özlenen kişiye mesaj atmamak

    1.
  1. kalbinin derinlikerine gömmek. kara kaşını, kara gözünü, acı sözünü içinde yaşatacaksın. yaranı daha fazla deşmeyeceksin, attığın her mesaj zarar ömrüne. bilmem kaç yüz gün olmuş tek bir mesaj atmadım. yüreğinde sana 1 gram yer olmayan insana fermanlar yazsan ne fayda? yokluğu içini acıtsa da o yok olmak istemiş, elden bir şey gelmiyor. gönlüm yorulmuş, kalbim kırılmış, parmaklarım donmuş, gayrı bu eller ona mesaj yazacak kadar sıcak değil. hem ölülere mesaj atılmaz. geç anladım. gerçekten benim için yaşarken ölmüş. o yüzden hiç cevap gelmezdi yazdığım zaman. şimdi gece yarısı yanan bir sigarada, rakı bardağının dibinde, gökteki bir yıldızda, sadece özlenen bir insan olarak kalmış...
    34 ...
  2. 2.
  3. mesela şu an ne yapıyor, mutlu mu, üşüyor mu, hasta mı deli gibi merak ediyor ama mesaj atamıyorum. çok berbat bir durum.
    17 ...
  4. 9.
  5. Atmamak değil atamamak. Alacağın tepkiden korkmak. yazıp yazıp silmek.
    14 ...
  6. 8.
  7. aslında özlediğimiz kişilere hiç düşünmeden mesaj atmalıyız. çünkü insan düşündüğünde her zaman doğru karar almaz. özlemek bir duygudur ve duygu düşünce ile paralel değildir. insan keşke demek yerine iyiki demeli. sonucu ne olursa olsun keske sarılsaydım yerine iyiki sarılmısım demeli.. teşeklürler.
    8 ...
  8. 7.
  9. yazmıyorsun olmuyor yazıyorsun yine olmuyor kalbin yaz ne olacak diyor ama bir şey var nasıl açıklanır bilmiyorum adını gurur koymuşlar bu engel oluyor yazmana..
    6 ...
  10. 10.
  11. Gerek yok.Eğer ki seni içinden sildiyse,hatta bırakırken çok çektirdiyse,bırak abi.Sal gitsin.Emin ol senin yaptığını sana yapacak insanlar gelecek karşına.Hadi şimdi aç müziğini güzel şeyler düşünmeye bak.
    5 ...
  12. 15.
  13. Atamamak kadar kötü değildir heralde.
    5 ...
  14. 11.
  15. yazının devamında diyemediklerim vardı...

    her gün biraz daha güçlenmek, uslanmak, ders almak. ona yazdığımız zamanlarda sanki onun has yüzüne, kara kaşına, kara gözüne, acı sözüne bayıldığımızı düşündü çoğu zaman.. işin aslı öyle değildi. içimizden taşan sevdamız nafile akmasın, mazgallardan kanalizasyonlara dökülmesin diye biraz da ona sunmak istedik. haberi olsun, sevinsin, bilsin istedik. o da eşref saatlerini bozduğumuzu, işsiz olduğumuzu, canımızın sıkıldığını felan düşündü. işin aslı bu da değildi. aslında dünyanın en yoğun insanlarından biriydik, bir sürü işimiz gücümüz, derdimiz vardı. öyle durduk yere sabahın köründe ya da gecenin bir yarısında kimseye mesaj atacak kadar da rahat insanlar değildik. hani için içine sığmazdı: ''bunu mutlaka ona söylemeliyim'' dediğin cümleler vardı ya biz onların altında ezilmek istemedik. birçok sebebimiz vardı, en çok da onu sevmekten mürettep duygularla yatar, kalkar, yaşardık...bak bir gün daha geçti ve ben yine mesaj atmadım. çünkü ona yazdığımız cümlelerde onun sandığı kadar tesiri yoktu. her şey bizim içimizdeki sevdaya dahildi...
    4 ...
  16. 5.
  17. ben de atmama taraftarıyım. Mesaj Atmayın. Çünkü atınca kişi kendisini bir halt zannediyor, halbuki siz ona karşı beslediğiniz güzel duygular yüzünden ona mesaj attınız ama o kişi içten içe vazgeçilmez olduğu gibi saçma bir kanıya varacaktır. Evet tam da bu şekilde düşünün ve mesaj atmaktan vazgeçin.
    6 ...
  18. 21.
  19. kendini şarkılarla avutmak. hem de ne avutma. onlara bırakırsın tüm cümlelerini ve özlemlerini...

    Yan yana geçen geceler unutulup gider mi?
    Acılar birden biter mi?
    Bir bebek özleminde seni aramak varya
    Bu hep böyle böyle gider mi?

    Suya hasret çöllerde beyaz güller biter mi?
    Dikenler göğü deler mi?
    Bir menekşe kokusunda seni aramak varya
    Bu hep böyle böyle gider mi?

    Kendine iyi bak beni düşünme
    Su akar yatagını bulur.
    6 ...
© 2025 uludağ sözlük