balkonda unutulan su şişesini açamayan insanların bulunduğu mükemmel ortam. bu insanlar kapağı, kapağın çevresine ateş vererek ısıtmak suretiyle açmaya çalışmışlardır. kapağı suyun altına tutmak gibi bir fikir akıllarına gelmediğinden aşağıdaki yöntemi kullanmışlardır,
gördüğünüz bizzat benim elim olup, olay 4 kibritin harcanması, şişenin bir bölümünün erimesi, parmağımın yanmasıyla sonuçlanmıştır. yaptığı hatanın farkına varan eşek grup, şişeyi sıcak suyun altına tutarak sorunu birkaç saniyede çözümlemişlerdir. ya da kaldırsam mı o fotoğrafı lan?
bazılarında her kapının üstünde su dolu maşrapa olan evlerdir. böyle olan öğrenci evlerine 3 yılda gidip gelseniz bir yolunu bulup sizi bu yöntemle ıslatırlar.
filmlere göre her odada bilgisayar olan herkesin kendi zevkine göre döşediği bir odası garip komşular * gırgırın şamatanın eksik olmadığı ev sahipleri erkekse kızın kızsa erkeğin eksik olmadığı evler bütünü. ancak gerçekte bu ve buna benzer evler çok azdır yok mudur vardır ancak genel itibari ile öğrenci evinde bi tane tencere antenli televizyon bulunur kışın sıcak olsun diye herkes bir odaya doluşur * ve atmaca gibi komşular bulunur ayrıca eve de kız filan gelmez yok yani gelmez gelse de arkadaş gelir çay içmeye gelir *. ha kız öğrenci evine erkek gider mi gitmez yani gitmek ister ama gitmez gidemez.
öğrenci adamın yaşam alanıdır, aile evinden farklı olarak kimse davet beklemez, emrivaki esas alınır şöyle ki, baba yarın, biz size içmeye geliyoruz , nedir yahu bu burası da ev, burada da salon var, masa var, pilav yapılıyor yeri gelince fasulye bile yapılıyor, ne farkımız var ulan dersiniz içten içe ama bir türlü söyleyemezsiniz, burası meyhane değil diye düşünürüsünüz ama açıklayamazsınız, en basitinden bir mazeret bulursunuz hacım ya evdeki arkadaşın sevgilisi geliyor yarın müsait olamayacağız kusura bakmayın, öteki emrivakinin mazeretini hazırlamaya başlarsınız...
ayın 7'sini iple çeken haşerelerin yaşadığı mekan. erzak bakımından evde; makarna ve yumurtadan başka bi bok yoktur. her sofra kuruluduğunda:
- beyler yarın temzilik yapalım denilse de, pisliğe alışan ev ahalisi bu durumu es geçer.
bulaşıkların yemekten sonra değil, yemekten önce yıkandığı evlerdir. böcek, fare, yada evde karşısınıza çıkan bir yabancının evin asıl sahipleri tarafından yadırganmadığı evlerdir. çoğunluklada insanı okulu bir an önce bitirip defolup gitmeye teşvik edicidirler.
buzdolapları en iyi ihtimalle birkaç yıllıktır. böyle bir buzdolabıyla yaşanan olası durumlar şöyledir;
1.buzdolabına hasbel kader girmiş sinekler birkaç gün sonra canlı çıkar.
2.meyve - sebze çekmecesini her çekişinizde mutfağı su basar.
3.buzdolabına ait garip parçalar ısrarla yerlerinden çıkar yada düşer.
4.eve gelen anne temizliğe giriştiğinde size buzdolabının arkasına düşmüş beyaz bir bidondan söz eder. halbuki bilmez, o bidon dediği de buzdolabının ne idüğü bilinmez bir parçasıdır.
okula yakınlığıyla derse yetişmenin ters orantılı olduğu yerlerdir, ev nüfusu güne bağlı normalin 3-5 katına rahatlıkla çıkıp inebilir, okurken en güzel anılar genelde o evde yaşanmıştır.
vize zamanları beledıye coplugune doner,hersey bir birine girmıstır.vizelerden sonra toplayana kadar zaten diger vizeler gelir yani kısır bir dongu anlıcan.
yaratıcı çözümlerin bulunduğu, içki şişelerinin eksik olmadığı, ordan burdan aşırılan eşyaların kullanıldığı evdir.
örneğin öğrenci evinde su bardağı yoktur. promosyonlu kolalardan toplanan coca cola ve pepsi bardakları bulunur. hemen hemen her çeşit alkol bardağı mevcuttur. çoğu kullanılmasa bile rakı, viski, tekila bardakları kesinlikle vardır.
mc donalds veya burger kingten aşırılan tepsiler kullanılır. ayranı yok içmeye tahtirevanla gider sıçmaya sözünün uygulaya geçirilen somut biçimidir bu evler. nargile bulunur, laptoplar her sağda solda ayağınıza çarpar, ağzına kadar sigara küllükleri görürsünüz banyoda mutfakta falan. ufacık bir bütçe fazlalığında hemen votka, tekila, viski gibitaşaklı içkiler alınır uzun süre içilmez sadece izlenir ki iştah olduğu zaman içilsin.
yaşamak güzeldir ama öğrenci evinde. her yeri pislik götürse de göze batmaz.
gece evdeki nüfus 5-6 iken ertesi sabah, hatta akşam üstü ayılındığında nüfusun 15-16 olmasının gayet normal karşılandığı, gerekli zaman ayırılırsa yerdeki kırıntılardan gayet güzel bir çilingir sofrası kurularak ziyafet çekilebileceği gibi bu güzel ziyafetin üstüne, o saatlerde ev içerisinde ayık dolaşan ve sizin gibi eğlenmeyi bilen birini bulduğunuzda yerdeki bira kutularıyla maç yaparak keyifli dakikalar geçirebileceğiniz mekan...
garabet olduğu kadar bir öğrencinin yaşamaktan hiçbir zaman üzülmeyeceği pişman olmayacağı yaşanmış yada yaşanmakta olan durumdur.
içerisinde her türlü mikrop çeşidinin yaşadığı evdir. muhabbetler genellikle şöyledir:
-ya aga yarın bi balık yapalım....
doğru yapılır ama 3 - 5 ay sonra yapılır tabi yapacak tava bişey bulunursa....
-ya aga bu sofra kaç gündür böyle..
bizim evden örnek 2 gün boyunca sofra toplanmadan yerde kaldığını bilirim, tabi kaldırmak için itfaye çağıracaktık...
-ya aga eve hatun atalım...
doğru atılır ancak bi sikime benzemeyen bişey olur...
kısacası öğrenci evi umutların pislik içinde yaşandığı bi yerdir ancak güzeldir bu rezilliği yaşamak.
içinde kendi ekosistemini oluşturmuş canlılar barındırır.her tür varlığın yaşaması olasıdır.bakterilerden tutun da atraksiyon olsun diye çağırılan gelip gelmediği anlaşılamayan yine de üç buçuk attıran ruhlara kadar
içerde alien dahil tüm canlıların barınabildiği, hatta her an herhangi bir yemek tenceresinden mutasyon geçirmiş bir yaratık çıkacağından korkulunan yerdir. peki nasıl yaşıyoruz bu yerlerde?
öğrenci yaşam platformu insan vücuduna benzerlik gösterir fakat; bu organizma hiçbir şekilde insan denilen yaratığa benzememektedir. kişi kendi özelliklerini bir kenara bırakarak yeni bir yaşam sürecine geçmektedir. efenim sizlere anlatmak istediğim bir diğer şey ise biz gibi yaratıkların ara sıra oturup insanlıklarını özler duruma gelmeleridir. kişi benliğini kaybetmeden yani mutasyon geçirmeden önce nasıl yaşıyorsa bunu hatırlamak istemez veya çok özleyebileceğini dolayısıyla üzüleceğini düşünerek aklına bile getirmez. kişi mutasyon geçirdiği zaman ona verilen "genç insan" sıfatından "öğrenciyus sefilyus" sıfatına geçerek evrim sürecini tamamlar. bu evrim sürecinin başlangıcı aslında üniversite denilen radyasyon dolu yere girerken değil de çok önceleri başlayan bir süreçtir.
şöyleki;
1) "genç insan" ilk önce ergenlik diye tabir edilen dönemi atlatarak "öğrenciyus sefilyus" evrim döneminin ilk adımını atlamaktadır. lise döneminin bitimiyle hatta lise son sınıfın bitimiyle devlet "öss" denilen yüksek düzeyde radyasyon yayan ve bir o kadarda kişi üzerinde psikolojik baskı uygulayan silahını kullanır. öğrenciyus sefilyus artık bu süreci kabullenir ve 2. adımı atmış olur.
2) kişi özelliklerinden vazgeçerek artık son günlere yaklaşmıştır. genç insan diye tabir ettiğimiz bu yaratıkların ataları olan "anne - baba" yaşam platformu genç insanın üzerindeki baskıyı azaltmıştır.
3) evre asıl bitiş sürecine girmiştir, sınav sonuçlarının açıklanmasıyla genç insan kişisi adeta bir "checkpoint" atlayarak yoluna devam etmektedir.
4) öss sınavı denen silahla yüksek derecede radyasyona maruz kalan genç insan kişisi artık bu radyasyon etkisiyle küçük hafıza kayıpları, kişileri tanımama, alkole bağımlı olma, kız arkadaşlarına daha bir yaklaşma güdüleriyle hareket eder.
5) son maddeyle öğrenci kişi üniversite denen yerin kapısından içeri girer ve artık evrim süreci tamamlanır. mutasyon gerçekleşmiştir. artık o bir "öğrenciyus sefilyustur"
böyle bir süreci atlatan öğrenciyus sefilyus insanlıktan geriye bir şey bırakmamıştır. bu yüzden sayısız derecede kokan çorabı aynı torbanın içine koyup onu aylarca bir kenarda bekletebilecek duruma gelmiştir. aylarca sadece makarna yiyen öğrenciyus sefilyus, patates kızartması ve ilerleyen devrelerde menemen,pilav ve kız arkadaşlarına yemek yaptırma durumunu yaratmıştır. insalıktan bir damla bile nasibini almayan yaratığımız için evin pisliği dikkate alınacak bir durum değildir. o maddiyatı öldürerek artık başka platforma taşınmıştır. kokuşmuş (hatta ileri seviyelerde küflenmişide mevcuttur) kıyafetleri yıkamak için "kuru temizleme" ya da "arkadaşın çamaşır makinesi" denilen yerlere gitmiştir.burda da görülüyorki kişi temizlik namına bir şeyler yapma çabası göstermektedir.
ben bir öğrenciyus sefilyus olarak defalarca bu illetten kurtulma girişiminde bulunmuş ama bir taraftan "güzel be abi" dış sesini duymuşumdur. hak vermişimdir.
işte bu yaratığın ve bu derece pisliğin bulunduğu yere öğrenci evi adı verilmektedir. **
bir de eski püskü olan kapıları gıcırdamasa ve aynı odayı, büyük ihtimalle maddi açıdan zorlanmak sebebiyle kullanmak zorunda kaldığınız güzel insan o gıcırtıyla kalkmasa daha bir sevilecek evdir. ve tabi ki daha güzel yemekler pişse daha bir sevilir.