isinmayan odalari, lekeli yer ve duvarlari, farkli renk ve desende toplama esyalari, tezgahtaki dag gibi bulasiklari ve klasik yemek monusuyle diger evlerden kolayca ayirt edilebilen ev tipi. gorunumdeki tum olumsuzluklara ragmen, saglam dostluklarin kuruldugu, aci tatli anilarla hayatin biraz olsun anlasildigi, kisinin ogrencilik hayatinda kalabilecegi en renkli ve en eglenceli mekandir ayni zamanda.
belki de torrente çok asılıp, dolu dizgin psikolojik filmler seyrettiğinizden şizofren bile olmuş olabilirsiniz. belki de benimdir lan o. tuvalete girince başka biri oluyorumdur.
- axxo, beni de riplesene?
+ ne axxosu abi, kendine gel.
- he! hı! nasıl geldim ben buraya!
+ dedim abicim download limit koyalım diye.
sonuç itibariyle; her şeyi dozunda yaşamanın gerektiği dört duvarla çevrili stüdyodur. *
hiç bir zaman kaç kişi kalıyorsunuz sorusuna net cevap verilemeyen, nüfusu belirsiz evdir, televizyn izlenmese dahi daima açık bırakılır, eve ayakkabıyla girmek serbesttir, eline şarabı alan gelir ders notu almaya, herkese kapısı açıktır,
hiç biri diğerine benzemeyen bardaklar ve tabaklarla doludur, cocacola promosyonları ağırlıktadır, harry potterlı filan hani,tuvallette ve banyoda uyarı notları bulunur çünkü arkdaşların çoğu ormanda yaşadığından bu alanları nasıl kullanacaklarını bilmemektedirler,
evde kime ait olduğu bilinmeyen pijamalar tişörtler bulunur umursanmaz, öğrenci evinde yere kül dökmektn kimse çekinmez, kül tablası genelde ağzına kadar dolduğunda ters döner yarın temizleriz diye bırakılır bi hafta yerde kalır,
öğrenci evi 5 senedir elektirik süpürgesi görmemiş yerlerin, hiç boş kalmadığından ,tozlanmaması demektir, öğrenci evi heryeri yatılabilir konforlu evdir, öğrenci evi tepeden tırnağa bi milyoncudan alınan teknolojiyle donatılmış eğlenci yerdir
aç kalıp çekmeceleri karıştırdığınız ve hiç bişi bulamadığınız o gün karın ağrılarıyla uykuya daldığınız ,daha doğrusu bayıldığınız sıcacık yuvadır,
mezun olunca değerini anlayacağını adım gibi bildiğim saltanat sarayıdır öğrenci evi...
gündüzlerin geceyle karıştığı, bira şişelerinin biriktiği, dostlukların en anlamlı yaşandığı, eski buzdolabının ayakkabılık olduğu, yemeğin çok az piştiği, kurulan sofranın yeri geldiğinde bir hafta sonra kalktığı, müsafirin eksik olmadığı, özgür olunan yaşanası yaşandığında da hayatta apayrı yer bırakan evdir.
aysel gürelin evini andıracak kadar dagınık ve pis olan,her kafadan bi ses cıkan,özgürlüğün en şahlandıgın zaman,annen aradıgın ders çalışıyorum deyip aslında nette deli gibi cirit attıgın mekan.. kahrıda güzel sefası da.
eglenceli olduğu kesindir.
diğer taraftan hiç kimsenin hiçbir işi üzerine alıp yapmak istemediği evdir.
sinirlerinizi alt üst eden tarafları yok degildir ama hayatınızda yaşayıp yaşabileceginiz en güzel hatıralardan biri olarak kalacaktır.diğer taraftan tecrübe, insan tanıma bakımından çok şey ögreneceginiz ev olacaktır.
kavgasıyla, gürültüsüyle, eglencesiyle hep hatırlarsınız...
kavganın pasaklıca değil titizce çıkarıldığı evdir. aslında pasaklı pisliğinden ötürü değil, aykırı kişiliğinden ötürü böyle sıfatlandırılır bu evde. misal titiz ya da titizler yemek yapar/lar. bizim pasaklıysa ya dışarıda yemiştir yemeğini ya da miskinliğinden yemek hazırlıklarına katılmaktansa aç kalmayı tercih etmektedir. ama hayır! titizler evde ne var ne yok silip süpürdükleri, hatta pasaklının mutfak malzemelerini de bu sırada iç ettikleri halde bir de yemediği yemeğin bulaşığını yıkamasını isterler pasaklıdan. ve kızılca kıyamet kopar, haksızlığı gururuna yediremeyen pasaklı titizlerle selamı sabahı keser. öylesine kinle dolar ki bazen kendi payına düşen son kirayı dahi ödemediği olur yurda çıkarken. tabi burada titiz, her işe soktuğu burnunu kira sözleşmesine de daldırmadan yapamadığından mağduriyete düşer ve böylece bir öğrenci evi hikayesi daha son bulur.
az önce bir tanesinin salon olarak kullanılan odasının halısının ortasında bir adet sülük peydah oldu. Biz o sülüğü imha edip halının ortasına bıraktığı izi temizledik. Fakat şu an kafamıza takılan bazı şeyler var: bu sülük denen canlı nerelerde yaşar? bizim evin salonuna nasıl gelmiş olabilir?
dolabındaki 5 litrelik geniş ağızlı plastik su bidonunda tuzlu çökelek basılıdır. tuz oranı turşudan fazladır, ki akmasın kokmasın. gidilir gelinir,ekmek arası yapılıp homps humps diye yenilir. tuzdan tansiyon fırladıkça beraberinde içilen çayın diüretik etkisiyle beyin kanaması riski savuşturulur. en kötü ihtimalle "bizim oğlan okuya okuya kafayı yedi" kategorisine girilir.
1. mutfakta her zaman yıkanması gereken bulaşık
2. her sabah uyandıgında bugün ne yiyeceğiz diyerek görülen boş buzdolabı
3. her tarafta dağınık çamaşırlar
4. kokan çoraplar
5. 3 kişinin çöpe 6 seferde atabileceği kadar birikmiş çöp
6. sınav akşamları kağıt oynanan
7. sigara paketleri ve dumanıyla dolu gaz odaları
8. muhabbet
9. "sex"
10. güzel anılar
ve daha aklıma gelmeyecek kadar çok hatırası bende mevcut olan ulvi ortam..
altında karmaşık hislerin, taban tabana zıt duyguların yaşanabildiği çatı. misal olarak an itibariyle yıllardır canciğer arkadaşlarım öyle laflar koyuyorlar ki, çok da zekidirler * yani nefret derecesinde kızgınlık, ama içinizden bu duyguyu nötralize etmeye çalışan başka bir duygu, o köklü sevgi. böyle geçer hayat işte, neyse ben peste koyarım üç beş tane gelirim kendime
karakteristik özelliği kimseyi tek başına barındırmamasıdır. bundan dolayı bir öğrenci, evinde tek başına yaşadığını iddia ederse safsatadır, yalandır, dolandır.
genellikle yemeğin olmadığı ama bütün olumsuzluklara rağmane genelde çok neşeli olan ve muhabbetlerin koyu olduğu ayrıca çilingir masalarıyla ünlü mekan.