odanın ışığı açıldığında ampulun* ilk anlarda tam performans çalışmaması ve bunun sonucu oluşan loş ortam.
odanın her daim dağınık oluşu.
odadaki masanın üzerinde geçen günlerden (peki peki yalan yok) haftalardan kalan tabak, kaşık, çatal, bardak gibi bilumum mutfak malzemelerinin duruyor olması.
terlikleri sürekli kaybetmeniz; ikisini de aynı anda bulamayışınız. terliklerden birinin salondan birinin banyodan çıkması.
odadaki duvar saatinin saniye kolunun sesi.
eve girer girmez direkt odanıza gitmeniz ve ilk iş olarak bilgisayarı açmanız.
odanın duvarlarını süsleyen birbirinden güzel, büyük boy film ve oyun posterleri.
son zamanlar iyice rahatsızlık vermeye başlayan eskimiş yatak.
odanın duvarındaki sebep olduğunuz çay lekesi.
zaman zaman çalışmayı red eden televizyonun kumandası.
odada yer alan balkon kapısından usul usul gelen soğuk hava.
babanın bir ziyaretinde elektrik anahtarıyla duvarın arasına sıkıştırdığı "sağlık karnesi yenilenecek"(okulu bitirene kadar orada duran) notu.
zaman zaman teklemesi sonucu odayı diskoya çeviren elektrik anahtarı.
klavye ve fare'nin ucu ucuna sığabildiği, küçücük bilgisayar masası.
odadaki prizin bozuk olmasısı sebebiyle metrelerce uzunluktaki beşli priz.
ögrenci evinden akılda kalanlardan bir tanesi de bitmek bilmeyen tartismalari ardından sürükleyen; alkol mü daha iyi yapar yoksa diğerleri mi? tartışmasıdır.
iki ay çöpe atılmaması sonucu biriken biralarla aynı gün içilmiş imajı vererek fotoğraf çektirmek.
en iyi kim salar, kim geğirir gibi övünülesi yarışmalar.
ev arkadaşı hırlamaları,
evin ne yaparsan yap temizlenemesi,
hep makarna ve patates türevi yemekler yemek,
evde biriken çöp ve bulaşıklar.
ama yine de güzeldi hala aradığım günlerdi..
sadece cam aralığından değil çatlayan duvardanda yağmurun girdiğini öğretir öğrenci evi. onun tüm halıları ıslatıp günlerce o ıslattığı halıların kokabileceğini öğretir. evet ıslak halı kokarmış işte tam olarak bunu öğretir.
uykusuz geceler ve sabaha kadar oynanan ps oyunları.
1 haftalık bulaşık için oynanan batak.
eve kız atan eleman haricindekilerin evi boşaltması.
eve kız atan elemana gerdeğe yollarcasına muamele yapmak.
yığınla bulaşık,sigara dumanı,boş biraz şişeleri,batak,sabahlara kadar çal söyle eylen,monopoly,yorganla oturmak,oo daha neler neler hepsi güzeldi ama neylersin ki bitti.
teras katta 2 oda bi salonda 6 kişi kalmak
teras kata yağmur yağdığında içeri su giymesin diye balkon kapısında bezle beklemek.
elinde şemsiyeyle terastaki halı kilim minderi toplamak için çırpınırken su birikintiside düşüp sırılsıklam olmak
g..t kadar mutfağa 15 16 kişi doluşup Zaga' yı izlemek. (o zaman Zagaydı)
mutfakta film izlerken önünden hamam böceğinin hızla geçmesi milletin çığlık çığlığa çayları kahveleri birbirinin üzerine dökmesi
korku filmi izlerken üst kattan ipe bağlanmış bir tesbihle tık tık vurulması hepimizin altımıza s...mamız
popkeklere mum dikerek doğum günü kutlamak
oturduğun yerden tavana terlik fırlatarak böcek öldürmek
bulgur pilavına sulu oldu diye bulgur ekleyip biraz piştikten sonra çiğ kaldı deyip tekrar su eklemek piştiğini görünce yine sulu oldu deyip biraz daha bulgur dökmek. bunun sonunun bir türlü gelmemesi ve bir kazan pilavla sonuçlanması
ay sonu uzun zaman alan hesap işlemleri ve bir türlü içinden çıkamamak
vs... vs...
unutamadığım tek şey, duş almak için banyoya girdiğimde duş jeli sandığım üzerindeki reklam kağıdı sökülmüş traş kolonyasını kafama dökerek bir hafta boyunca aynı kokuyu burnumda hissetmemdi ve dahası saclarımın döküleceğini düşünerek stres yaşamam ve saçlarımı bu stresten dolayı baya seyrekleşmiş hissetmemdi. arkadaş hastalık hastası olmuştum resmen her elimi atışımda saclarıma elimi simsiyah görmek kalp krizi yaşatacaktı bana.