öğrenci evi!!
ögrenci evi demek, bir eve ait tum tabuların
yıkılabilirliği demektir.
posterler ve duvar saati tavanda durur, portakal
kasasında plaklar, en metalcilerin evinde bile dallı
güllü koltuk örtüleri, balkonda depozitosu bir kirayı
karşılayacak kadar boş efes şişeleri, üst daireden
kaçak çekilmiþ kablolu tv,
mutfakta biri diğerine hiç benzemeyen bir yığın tabak
ve promosyon harry potterli ya
da bira markası amblemli bardaklar, yerdeki siyah
minderlerle tezat evin
demirbaşı koca kollu avizeler, her odada minimum
yirmi beŞ yaŞInda olan farklI farklI perdeler,
dikey ve yatay tIkıştırılmış kitaplarla ve
onlardan kalan yere konulmuş yarısı yakılmış mumlar,
bir iki kızılderili kartpostalı, kinder ya da toto
oyuncağı,
ne alırsan bir milyoncudan dayanamayıp alınmış
tornavida seti ya da kerpeten,
tuvalette muhakkak bir iki dergi,
tuvalet kapısında yaratıcılığa bağlı bir iki uyarı ya
da bilgilendirme notu.
ögrenci evi zil sesinin günün her saati
duyulabileceği, istiab haddinin tahmin edilemediği ve
bir gece uyumak için
kalan insan sayısı rekorunun sürekli yeniden
kırıldığı neşeli ve samimi bir ortamdır.
öğrenci evinde kimse kül döktü diye utanmaz. öğrenci
evinin her köşesinde
yatılabilir. her saat kalkılabilir.
kahvaltı 16.00' da öğlen yemeği 22,00
de ve akşam yemeği de 03,45 de yenebilir.
normal evlerin tersine faturalar senede dört ya da
altı kez ödenir. bu
ödemeler arası bazı günler, mum ışığında muhabbetle
ve camiden su
taşırken hem eğlenmek hem küfretmekle geçer.
öğrenci evinde hep fazladan giysi olur. Gelen unutur
giden unutur, kocaman bir
misafirden kalan eşyalar listesi olur.
öğrenci evinde 24 saat kesintisiz muhabbet olur.
vardiyalıdır, yorulan gider yatar yerini uyanan alır.
öğrenci evi, king demektir, tabu demektir, risk
demektir, efes fıçı demektir, kirli çarşaflarda
huzurlu uyku demektir.
sen bacısın ben kardeş yirmi kişi aynı odada
uyuyabilmek demektir. perdelerdeki sarı sigara dumanı
lekelerine bakıp
görmemektir.
öğrenci evi, beş sene elektrik süpürgesi ile
tanışmasa dahi asla tozlanacak kadar yalnız
kalmayan evdir.
öğrenci evi, öğrencilikten çıktıktan sonra kıymeti
onbine katlanan bir gençlik ateşi şöminesidir. artık
bir okulda kaydın yoksa ama ssk' da sicil
numaran varsa, ne kadar kasarsan kas ne o gümüşlüğünü
tek
kolonlu roadstar marka dandik müzik setiyle
değiştirebilirsin ne de o yağlıboya tabloyu indirip,
duvarına bantla dünyayı kurtaran adamı
yapıştırabilirsin.
öğrenci evi dört ila on yıllık bir saltanat
sarayıdır.
bunu evden mezun olmayan anlamaz!
öğrenci evi modunda taşındığım ev zaten yeni ve lüks olmayan bir evdi. Aslında bir şikayetim yoktu, ta ki klozet fırçası alıncaya kadar. Beyaz seramikten yapılmış modern tasarımlı olan bu fırça o kadar bu eve ait değil ki her seferinde gözümü tırmalıyordu. Aslında ev o kadar da eski değil, sadece fırça fazla modern işte.
üç yıldır aynı evde oturuyorum. beş katlı bir apartmanın üçüncü katı. her katta iki daire var, semtin güzel yeri diye tutmuştum zamnında. bir de öğrencisin tabi, herkes evini vermiyor vs, ev sahibiyle de anlaşınca kaçırmayalım dedim. üç senedir, her akşam apartmana girdiğimde burnuma envai çeşit yemek kokusu gelir, ve bir kez dahi olsun biri de bir tabağa koyup evime yemek getirmemiştir. hayır yanlış anlaşılma olmasın, onların yemeğine kalmadım çok şükür amma ve lakin bana kimse türk insanının has özelliklerinden bahsetmesin.
üst katımda her daim bir gürültü vardır. alt katımda ise öğüre böğüre uyanan bir adamın çığlıklarıyla güne merhaba demek, kaderim oluvermiştir. apartmanda hunharca merdiven inen ve çıkan komşularım vardır. ben sabah 7de çıkıp akşam 6 gibi eve dönen bir öğrenciyim. bir gün olsun yüksek sesle müzik dinlemişliğim yoktur, gürültü desen o da olmaz.
ilginçtir, tıp okuduğunuzu bilen cingöz komşular, ah evladım bi tansiyonuma baksan deyiverir mesela saat mefhumundan yoksun. yada ilaçlarını yazdırmak için elinize sıkıştırıverirler sabahın köründe çarpık çurpuk bir kağıdı. ama akıllandım, muayene olmadan yazdıramam hastaneye kadar gidin öyle yazdırın diyorum. zaten doğrusu da budur lakin bunu anlama kapasitesinde değildir komşucuk. ee napalım, bir tabak yemek getirseydiniz böyle olur muydu hiç? *
hiç bir zaman kaç kişi kalıyorsunuz sorusuna net cevap verilemeyen, nüfusu belirsiz evdir, televizyn izlenmese dahi daima açık bırakılır, eve ayakkabıyla girmek serbesttir, eline şarabı alan gelir ders notu almaya, herkese kapısı açıktır,
hiç biri diğerine benzemeyen bardaklar ve tabaklarla doludur, cocacola promosyonları ağırlıktadır, harry potterlı filan hani,tuvallette ve banyoda uyarı notları bulunur çünkü arkdaşların çoğu ormanda yaşadığından bu alanları nasıl kullanacaklarını bilmemektedirler,
evde kime ait olduğu bilinmeyen pijamalar tişörtler bulunur umursanmaz, öğrenci evinde yere kül dökmektn kimse çekinmez, kül tablası genelde ağzına kadar dolduğunda ters döner yarın temizleriz diye bırakılır bi hafta yerde kalır,
öğrenci evi 5 senedir elektirik süpürgesi görmemiş yerlerin, hiç boş kalmadığından ,tozlanmaması demektir, öğrenci evi heryeri yatılabilir konforlu evdir, öğrenci evi tepeden tırnağa bi milyoncudan alınan teknolojiyle donatılmış eğlenci yerdir
aç kalıp çekmeceleri karıştırdığınız ve hiç bişi bulamadığınız o gün karın ağrılarıyla uykuya daldığınız ,daha doğrusu bayıldığınız sıcacık yuvadır,
mezun olunca değerini anlayacağını adım gibi bildiğim saltanat sarayıdır öğrenci evi...
yerdeki ekmek kırıntıları ve çekirdek kabuklarının çokluğu nedeniyle halının desenini asla göremiyeceğiniz evdir. Aynı zamanda bir evde en fazla kaç insan barınabilir rekorunun her gece tekrar tekrar kırılmasına sebep veren kapının herkese açık olduğu gidenin yerinin boş kalmadığı bir ev çeşididir. Gelenlerden tek beklenen yanlarında hayatsal değeri yüksek maddeleri; sigara, bira, çerez; getirmeleridir. Ögrenciler günlerinini ders çalışmaktan ziyade evde halı saha maçı yaparak, çift masa okey + 1 masa tavla oynayarak, ya da boş bulunan koltuğu kapıp saatlerce orda yatarak geçirirler. hayat boyu yaşabileceğiniz en sıcak en eğlenceli en kalabalık ortamdır.