmeği yedim. *
daha önce de yaptığı keki böreği getiren bir teyze vardı, kesin odur diye teşekküre çıktım. allah razı olsun. karnımı doyurmaktan çok daha fazlasını yapmıştı bana. sandığım gibi yalnız değildim en azından beni gözeten bir vardı. bu düşünce bile yeterdi. sırf o kadın için o şehire gidilirdi ama gitmedim. ama düşünüyorum da açlığımı yoksulluğumu hisseden kadın oraya gelmeme sebebimi de sezmiştir bence.
merak eden olur belki hikayeyi bitiriyim.
sonrasında tabi bir kaç iş buldum yarım zamanlı, akabinde evle arayıda düzelttik. bir daha aç kalmadım. amazon'a soksan keresteci dükkanı açıcak kıvamda idim artık. *
trakya üniversite'sinde okurken yaşanan bir anıdır.
mistress fakir ama gururlu bir üniversite öğrencisidir tekirdağ'da. bir gün evine gitmek için bindiği minibüse elleri poşetlerle dolu bir teyze binmeye çalışır ve kalkar ona yardım eder. sonra muhabbet ederler ve ayrılma vakti gelince teyzeyle aynı yerde inip, elinde ki poşetleri evine kadar taşır mistress. 1 saat geçmeden mistress'in evinin kapısı çalar, kapıda yardım ettiği teyze ve elinde envayi çeşit yemekler. der ki teyze: "benim oğlumda edirne'de okuyor, duydum ki geçen gün aç kalmış. sende benim bir evladımsın, afiyet olsun kızım" der ve gider.
insanca davranmayı unutmadığımız sürece böyle güzel anıları herzaman yaşarız. umarım o teyzenin oğluna da birileri teyzelik etmiştir.
gönderdiği yemeğin yenmeyip çöpe dökülme ihtimalinin büyük olduğu ve tabağının geri verilirken en azından 2 portakal 2 elma konulup öyle verilmesi gerekecek olan teyzedir.
yanlış anons ailenin daha çok olduğu bir apartmanda yaşıyorum gece 4 te gürültü yapmayın diye gelen adamdan başkasını görmek kısmet olmadı daha tabi aidat toplamak için ayda bir kere gelen yöneticiyi unutmamak lazım Allah onlardan razı olsun. *