içim acıyor be peri kızı. geçen her gün yaram kapanacağına her gün biraz daha derinleşiyor , her gün biraz daha yanıyor canım. şu hayatta "keşke" dememeyi prensip edinmiş bir adam olarak bir tek senin arkandan keşke, keşke sevdiğim için sevgimiz, aşkımız için biraz daha çaba sarfetseymişim diyorum.
evet, ağlamam ben. ruhsuz adamın da tekiyim en son giderken söylediğin gibi. ardından döktüğüm göz yaşlarım... yarama panzehir olurlar belki diyorum ama sanırım tıbben ruh nakli mümkün olana dek benim ruhum hep kanayacak , kanını kaybedince ben olmayacağım o gün sadece ölü bir beden nefes alıp verecek ve ben seni özlemeye devam edeceğim...
bir an önce geçiştirilmesi gereken sevgilidir. "dönsede eski tadında olmayacak..." tezine dayanılıp onu özleyerek geçilen her acı dakikasının hayattan ört-pas edilmesi gerekir. çünkü gerçekten de bir faydası olmayacaktır. tek kâr payı; geçmişe bakıpta "neler yaptık yahu..." şeklinde tatlı anımsamalar olacaktır.
özlenmemesi elde olmayan sevgilidir. sonuçta geçmişte olsa da paylaşılan bişeyler var iyi kötü acı tatlı. eğer sevmişseniz bilirsiniz yeni birini de sevmiş olsanız hiç kimse onun gibi kokmaz hiç kimse gülmez onun gibi. başka kokular tanırsınız başka gülüşleri seversiniz ama içten içe kalbinizdeki küçük bi yer tutunur geçmişini özler onu özler bir daha hiç olmayacağını bile bile.
uzun konuşmaların, fazla esnek muhabbetlerin, arkadaşlarla birlikte olmaların ve onlarla geçmişin sorgulanmasının ardından yalnız başına yalnız düşüncelerle bitirilen bir gecenin soğuk sabahında hissedilendir, özlenendir. atsan atamazsın, öldürsen öldüremezsin. kafandan, dilinden uzaklaştırırsın belki evet hatta her defasında yemin edersin ama nereye kadar der ve uyursun. bir kaç saat sonra yeni bir gün daha başlar ve her gece bu aynı sabaha tekrar çıkar..
haksızlık yaptığınızı fark ettiğiniz sevgilidir. keşkeler içinizi kaplar.yeniden eskiye dönme imkanınız olsa onu hiç üzmeyeceğinizi düşünürsünüz.şimdi yanınızda olsa kokusunu içinize çekseniz tüm sorunlarınız bitecekmiş gibi gelir.artık geç kaldınız ne yazık ki...giden gitti, geçmiş olsun.
bütün cesaretini toplayıp mesaj atılır. ' özledim..' denir. beklenir beklenir cevap gelmez ve yine beklersin hep beklersin ama bişey olmaz. sen de beklediğin bu süre boyunca üzülür kaholursun. yani sonuç olarak: o seni sevmiyor .kalbinde yerin yoktur. ve unutulmuşsundur , acı gerçeği ne kadar çabuk kabullenirsen senin için o kadar iyidir.
şuan içinde bulunduğum ruh hali.
işin acı tarafı kendim ayrılmama rağmen hala seviyor olmam. keşke sana çıkar bir yol olsa önümde..
(bkz: bu gece de senin için içicem)
kırılmış bir bardak misali sürekli cam kırıklarını toplarsın yerden, birleştirmeye çalışırsın onları, yapıştırmayı denersin olmaz, bantlarsın gene olmaz. için yana yana götürür çöpe atarsın, daha sonra o bardak takımının diğer üyelerini görürsün ve vay be dersin, koyarsın elini çenene bir müddet düşünürsün. hiçbirşey olduğu gibi kalmıyor felan diye saçma sapan cümleler kurarsın ve o bardak takımının diğer üyeleriyle ilgilenmeye başlarsın. ama o kırılan hep acıtacaktır...