mesai saatinin başlamasıyla ofise gelen paydos saatiyle evinin yolunu tutan çalışandır. öğle yemeği için bile çalıştığı mekandan ayrılmaz çünkü fakirdir o. öğle yemeklerinde ya birşey yemez ya da simit, kuru ekmek&çay gibi şeylerle karnını doyurur. yaz olması sebebiyle de büyük ihtimalle ter kokar bu çalışan. şirkette beraber çalıştığı iş arkadaşları bu sebeplerden ötürü hiç sevmezler onu, arkasından konuşurlar, kuyusunu kazarlar.
Ne fakir ne aşık ne yalaka çalışan olmayıp sadece işi yüzünden çıkamayan zavallıdır.
Kimi işler, belli bir süreye bağlı olmadan akıp gitmek zorundadır. Bilhassa Proje bazında çalışılan işlerin her bir Modülünün belirli saat dilimleri içerisinde yetiştirilme/ teslim edilme zorunluluğu vardır. Günümüzün teknolojik gelişmelerinde artık yolda posta süresi şu bu yoktur, Özellikle yurtdışıyla, mesela ABD'yle çalışıyorsanız Modülleri bitirip orada sabah olduğunda email yoluyla göndermiş olmanız beklenir yoksa babayı alırsınız. Bu da inanılmaz bir tempoyla çalışıp öğle yemeğine bile vakit ayıramamayı getirir.
Söylersiniz bir tost sonra onu da masanın kenarında unutursunuz. Sizin öğle yemeği saatiniz işte o modülü tamamladığınız saattir.
Bu tür işyerlerinde herkes aynı tempoda çalıştığı için dedikodu kıskanma çemkirme olmaz. Aksine ben çıkamıyorum bari sen çık diye kendini adamış cesur yürekler vardır.