kapıları pencereleri günlerce açık tutsanız da çıkmayan kokudur. lakin ev sahiplerini pek etkilemez. daha çok dışarıdan gelenlerin "vay am.ına koyim, bu koku ne olm? köpek mi öldü içeride? hassktirr!" türünden tepkiler vermesine yol açar.
efendim harıl harıl eve doğru gelirsiniz , bir an önce kendinizi eve atasınız gelir. binaya yaklaşilir ve ardından merdiven çıkılır büyük bir azimle. anahtar çıkarılır ve kapı açılır. işte tam bu anda , ayağınızı içeri attığınız anda sıcak bir hava vurur yüzünüze. içiniz keyifle dolar , evimdeyim lann dersin. işte o koku benim için budur.
kaynağın tespiti için gardıroba bakılması salık verilebilir. hatırlarsan en son yediğin yumurtanın tabağını tişörtle birlikte gardıroba sokmuştun ortalıkta oturacak yer olsun diye.
genellikle tuvaletten gelen dayanılmaz garip kokudur. öğrenciler tarafından bizden olamaz denen bu kokunun suçu apartman boşluğu denen fantastik bölgeye atılır, oda kokularıyla gittiği yere kadar devam ettirilir.
mırc mırc olmuş bir patatesten daha iğrenc koku yayabilen bişey yoktur. 16 günlük giyilmiş corap kokusu bile bunun yanında misk-i amber gibi kalır. kokunun kaynağı tüm aramalara rağmen bulunamaz bi de. o masum patatesin o denli iğrenc kokabileceği akla dahi gelmez. ölü fare ile lağım kokusunun harmanlanması gibi de tam olarak öyle değil de gibi. işte böyle birşey.
iğrenctir ev terkini dahi gündeme getirebilir.
deneyimli bir anne gelene dek sürer bu gidiş-gelişler.
Genelde birçok pis koku kaynağı olacağından bunları gidermektense kokuya alışmanın, kokuları gidermekten daha kolay olacağı konusunda hemenceceik uzlaşılır.
