kimliği araştırılmaması gereken kişidir.
öğrenci evleri facebooka benzer şöyleki ikisinede her isteyen girebilir mesela. yada birisi senin facebook taki fotoğrafına yorum yaptıysa arkadaşının arkadaşı falan olabilir bu nedenle birisi gelip senin öğrenci evindeki yatağına yatsa bile şaşırmazsın arkadaşının arkadaşı olabilir. o arkadaş yatağını beğenebilir belkide oda arkadaşları ile de paylaşabilir.
bir diğer ev arkadaşının, kimliği hakkında yorum yapabilceği şahsiyettir. sen onu bunu bırakta bizim evde sahipsiz hafıza kartı bulundu içindeki resimleri bir gör bir daha görme kim la bu bıyıklı, evde güneş gözlüğüyle poz veren amca diye düşünüp durdum. yani ev öğrenci evi olunca neler çıkıyor o salondan neler.
malumunuz, türk insanının hayatında bir öğrenci evi gerçeği var, öyle ya da böyle birgün yolunuz düşer, müdavimi olmasanız bile, misafiri olursunuz ve öğrenci evinin acımasız gerçekleriyle bir bir tanışırsınız.
öğrenci evinde muhakkak rastlayacağınız 10 şey vardır;
makarna
makarna
makarna
makarna
makarna
makarna
makarna
bulaşık dağı (rakım 3500 fit)
pis çorap
ve işte konu başlığımız olan, kimliği meçhul şahıs...
bu şahısla genelde iki türlü karşılaşırsınız, birincisi uyandığınızda, ikincisi dışardan eve geldiğinizde.
eğer o evde misafirseniz, çok iplemez, ev sahiplerinden biri zannedersiniz, yok eğer siz ev sahibiyseniz, işte o zaman içinden çıkılmaz bir hesaba girersiniz.
hayatınızın en masum, en saf, en karmaşık, en doğru, en yanlış, en rere ve en rörö sorusunu, ahmak bir yüz ifadesiyle sorarsınız;
---bu kim la?---
evin salonunda, büyük bir horultuyla uyuyan ve yorganın ucundan kafası görünen ama yüzü seçilemeyen, esrarcengiz bir herif...
'ben nerdeyim lan, yoksa yanlış evde miyim aq?' düşüncesiyle evi kolaçan ettikten ve doğru yerde olduğunuzu anlayıp, kısa süreliğine hasıl olan 'vaziyet i dumur'u atlattıktan sonra, parmak uçlarında, meçhul şahsa doğru yaklaşıp bakmak istersiniz.
fakat aksi gibi, bir türlü yüzünü göremezsiniz ibnenin, ya götünü döner, ya kafasını yorgana gömer, ya yastığın altına sokar, kasten yapıyormuş gibi uğraştırır sizi.
üstelik hunharca osurup, salyalar akıtması da kaçınılmazdır -göbeğini kaşıdığından hiç bahsetmeyelim- .
bir aralık yüzünü görme şansınız olur ve o an, merakınız ikiye katlanır, çünkü bu adamı hayatınızda ilk defa görüyorsunuzdur.
hemen evin diğer üyesi veya üyeleriyle temasa geçip, kimlik tespiti yapmak için yanıp tutuşmaya başlarsınız.
-kadiiir, şşşş kak lan
-hüüeee
-böğürme öküz, kalk bi
-ne var amınıfrhmmm
-oğlum salonda biri var, kim lan o?
-ne salonuyhammsfrmm
-ya salonda biri uyuyor olum, misafirin falan mı?
-ya ne biliim aq, bisktr gituyuycmhfrrmmm
-hay aq senin
***
-cemal kalksana bi
-hıııııh neee
-hacı salonda biri var, kim o?
-benim dersim yok yah, uyuycambnhmmfrr
-ya alla allaaa, ne dersi olum salonda biri uyuyo diyorum kim o, tanıyo musun?
-haa yok ya, kadir'in misafiri olabilir hmmssffff
-yok olum o da tanımıyo, vay aq, işe bak ya...
sabah sabah belanızı bulmuşsunuz demektir, evin salonunda, osura osura uyuyan, kimliği meçhul bir herif ve cevapsız sorular...
ya salonda bir köşeye ilişerek, bir sigara yakıp, uyanmasını beklersiniz, ya da 'koy götüne rahvan gitsin' deyip, odanıza çekilirsiniz...
