baslığı zihinsel engelli diye açmak istedim fakat karakter sınırına takıldım.
bugün gördüm seni...annenle bağıra çağıra koşarak otobüse bindiniz, annen seni koltuğa bırakıp, kolundaki saatle ilgilenmeye başladı, acaba ani bir frende düşer miydin? ne kadar da pasaklıydın, üstün basın yüzün gözün kir içinde, ama ne kadar güzel bir yüzün vardı o kire rağmen. sahi yasın kaçtı üç mü dört mü? beş değildin eminim.. elindeki balonu şişirmeye çalışıyordun ya yüzünde ki masum gülümsemene hasta oldum...sahi başka oyuncağın var mıydı?...biraz sonra annenin otobüs şoförüne abi bizi indir deyişiyle ayrıldım senden, kucakladıgı gibi aldı gitti seni.
muhtemelen zihinsel bir engeli yoktu o çocuğun, düşündüm engelli olmak kişinin kendi elinde değil zaten...ya öyle doğarsın ya da bir kaza sonucu o hale gelirsin, ama senin elinde değil... acaba büyüyünce annesinden utanır mı diye düşündüm. neden utansın ki diye cevapladım...o belki annesini benim annemi sevdigimden daha fazla sevecek. sonra yasamda ki tercihlerime, tercihlerimize göz attım...sahi neleri tercih edebiliyoruz...hangi işi yapacağımızı, okuyup okumayacagımızı, hangi bölüm okuyacagımızı, ne giyip ne yiyecegimizi,,,
peki bunların dışında...ne zaman, nasıl doğacağımızı, anne-babamızı, millietimizi, doğdugumuz yeri tercih etme sansımız var mı?