genelde öğrenci evinin mutfağında bulunan hayvanat. evin bir üyesidir. maddi olarak bişey katmasada manevi olarak varlığını hissedersiniz. temizliğe yardımcı olur. mutfakta yere düşen domates, peynir, ekmek kırıntısını kaldırmanıza gerek yoktur. evde yalnız olmadığınızı tıkırtılarla size hatırlatır. bazen sıcak bir dost bazen gaddar bir düşman edası vardır. ama onsuz şu hayatın ta *dı yoktur.
farenin evde hüküm sürmesidir, öğrenciler hatunsa evi terkederler fare kafasına göre takılır. hayır tuvaletin geldiyse tuvalete yap değil mi? madem akıllısın, zekisin, bir götünü tutamıyorsun be hayvan.
zaman içinde kimsenin sallamayacağı evden biri muamelesi yapacağı hatta belkide hayvancağızın boş bira şişeleriyle, sigara izmaritleriyle yaşamaya alışmasından mütevellit taşınana kadar gece-gündüz ortalıkla kimseden çekinmeden gezebileceği evdir.
ömrü kısa olan, hayvan haklarından nasibini; çakmak gazı, olmazsa fare kapanı ile alarak hayata gözlerini yuman minik gri canlıdır.*
hatta isim bile takılır bu tip süpriz canlılara. benim tanıdığım bir fahir vardı. üç günlük ömrü, minnacık ayakları ile ayak basmadığı yer yoktu. üç gün boyunca kaçtı ama saklanamadı. girdiği bulaşık makinası*nın kaportasının arkasına kaçıp yediği bir tüp dolusu çakmak gazıyla alıştı evde keş gibi gezmeye... fahir fare kapanıyla veda etti dünyaya, naaşı belediye mezarlığında. her fare gibi o da çaresizdi öğrenci evinde yemek yoktu, açtı, itildi, hor görüldü, ezildi, fakat gururluydu, varlığı ile örnek bir fareydi. öğrenciler* sırf onu doyurmak için marketten aldıkları 250 gram kıymanın 1-2 gramını ona ayırıp yem yaptılar. fare evi terk ettikten sonra kalan kıymayla 6 yumurta kırarak karınlarını doyurdular.
--the end--
makarna artığı yemeye alışmış uyumlu fare. konuşabilseydi "ne olsa yerim abi, yeter ki yiyecek bişeyler olsun" derdi. bir kız öğrenci evindeyse uykuların kaçma sebebi de olabilir.
bu farelerin ortamın aşırı pis olmasından ve sürekli tek tip karbonhidratla(makarna artıkları) beslenmeleri sebebiyle ömürleri çok değildir. garibanlarım kendi kendilerine ölür giderler...