Ozledigine hic bir zaman kavusamamak diye de birsey var. En kotusude o. Eninde sonunda kavusacaksa insan cekilir o ozlem be. Ama oteki turlusu olmekten beterdir, mahveder insani.
adamın ağzına sıçan. yani en azından benim öyle. bir de inat var ki sittin sene özlemin önünde eğilmeyen. yani o da en azından bende öyle. sonuç olarak öyle bir inat ki özledim kelimesini kıza değil okuyaayacağı bir yere yazmak. o da burası. özledim seni kitapsızın kızı dinime imanıma çok özledim.
özlemek diye bir gerçek var. iliklerine kadar işleyen, kelimelerle dahi ifade edilemeyen. aşkın acı ama bir o kadar da sevgiyi daha bi pekiştiren hallerinden. ama zordur öyle bi zor ki hem de.
o an her şeyden çok istersin belki yanında olmayı , sarılmak istersin ya da sadece öylece dursun orda, ama yanında yeter ki. ama özlemek diye bir gerçek var ki beklemen gerekir, biraz daha özlemen; bu duyguya dayanamayıp öyle ki bi süre sonra bunun verdiği sızıya da alışman gerekir. çünkü böyle bi gerçek var derinlerinde seni sınayan.
ama sorun yok ruhunla aşarsın mesafeleri . aşk diye bir gerçek varsa şayet var mı daha ötesi . barışıyor ruhum özlemeklerle , değer diyor beklemeye .
her gün defalarca hatırlamak, rüyalarında görmek, sarıldığın zamanları hayal etmek ve bir daha olamayacağını bilmek. zordur, çok zordur. aldığınız nefes, her atışı kalbinizin herşey onu anlatır size. bir de geçse, gitse. tam da alıştım derken o uykunun en güzel yerinde çıkagelir yine.
"Özlemek ölmekten iki harf fazla be çocuk" demiş Cemal Süreya beyfendi. Evet, özlemek diye bir şey var ve fakat çok tatsız.. Böyle dişlerinin kamaşması gibi ya da midenin yumruklanması gibi. Tuhaf.. Neyse..