Cihana hüküm salmış kudretiyle dizler titreten bi ecdadın nesli böyle olmamalı. Bir seylerin farkında olup bir seyler yapmaya çalışmalı. Kendini değil ülkesini milletini dinini düşünmeli, bu yolda gaye koyup durmadan çalışmalı. Ve özlediğimiz özümüzü tekrar yasamaya ortam hazırlamalı. Bu nesil bi devirde herseyi yıktı şimdi de insa edecek insallah!
Hunlardan Türkiye Cumhuriyetine kadar geçen dönem yaklaşık olarak 3000 yıllık bir dönem. Tarihsel verilere bakılarak anlaşıldığı üzere 3000 yıllık bir milletiz. Şüphesiz Hunlardan önce de Türk milleti vardı ancak Hunlardan öncesini bilmiyoruz. Ne yazık ki...Bu 3000 yıllık süre zarfında şüphesiz çok farklı coğrafyalar gezdik, çok farklı milletlerle kaynaştık; bunun sonucunda kültürümüze yeni tatlar aldığımız gibi başka milletlere de yeni tatlar sunduk. En nihayetinde aldığımızla, verdiğimizle bir kültür oluşturduk. Bunlara: örf, adet,anane,gelenek, töre... Ne derseniz deyin! Bu değerli hazine geçmişten günümüze kadar geldi ve sonsuza kadar da gitmeyi sürdürecek. Bizler öncelikle bu hazinenin mirasçılarıyız! Atalarımız bu hazineye geçmişte sahip çıkıp bizlere en güzel şekilde miras bıraktılar. Bizim görevimizde atalarımızdan aldığımız bu güzel,nadide mirası aynı güzellik, nadidelikle evlatlarımıza , torunlarımıza bırakmaktır.
Sizce peki bu hazineyi kirletmeden, kalitesini düşürmeden evlatlarımıza bırakabiliyor muyuz?
Ne yazık ki hayır... Çünkü : yurttaşlarımızı kültürel olarak sömürüyorlar; içimizden ruhumuzu çekip alıyorlar yavaş yavaş , usul usul sakince... Bunu nasıl yapıyorlar? Çok basit aynen şöyle: Bugün Türk çocuğunun dinlediği müzik yabancı, oynadığı bilgisayar oyunu yabancı, içtiği,yediği seyler yabancı... Bizim olmayan bizim ruhumuza,içimize,iliklerimize kadar işlemiş. E hal böyle olunca da kaçınılmaz olarak kültürel bir sömürüye uğruyoruz. Bugün yeni yetişen nesil kitap okumayı dizi izlemeye,müzeleri gezmeyi discolara gitmeye tercih ediyor. Bugün yeni yetişen nesil tarihinden, müziğinden, edebiyatından habersiz yetişiyor.Bugün yeni yetişen nesil TV de saz çalan birini görünce kanalı değiştiriyor. Bugün yeni yetişen nesil adeta hastalıklı adam gibi. Böyle devam ederse bu nesilden sonraki nesil de kanserli adam olacak süphesiz.Bu hastalığı tedavi etmenin tek ama tek yolu vardır. Yol açıktır, o yol berraktır; lakin o yola girmek yürek ister!( Herkesin harcı değildir yani.)
O yol şudur: Millileşmek, millileşmek, millileşmek...Sanatta, sporda, hukukta, ahlakta... kısacası her alanda. Hastalığı tedavi edecek olan ilaç budur işte! Ulu Bilge N. Atsız'ın da dediği gibi: Kendimize dönelim. Ahlak, edebiyat, musiki, giyim, zevk, yemek, eğlence, hukuk, aile, adet, anane ve her şeyde milli olalım...