özlemek için illa onu kaybetmeye gerek yoktur. yanınızdayken bile özlersiniz onu, ona aitlik duygusu hissettiğiniz, gece gündüz onunla olduğunuz günleri özlersiniz. onun kalbinizde yaşattığı düzensiz fırtınaları yağmurları gök gürültülerini özlersiniz. bir zamanlar ona baktığınızda onda kendinizi gördüğünüz günleri özlersiniz. her baktığınızda kalbiniz sızlar, sarılmak istersiniz ama size çok uzaktır. öpersiniz öpersiniz öpersiniz ama bir türlü eski heyecanı duyamazsınız. onu sevdiğiniz, korkmadan seni seviyorum dediğiniz günleri, ona sahip olduğunuz günleri.. kuracağınız hayallerde yoktur, o yanınızdadır ve eski günleri geri getirmek imkansızdır. 'belki karşılaşsak' gibi cümleler kurmak uymaz size. hayat üzerinize dar gelmeye başlar.
hayatımızı güzelleştiren kişilerdir. bunun görsel ve duyusal olarak en güzel anış şeklinide teşkil eden sanatçımız şebnem ferahher konserinde benim adım orman albümünün eski isimli şarkısını söylerken projeksiyon yansıtmada seyircilere o özlenilen kişilerden bir kısmını resimlerle yansıtır, seyircileri gözyaşı ve duygu seline maruz kalır. izlenmesi şiddetle tavsiye edilir.
bu arada ekleyeyim dedim bu resimlerin arasında turist ömer var yani sadri alışık ... sonra kemal sunal çıkıyor aziz nesin çıkıyor aşık veysel var daha daha daha cem karaca barış manço, adile naşit, hulusi kertmen bayağı uzun izlerken bir anda gözyaşlarına boğulabiliyorsunuz çok tuhaf bir his sanki orada onlarla kucaklaşıyormuş gibi oluyorsunuz. en sonda bir karaltı oluyor ve bir yazı çıkıyor aynen alttaki gibi...
sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir..
(bkz: Mustafa kemal atatürk)
özlemek ihtiyaçtır aşk için
belki de adem onun için gönderildi dünyaya
onun için yedi belki yasak elmayı
ayrılıktı aşk çömleğini pişiren
ışık için olmalıydı şemssiz