fazlasıyla sikik, boktan ve insanın zoruna giden durum.
neticede hepimiz insanız. biz elmayı seviyorsak, elma da bizi sevmeli. bize göre normali bu. çoğu durumda bizim sevdiğimiz birinin bizi sevmememesine tahammülümüz yok. hatta şöyle söyleyeyim, birçok insan için seveni değil tarafından sevilmediği daha kıymetlidir. yaradılışımız bu belki de. tarafından sevilmediğimiz insanlara tuhaf bi ilgi duyuyoruz. tuhaf bir cazibeleri oluyor gözümüzde. ayrılık acısı, aşk acısı dediğimiz şey de bence bununla ilintili. kaybettiğimize değil üzüntü ya da kırgınlık. istenmediğimize. zorumuza gidiyor çünkü. ''neyim eksik ulan benim?'' diyoruz ya da tercih edilen kişi için, ''neyi fazla ulan onun?'' diyoruz.
ne yazık ki çok basitiz. ulaşılmazın etkisine hep kapılıyoruz. konuyu başlığa bağlarsak, genel olarak da hep özlemeyenleri özlüyoruz.
birini özlemek aslında onu benimsemektir. özlemek benimsemekten gelir, öz - lemek. olay bu şekilde. sen benimsiyorsun kendine katıyorsun özlüyorsun. ama o benimsemiyor özlemiyor mesele bundan ibaret.
aslında dostlarım, zaten birbirini seven iki insan arasında özlemek durumu çok olmaz. biri özlemi bir şekilde dindirir, arar buluşur görür vs.. ama bir taraf özlemiyorsa, özleyen tarafın özlemi zerre kadar azalmaz ve arttıkça artar.
böyle bir durumdur.
enayilik diyenlerin hayatında en az 1 kez başlarına gelecek durumdur. köpek gibi özlerken, acıdan içleri yanarken ve bunu dile getirirken, 1 gram bile siklenmemenin ne demek olduğunu anladıklarında, o entrylere çok edit geleceğini biliyorum.
genelde 'onu' özlemezsin de ayrıntıları özlersin. onun gülüşünü, kokusunu, 'bu bizim şarkımız' dediğiniz şarkıyı onunla beraber dinlemeyi, onu kızdırmayı vs... özlendiğini bilsen özleme duygusunu bu kadar derin, bu kadar anlamlı yaşayamazsın. hakkını veremezsin özlemenin. öyle bir canın acıyacak, öyle bir özleyeceksin ki bir daha başka birini severken çok daha dikkatli olacaksın, aklın başına gelecek. ve sonu mutlaka 'artık özlememek'le bitecek.
rezilliğin son durumudur bir insan için bir insanın bu zulmü kendisine yapabiliyor olması sosyolojik olarak incelenmelidir. Özellikle güçlüyüz ulan diye gezen biz erkeklerin elinin kolunun bağlanıp nasıl güçsüz kalabileceğinin bir resmidir. Zordur oğlum zordur çekmeyen bilmez. Geri zekalı bir şekilde özlenmezken özlemek, sevilmezken sevmek,kimse senin için ağlamazken kahrolurcasına ağlamak, kabuslarla uyanmak... zordur... Bir saate kadar birileri seni leyla mecnun hikayesini anlatır sen de inanırsın ama bir saatten sonra geri zekalılığın son deminde olduğunu bile bile bunu yaparsın en acısı da budur.