Bir cana kıymanın o kadar kolay olmadığını bilen annedir, annemdir. Kardeşim doğmadan önce doktorlar kesinlikle aldırmasını söylediler. Zira en fazla 18 yaşına kadar yaşar,o kadarını bile sanmıyoruz, yıllarca çok büyük sıkıntılar açabilir başınıza dendi. Hastalıklı bile doğacak olsa Allah hiçbir şeyi boşuna yaratmazmış, çok insan ona bakıp haline şükür edecekti. Aylarca dua ettik belki de bundandır ki karşılığını aldık. Görenin maşallah dediği bi cenevar girdi hayatımıza.
özürlü olmak bir kusur değildir, yadırganmamalıdır. annenin yaptığı son derece doğrudur. özürlü de olsa, evlat evlattır. ve evladının canına kıymak bir annenin yapabileceği en son şeydir.
çocuğun engelli zihinsel açıdan ise ve hayatını çocuğuna adamayı göze almışsa takdir ederim, yalnız çocuğun engeli fiziksel ise annenin; fiziksel engelli bireylerden engellerini aşabilip normal bir hayat sürebilenlerin oranının %20 (kendi gözlemim) civarında seyrettiğinin bilincinde olmalıdır.
Her şeyiyle sadece doğacak çocuğunu düşünen annedir. Dünyaya geldiği zaman bakacağı, geçip gittikten sonra bile ona kimin bakacağını düşünüp içi yanan annedir. Kimine göre haklı, kimine göre haksız olsa da cana kıyamayan merhamet örneğidir.
hayli zor bir karar vermiş annedir. kendine güvenmesinin yanısıra çevresine ve evladına da bel bağlamıştır. başarılı olma olasılığı ne kadardır bilinmez ancak cesur bir hamle olması sanırım bu kararını iyi yapmakta.
en azından cahil cesareti değildir, bilinçli bir cesareti taahhüt etmiştir.
hitler gibi düşünmeyen bir annedir. çünkü hitler almanlar üzerinde uyguladığı "üstün ırk" programının bir uzantısı olan ötanazi programıyla 100 bin zeka geriliği tasıyan insanı pratik bir şekilde, taşınabilir , hareket edebilir gaz odaları şeklinde hazırlattıği otobüsler de öldürtmüştür. buna bulduğu kılıf da " işe yaramayan uzantılar" dı..nazi subayları bu şahısları, ailelerine haber vermenden öldürmüş, yakmış ve ailelerine "küllerini almak ve uygun bir toprağa verme programı uygulamak " için haber vermişlerdi.
hiçbirimiz "gerizekalı" bildiğimiz şahısların nasıl hissettiklerini bilmiyoruz. bu aynı ölülerin durumu gibi birşeydir. biz ölülerle de konuşamıyoruz... demek ki arada hep bir sınır var.
akraba evliliği sonucunda meydana gelen doğum tamamen cehalet sonucudur. bebeğin gebelik sırasında down sendromlu olduğunu öğrenmek anne ve baba için çok zor olsa da dünyaya geldikten sonra hayatı boyunca onun çekeceği sıkıntıların daha zor olacağı, yaşamın çoğu alanından mahrum kalacağı unutulmamalıdır. bunları düşünerek davranılmalıdır ama annelik duygusunu tatmamış birinin bu konuda ahkâm kesmesi doğru değildir.
"anne" olmayan, "anne" olmanın ne demek olduğunu bilmeyen birinin hakkında çok rahat atıp tutacağı bir konudur. başlığın altında en çok söz sahibi olan da normlardan "farklı" bir meleği dünyaya getirmiş bir anadır.
dini durumu tamamen işin dışında tutarsak yanlış yapan annedir. herkes diyor ki o duyguyu yaşamadan nereden bileceksin. e yani dışardan bakınca hallerinden pek bir eğleniyorlar gibi bir durum çıkmıyor ortaya. özellikle insanlarımız belli, son derece duygusal oluyorlar. tamam yaşayış, kabulleniş bir şekilde olur belki ama dışardan o insanların bakışları emin olun *** onları duyguların en kötüsüne sürüklüyor. engelli insanla yaşamayı bilmeyen insanlar arasında yaşadığımız sürece tamamen insani nedenlerle yanlış yapan annedir. kanaatimce.
şüphesiz çok zor bir karardır. aldıran insanları da annenin dinsizliğine, merhametinin olmayışına bağlamamak lazım. zira engelli * bir çocuk dünyaya getirildiği takdirde, ilerleyen zamanlarda o çocuğun her acı çektiğini gördüğünde anne bundan kendi sorumlu tutacaktır. aynı ötenazi tartışması gibi bıçak sırtı bir konudur. aldırmayan anne varsa en büyük fedakarlıkları göze almış olan annedir. ama dediğim gibi aldıran anne de kendinden olan bir parçanın acı çekmesini istemediği için aldırmaktadır ve bence normal olanı da sanırım budur.
annelik gibi eşsiz bir vasfı, göz göre, kürtaj gibi bir eylemle kendi parçasını, kendinden bir canı yok eden kadından daha çok hakeden kadındır. karnındaki o günahsız varlığın allah tarafından bir ceza değil, bir ödül olduğuna inanan, onun çekebileceği acıları ve sıkıntıları o eşsiz sabrıyla ve sevgisiyle yok edebilecek yüce bir kadındır. çünkü allah'ın verdiği cana kıymak yapılabilecek en büyük günahtır. hiçbir din ya da tanrı bir canın varlığına böyle son vermeyi makul görmez, göremez.
çok yakınımdaki bir annenin yaptığıdır. üstelik özürlü doğacak denen çocuk 2. çocuklarıydı. aldırmadı. sonuçta çocuk, sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi. doktorlar, "mucize bebek" dediler. aslında bu bence o annenin, girdiği en önemli sınavdan aldığı tam nottu.