öğrenci evlerinde öğrencilerin oturduğu evin sahibidir.
aklı hep kirayı zamanında almakta ve öğrencilerin evi düzgün bırakmalarındadır. duvara çivi çakarlar mı, depozitodan fazla masraf yapıp kaçarlar mı, lambaları, prizleri de söküp götürürler mi düşünceleri aklından çıkmaz.
bir de komşu olanları vardır. bu durum öğrencinin lehine de olabilir aleyhine de.
lehine olma durumu yediklerini içtiklerini paylaşan ev sahipleri olur. apartmanda gün olduğu zaman kalan börekler, kısırlar, kekler ve poğaçalar öğrencilere verilecektir. tadından yenmez. içli dışlısınızdır. sorunlar kolay halledilir.
aleyhine olma durumu ise yemediğini, içemediğini paylaşan ev sahibi olmasıdır. buna da şahit oldum. bir ev sahibimiz yemek getiriyordu. aynen şu cümleyi kullanmıştı bir keresinde;
-gençler atıcaktım size getirdim.
efsanedir kraldır lorddur. karısıyla kavga eder gelir sinirini öğrenciden çıkarır. borcu harcı sıkıntısı vardır gelir acısını senden çıkarır. sömürge devlet yönetimi politikasını izleyen vicdansız kişilerdir. (bu bizim ev sahibinin tanımı)
normal bir öğrenci evi sahibi öğrenciye evini vererek kafadan bir güzellik yapmıştır. iyi insandır. sevilir.
Bir sene boyunca kirasını geciktirmeden ödemenize rağmen evden çıkacağınız son ay iki haftalık kirayı hesaplayıp isteyen insan yavrusu. Yazıklar olsun.
aslında öğrencileri düşündüğünü iddia eden ama kira bedelini evin değeri üzerinden değil de kişi bazında hesaplayan ev sahibidir.
nedense bizimkisinin hep ay sonunda aklına gelirdik.
-geçerken uğradım, kira gecikmeyecek di mi evladım?
her ayın 30' unda hep aynı muhabbet.