Gel artık
Çok özledim seni...
Bu kadar özlerken, daha nasıl zorlaşacağını düşünüyorum...
Acaba şimdi uyuyor musun yoksa arkadaşlarınla mısın...
Her şeyden önce mutlu musun?
Başın ağrıyor mu...
O iğrenç, o kahrolası baş ağrıların seni rahatsız ediyor mu...
Aptal sivrisinekler kanını emmeyi düşünüyor mu...
Gerzek insanlar sana zarar vermeyi içlerinden geçiriyorlar mı...
iyi misin, hasta mısın...
Beni, seni düşündüğüm gibi düşünüyor musun...
Canın yanıyor mu benimki gibi....
Kendimden utanıyorum...
Ucunda beni özlemene sevinmek bile olsa, özleyip acı çekebileceğini kabullenebilmek ne kadar doğru ki...
Canının yanmasına nasıl göz yumabilirim ki...
Acaba özlerken acı çekmemek de var mıdır dünyada...
Eğer varsa iyi bir şey midir...
Öyle bir şey olsa dahi senin seçimlerine saygı duymadan sırf acı duymamanı istediğim için bunu istediğimi düşünmek ne kadar doğrudur....
Aklından neler geçiyor...
Neler geçmeli...
Neler geçirmene sebep olmalıyım aklından...
Neler düşünebilecekken neler düşünmene sebep olamadım...
Acaba bir hata mıyım senin için...
Ya daha mutlu olmanı engelliyorsam...
Seni düşünmem, seni istemem acaba ne kadar bencilce?
Kabul edilebilir bir bencillik mi hissettiklerim...
Ya seni üzersem...
Ya mutlu edemezsem...
Ya ben senden daha mutlu olursam...
Bunu hiç istemiyorum...
Sana uzun soluklu bir özlem sundum her şeyden önce...
Kaldırabilecek misin?
Ya ben... Ne kadar dayanabileceğim ki hasretine...
Ya her şeyi berbat edersem...
Ya olması gereken zamandan önce karşına çıkarsam...
Ya her şey berbat olursa...
Ya da...
Ya sen dayanamazsan...
Çilek-kahve ve iğde kokuna akasya kokuları karışacak mı...
Düş pembesi gözlerim üzer mi seni...
Acımasız engeller incitirken yüreğini, ne kadarına karşı koyabilirim...
Acı çektirmeye hakkım var mı ki sana...
Sen seçtin mi ki bunları...
Sana sunduğum seçenekler yeterli miydi senin için...
Daha iyi seçimleri, tercihleri, yapabilme hakkını elinden aldığım için utanıyorum kendimden...
Çok mu kötü biriyim bilemiyorum bazen...
Acaba hak etmiyor muyum hiçbir şeyi...
Oysa hep iyi niyetler ürettiğimi sanmıştım...
Seni istemek ne kadar hakkım...
Ama istiyorum...
Yalnız seni
Yalnız seni!
aslında çoktan unutmuş olduğun eski sevgilini; saçma sapan yerlere giden bir geyik muhabbeti sırasında arkadaşlarından birinin gülüşünü onun gülüşüne benzetip özlemektir bazen.
ayrıldıktan sonra özgürlük evresini tamamlayanlarin insanin 2. evresidir ozlemek.yaptiklarinizi bazen sarkinizi beraber dinlemeyi bazen de onun sarilisini ozlersin. burnunu sıkıp komik hallerini izlemeyi ozlersin.ozlersin de ozlersin iste.
özlemek bazen boyun tutulmasıdır. her sokakta onu ararken, her köşe başında ona kafa çevirirken tutulan boynun dramıdır. özlemek yastığı tuzlu suyla ıslatmaktır. özlemek yaşarken ölmek, ölmekten beter olmaktır bazen. özlemek acı, özlemek tatlı, özlemek kıymet bazen de nefrettir...
hayatımda bir tek, bir yıllık alkol yasağımın döneminde rakıyı özledim.
sonra kavuştuk, ablam ile birlikteydim o akşam, bir yüzlük ben almıştım, bir yetmişlik o. sabah uyandığımda kendimi elimde poşetle, kafamı sehpaya yaslamış bir şekilde buldum.
sanırım kusarken uyumuştum. ama hayatımın zirve kavuşmasıydı.
demem o ki, özlemek bazan çok seks.
Bittiğini, yittiğini bile bile özlemek... Yanındayken gidememek... Halinden haberi olamamak görememek...
Kurumuş çiçekler kadar ümitsiz ve çaresiz...
Özlemek bazen can acıtmadan çoğu zaman ölerek.