eski mahallemizde babamın arkadaşı hatta bir nevi kankası olan bilardo salonu sahibi bir adam vardı. adı neydi ahmet ya da ayhandı yamulmuyorsam ki kesin ahmet ya da ayhan değil. neyse biz ayhan diyelim.
işte ayhan abinin bilardo salonunda epey bir büyük akvaryum vardı. içine balina yavrusu atsan hiç takmaz kafaya orayı habitatı gibi kullanılır, o kadar büyüktü. içinde fazla sayıda ve çok çeşitli balık vardı. bilardo salonuna hemen her gittiğimde balıkları saymaya başlardım ama 25 ten sonra balıklar saçma saçma yüzerler ve kafamı karıştırırlardı. o zamanlar bi sempatim vardı balıklara.
günlerden bir gün bilardocu ayhan abi nin işlerinin kötü gittiğini öğrendim babamdan. ilerleyen zamanlarda dükkanın önüne gelen nakliye kamyonu her şeyi açıklarken akvaryum da boşalan salonun bir kenarında kalakalmıştı. babama söyledim o da ayhan abi den rica etmiş ve devasa akvaryum bizim eve gelmişti. 4 kişi zor taşımıştı 4. kattaki eve akvaryumu.
balıktan fazla anlamadığımdan 3-5 gün sonra akvaryumun rengi değişti, balıklar birer birer boğulmaya başladılar. hiç yoktran 10 yaşındaki küçük çocuğa yani bana öyle geliyordu.
ertesi günlerde akvaryumu idare edemeyeceğimiz anlaşılınca kömürlük denen eski eşyaların çürümeye bırakıldığı kara mahzene taşındı akvaryum ve yaklaşık 10 sene kadar da orda kaldı..
10 sene sonra üniversiteyi il dışında kazanınca oradan 2 oda bir salon ev tuttuk.
ev bomboştu amk, kendi kendime bile konuşunca salonda büyük bir yankı oluyo, 10 saniye boyunca bu yankı koridorda devam ediyordu.
ben de eve eşya alayım ne alayım diye düşünürken aklıma 10 sene önce evin kömürlüğüne çürümeye bıraktığımız akvaryum aklıma geldi. babamı aradım akvaryumu getirtelim dedim. beni kırmadı. komşunun tata arabasına atmış akvaryumu ankaradan getirmiş benim eve. neyse aldık koyduk salonun en göze batan köşesine.
eve gelen arkadaşlar falan herkes birer ikişer balık almaya başladı.
+ abii yemi fazla atmışım herhalde. su turuncu oldu amk.
- lan ne adamınsın siktin balıkların yaşamını.
+ kızma ben temizlerim şimdi.
- neyi temizleyeceksin olum suyu değiştirmek gerek şimdi.
+ değiştirelim.
- evde su mu var amk. yarın 5 damacana suyla gel değiştirelim beraber.
+ tamam hallederiz.
+ olum bak tane tane yem atıyorum balıkları kapıştırıyorum.
- rahat bırak olum hayvanları.
+ dur be iddiaya girdik ali yle. sarı balık siker atar bence.
* siyah affetmez olum zenci balık bi kere.
- hay muhabbetinizi sikim.
+ olum balıklar ölüyo lan.
- ne yaptın yine.
+ su pis olmuş biraz cifle çamaşır suyu kattım.
- iyi halt yedin. tut da bari balıkları kurtaralım.
+ tamam.
- olum eline alıp masanın üstüne bıraktın lan balığı.
+ nasıl kurtaracağız peki.
- git banyodan bi kova su getir de içine atalım.
+ tamam.
+ usta bak ne diyecem.
- söyle.
+ akvaryum suyunu ısıtmanın yolunu buldum.
- söyle dedim ya.
+ suyu kova kova alalım sonra ısıtıp tekrar koyarız.
- lan olum zaten doğalgaz yok, bir de ona harcamayalım.
+ iyi siktir et balıkları, yeni bir hayvan mı alsak???..
son kalan 2 balık da ısınmayan devasa akvaryumda soğuktan ölmüştür.
gayet hayvansever bir insanımdır. balıklar ölmüş olabilir ama suç bende mi asla. hayatında balığı sadece tabakta pişmiş olarak gören ev arkadaşların olursa olacağı budur. bir de ertesi ay papağan aldık onu da bir ara anlatırım.
zavallı balıkları açlıktan öldürmektir. öğrenci aç karnını doyurur ve balıklara da bir iki lokma ekmek attıktan sonra 3 gün yemek vermeyi unutur. yok finallerdi vs. derken balıklar vefat eder.
