Dedemi cok özledim , beni okuldan almasını, eve dönerken yedigimiz kremalı bisküviyi, öperken burnuma gelen kolonya kokusunu, herseyini özledim, ölüm diye birşey olmasaydı keşke, sonsuza kadar yaşasaydık mutlu mesut.
eski çizgi filmler. hem de bolca. şimdikilere bakınca içim sızlıyor. ben 10, monster high, pepe vs. ulan he-man'i, çakmaktaşları, jetgilleri, voltran'ı, saber rider'ı bilmeyen bir nesil var karşımızda. ne efsaneler gizli mazide... özledim cidden.
1991 yılının haziran ayında gece saat dörtte evimizin telefonu çaldı. babam açtı kısa bir konuşma yaptı. telefonu kapattığında onu ilk kez ağlarken gördüm. pijamalarımla kucaklayıp götürdüler beni. dedeme gitmiştik. öyle dediler. çocuktum zaten, mutlu olmam için bonibon da yeterdi ama dedem işte.. çınar gibi birşey. evin her yerinde onu aradım. yoktu ve bir daha da olmayacaktı. üzerinden 25 sene geçti. burnuma hala tütün kokan elleri geliyor bazen. bu gece de öyle; bir anda.. dedem; bu hayatın hala katlanılır yanısın.