özlenen sevgili akıldan, yürekten, ruhtan çıkarılıp atılamayan sevgilidir.. aşkından çıldırırcasına özlersin onu.. ayrıldıktan sonra yırttığın ama bir süre sonra bütün parçalarını bantla birleştirdiğin resme dalıp gidersin kimi zaman.. onunla yürüdüğün caddelerde dolaşırken gözlerin bütün yüzlerde onun yüzünü arar, ondan bi iz arar gözlerin.. bulamadığında da ordan dönerken deli gibi sağanaklara teslim edersin gözlerini onsuzluğun acısı bir kez daha çökmüştür içine.. onsuz yaşadığın kaçıncı gündür bu ve onun umrunda mıdır bilinmez.. ama senin hep umrundadır.. kimi zaman kahkahaların o büyülü şenliğine teslim edersin dudaklarını ama birden onun gülüşü gelir gözlerinin önüne birlikte gülüşmeleriniz böyle gülerken sana söylediği tüm o sözler ve bir de bükülür dudağınız.. bazen de durup dururken içinizi bi acı kaplar.. işte en çok o zamanlar dayanılmaz olur o acı.. yalnızsındır çünkü kimse yoktur yanında acı kaplamıştır bütün benliğini.. gözyaşların durmaz.. yüreğin bi kelebeğin kanatlarını çırpıştırmasıyla eş değerde atar yine.. ne kadar uzun zaman olmuştur o gideli.. bir gün bile bir asır gibi gelmiştir zaten.. onca asırları tüketen bu beden, bu yürek şimdi bir güne bile tahammül edemez duruma gelmiştir.. artık herşey de onu aramaya başlarsın ya hani.. her kalp atışında onu anarsın ya hani.. ama bir türlü çıkıp karşısına bu yürek seni deli gibi özledi diyemezsin ya.. cesaret eder yürek ama aşkın da bütün gururunu ayaklar altına alıverir ama çıkıp söylemezsin bunu ona.. gitmiştir.. şimdi yeni umutları vardır.. şimdi yanında, yatağında bir başka kadın vardır.. özlemlerden bahsetmek neyi değiştirir ki.. ya da dön artık demek onu geri getirse bile o artık sizin sevdiğiniz kişi midir, aynı kalabilmiş midir, zaman onu hiç mi değiştirmemiştir ?
biliyorum sevgili dön desem de sana ve hatta bana dönsen de sen ola ki biz birlikte olsak yine bilmediğin bir şey var sevgili ben seni affetsem de ne aşk ne de beni bırakıp gittiğinde sığındığım yüce yaradan seni affetmeyecek..
hani canıma tak etti dön artık demek istiyorum sevgimin büyüklüğünden.. herşeye rağmen sevdim ben.. ama söylemeyeceğim sevgili hiç boşuna bekleme artık..
özlemişsindir.. konuşuyorsundur arkadaş gibi ama bilirsinki o seni istemez... dön demek istersinn ama diyemezsin.. onca zamandan sonra sıkıca sarılmak vardı dersin... ama o dil konuşamaz bir türlü..
dön demeye yüzü olmamaktır. tilki kürkçü dükkanı olayıdır. tükürdüğünü yalamak istemeyen kişi tipidir. böyle allayıp pullamaya ne gerek var. "özleye özleye verem ol." denilmesi gereken kişidir, bu dön diyemeyen sevda kişisi.
(bkz: ya sev ya öl)
bunu dediğim an onu kocaman acılara iteceğimi bildiğimden hep susmak zorunda kalmamdır.
halbuki o istemez mi dönmeyi, elinde midir sanki?
gurbet ellerde bir başına benim sevgilim...
ekmek parası uğruna...
sevgilim doysun, evladım doysun, evladım okusun diye...
ben ona nasıl dön derim?
hayatın acımasız bir gerçeği olarak karşımıza dikilir bazı şeyler.. işte bu da onlardan birisi olur böyle zamanlarda.. hemen hemen herkes bir kere yaşamıştır bunu.. kimi 10 yıl önce kimisi de dün.. çaresizliğin tüm dünyayı esir aldığını düşünürsünüz.. ama malesef yapacak bir şey yoktur.. yıkımlarınıza bir çentik daha atarak yolunuza devam etmeekten başka bir şansınız da yok.. hayat işte böyle zorlukları yıllar sonra basite indirgenmiş bir şekilde tekrar yaşatabiliyor.. ama o zaman sadece ufak tebessümlerle geçiştiriyorsunuz işte buna da yaşamak deniyor.. ya seve seve ya da...