ana şefkatinden uzak, sevgili çorbasına hasret olmaktır. burundan akan sudan üretilen enerji ile elektrik faturasını azaltmaktır. teke başına yatakta yatarkan taylhaaat ve türevleri şeklinde böğürmektir. evin demirbaşı tuvalet kağıdı görünümlü peçetlerle odaya kar yağdırmaktır. arkadaşın yaptığı hazır çorbanın üç gün sonra küflenmesidir. * yatak civarında bir cisim haline gelmiş virüsleri görebilmektir. uyandığında "abi dersim var lan" diyebilmek ve ardından gelen hayal kırıklığı ile akşam yemeğini yiyebilmektir. ulan bir hamur işi olaydı da yiyeydik dediğinizde arkadaşın elinde vize notları ile gelip "al panpa 3. kalite ama idare et" diyerekten sıçtığı espiriye lanet etmektir. hasta olmayın lan, kombi seni de seni yapanı da skiyim emi.
hastalığın acısını resmen yaşamaktır. sıcak çorbadan, hastasın sen canım, ateşin var bir sirkeli su yapalım ilgisinden kilometrelerce uzak olmaktır. yakın olduğunuz tek şey peçeteler, zorla gidilen doktorun verdiği ve midenizi berbat eden ilaçlar, varsa bir de sevgilidir.
Berbat durum. Bir çok kez başıma geldi zırt pırt hasta olabildiğim için. E bu zırt pırt hasta olmak da bakımsızlıktan kaynaklanıyor takdir edersiniz. işte bu süreçte bakımsız kalan öğrenci hastalığı da daha ağır ve uzun yaşayarak atlatabiliyor. Yanında onun doktora gitmesine yardımcı olabilecek, yerinden kalkamadığını görüp eczaneden ilaç almaya gidecek, yine takati olmadığını ve ilaç içmesi için de midesine bir şeylerin girmesi gerektiğini fark edip ekmek arası bir şeyler de olsa hazırlayacak biri varsa ne âlâ.
Benim yanımda böyle biri olmadı hiç ev yaşantımda. Ben hastalıklarımı doktorsuz, ilaçsız ve dahi yetersiz/dengesiz beslenme ile atlattım.