evdeki kalmış bütün sebzeleri böceklerinden arındırdıktan sonra hafif kızgın yağa atın biraz pişirin. özellikle patlıcan evde kalmamışsa bile gidin alın. domatesleri küçük küçü çok da uğraşmadan kesin evde ne kadarbaharat varsa hepsinden azar azar katın bu sebzelere sonra makarnayı pişirmeye başlayın. makarna pişerken sebzeler de hafif ölür sonra makarna kaynayınca sebzeleri üstüne boca edin , baharatları da evde yoğurt ya da mayonez varsa az olmak koşuluyla sebzeli makarnaya katın, zeytin de doğrayın içine..sonra bu makarnaları fırına girebilicek bi borcama aralara 4 dilim kaşar peyniri sıkıştırmak suretiyle kat kat dökün.fırına koyun 15 dakika bekletin 180 derece çıkınca ne tam makarna ne tam pizza olmayan ikisinin arası bi yemek olucak kendileri. acımayın yiyin..afiyet olsun
(bkz: hefeweizen'la bi yemek masalı)
makarnanın önderliğinde ilerleyen, kızarmış patateslerin, haşlanmış yumurtaya ilettikleri selamın ardından konservelik bezelyenin buradayım komutuyla, salatanın son üçlüğü attığı, yemeye doyulamayan,doyulmadığı için tekrar yenen,"olmazsa olmaz"olmadığı halde başka alternatiflerin de, bütçeyi kastığı nacizane yemeklerdir.
salçalı, patatesli yumurta. bi de boyle yogunlukta ekmeğide katıyon yanınada kola. 1990-2000 yıllarda böyleydi. makarna cabası ve annelerin gönderdiği hoşaflar, çemenler, erişteler. hele reçeller hor boka katılırdı.