sevilenden mahrum kalmaktır. en fecisi ondan bir haber alamamak, ona ulaşamamaktır. bir gün ansızın gelir, içiniz ısınır, içten gülmeye başlarsınız. o an anlarsınız özlemenin ne demek olduğunu.
Özlemek; sevmektir ilk önce Çünkü sevmezsen özlemessinki delicesine. Özlemek; ağlamaktır... Akan her gozyaşında anıları anımsamaktır. Özlemek; uzaklara dalmaktır... Cok uzaklara... Özlemek; ümit etmektir... Hayal etmek başarmanın yarısıdır misali. Özlemek; sıkılmaktır... Bazen yalnızlığından, bazen ise etrafındaki gereksiz kalabalıktan. Özlemek; haykırmaktır... Sesin kısılırcasına özledim diye bağırmaktır. Özlemek; kızmaktır... Bazen özlemine neden olanlara, bazen ise kadere çaresizce. Özlemek; yanılmaktır... Gece yarısı kalktığında, herşeyin bir rüya olduğunu anladığında mesela. Özlemek; sabretmektir... Usanmadan şafağı gözlemektir.. Yılları, ayları, haftaları, günleri, saatleri, dakikaları hatta saniyeleri kovalamaktır. Özlemek; yaşamaktır... Yalnızlığa inat mucadele etmektir. Özlemek; kavuşmaktır Bir daha ayrılmayacasına... Hayal bile olsa.
yaşadığını, nefes aldığını hissetmektir özlemek..
hala içerlerde bir yerlerde ufacık da olsa önemseyen, hayata bağlı ve birşeylere değer veren bir çocuk yanının olduğunu gösterir çoğu kez. tam da herşeyden bıkmış, hiçbir şeyden zevk alamıyorken; bir renk, bir tat, sıklıkla bir kokuyla çıkar gelir eskilerden.. anılar, yaşanmışlıklar, kimi zaman sadece çocuksu umutlar.. ve belki giden sevgili, belki geçmişte geçirilen günler ya da sıradan ve eski bir oyuncak ayı özleniverir.
her yağmur damlasında tenini düşleyip
her çıkan ayazda ellerini özlemek
saçlarının duyulmadık kokusu
ve paylaşılmayan geceler..
özledim seni çocuk
seni çok özledim..
içinde bir sızıyla soluk almaya çalışıp, her defasında soluksuz kalmaktır. Bir şeyler hep eksik, bir şeyler hep beklemede ve bir şeyler hep ya zamana bırakılmış ya zamanda takılı kalmıştır. Hayat akmaya devam eder. Birileri yaşar bir yerlerde. Seninse için yaşamdan uzak gezer sahillerde. Oturursun kumsala ve bedeninle ruhunun nasıl olupta bu kadar birbirinden uzak düştüğüne şaşarsın. için acır ama beklemekten başka bir şey gelmez çoğu zaman elinden. Çünkü gelseydi bu kadar çok özlemek olmazdı.Şimdi bir özlem daha koklayacak belki ruhum ve özlemek acıdır bana, özlemek mutluluk ve heyecandır vuslat uğruna çekilen. Mavi suları izleyecek bedenim ve ruhum yine mavi sularda gezecek. Ama biri bir yerde diğeri ise ondan çok uzaklarda.
ister bir şehire, ister bir eşyaya, ister bir insana olsun fark etmez temelinde sahip olamamanın verdiği acıyla hissedilen duygudur. en acısı ise artık hissedilemeyen duygulara karşı duyulanıdır.
bırakamamak, bırakamadan yola devam etmek, yaşamak bazen. doyamamak ona yanındayken bile. doyamayacak kadar seversin çünkü. uyuyamamak. bilirsin ki gözünü kapadığında o gelir uykularına. bazen de uykundan uyanmak onu en fazla hissettiğin anda. özlemek, yaşamak ve yaşatmak için. evet özlüyorum...
insanın deli muamelesi görmesine bile sebep olan bir kavram(mış). tabii bu " ben o'nu çok özledim yaa " diye söylene söylene dolaşanlar için gecerli.
(hazır yeri gelmişken; allah bütün hasret cekenleri tez vakitte kavustursun, amin. *)
önlenemez ve alışılamaz sıfatlarını hakeden özlemin eyleme dökülmüş hali. en güçlü organizmayı bile zayıf düşüren, geleceğin tatlı günlerini hayal etmeye zorlayandır.
akşam iş dönüşü servisle ev arasındaki yolu yürüken yüze çarpan esintinin, * kokusunu getirmesiyle bir kat daha artan duygu. 24 saat onu düşünmeme sebebiyet veren, iliklerime kadar onu hissettiren... işte öyle bir şey.