gecenin bir vaktinde basıveren duygu. fotoğraflar, fotoğraflar... hayatının bir anda değişmesi tanıdığın bütün insanların kilometreler ötesinde olduğunu hatırlatan berbat his. 2 yıl öncesine gidebilmeyi çok isterdim. çok özledim be sözlük en çok ta 'o'nu... hiç birşeyin garantisi yokmuş, olmaz diye birşey olmazmış meğer.
özlem kişinin insan olma yetisinin kanıtıdır, hiçbir şey beklemeden sadece özleyen insanın... özlem uzaklıktaki yakınlıktır yada yakınlıktaki uzaklık, özlem çok uzak ve fazla yakın olma halidir ... özlem paylaşılamayan paylaşılmışlıktır..özlem tatlı bir düş gibi omalıdır hiç bitmemesinin istenmesi ve bitmemesi gereken...özlem, yalnızlıktır ve yalnızlıktaki birliktelik.. özlem, özleyenin özlenene özlenenin yanındakilerden daha yakın olmasıdır.. uzaklığın anlamının yok oluşudur..ama yine de "uzak" olmaktır işte...özlem zamanı belli olmayan ya da belli olmayacak olan bir med cezir dir , okyanusun çekilmesiyle karşı kıyıya geçmenin bilinmezliği ve bu bilinmezliğin beklenmesidir..özlem her yüreğe giremeyendir ya da her yürekte yaşayamayan...özlem beklemektir- beklenti değil- ama belirsizliğin beklentsidir ama yine de beklemektir...özlem ne ölümdür ne de yaşam... özlem bu yazılanların yalnızlığıdır ... özlem anlatılmaz olandır...
sizi parçalayan, değerinizin onda birini vermeyen, buna rağmen arkanızda seni seviyorum diyerek dolaşan birini özlüyorsanız salaklığın dik alasını yapıyorsunuz demektir. vazgeçin bundan. özlem, arkasında durabileceği şeyleri olanlar için anılara yapılan bir yolculuktur. keşkelerden örülü bir insan içinse zindan.
dinmesi için özlenen kişiye şöyle adam akıllı, sıkı sıkı, göğüs kafesinizden içeri almak istercesine sarılmaktan başka hiçbir şeyin işe yaramadığı garip duygu..
genelde geri gelmeyecek şeylere karşı duyulup ısrarlı bir şekilde beynimizi kemiren duygudur. öyle ki özlenenden çok özlemin ta kendisidir aslında içimizde bir yerde duyulan.
insanların birbirine verdiği değeri arttıran duygudur. lakin bir daha görebileceğiniz ve sesini duyabileceğiniz, en azından bi' yerlerde olduğunu bildiğiniz birini özlüyorsanız şanslısınız demektir. kıymet bilin.
sevgiliye duyulan hasret sen istanbuldayken onun uşakta olması ve 21 gün ayrı kalınması yaz tatilinde de yaz okuluna kalınmadığı zaman 3 ay duyulacak acının ismi...
için yanar, dışın üşürken... gözlerinde ağırlık uykusuzluktan mı yoksa ağlamaktan mı anlayamazsın, her nefeste sanki onu çekermişsesine içine bir umut ararsın...
özlem, son'u en iyi bilen duygudur :
özlenen özleyenin yanındayken bile sona ermeyen
özlem, gün gelip, özlenenin gidip, bir daha gelmeyeceğini
de bilir - o, tam son'u, da, bilir -
hiçbir özlem bir ölüye duyulan özlem kadar acı olamaz. sevdiğin kişiden ayrılmışsındır özlersin onu ama bilirsin ki o bir yerlerde hayatta, yaşıyor. istediğin zaman bir şekilde ondan haber alabilirsin. ailenden ayrılmışsındır iş ya da okul için ama bilirsin ki ilk tatilde gideceğin yer yine onların yanıdır. peki ya sevdiğin birini ebediyen kaybetmenin verdiği özlemi ne geçirebilir. bilirsin ki artık o yok ve gelmeyecek, gelemeyecek. ondan tek bir haber dahi alamayacaksın artık. tekrar sarılmak, konuşmak isteyeceksin onunla ama bunu asla yapamayacaksın. rüyanda görebilmek için yalvarıcaksın her gece ve gördüğün rüyalardan uyanmayı hiç istemeyeceksin. özlem denilen şey sadece ebediyete uğurladığın kişilere karşı hissedilir gerçek anlamda. diğer hiçbir şey özlem değilmiş ben bunu anladım. *
Çok sigara içerdim
Pat diye bırakayım derken
Her sabah düşüncesiyle uyandım
Baktım olmuyor
Yavaş yavaş uzaklaştım
Son içtiğim sigaradan sekiz saat sonra
Nefesim değişti
ikinci sekiz saatte
Ciğerlerim onarıma başladı
Üçünü sekiz saatte
Yüzümün rengi aynı değildi artık
Sende öylesin sevgilim
Bak, alıştım olmayışına
Şimdi seni hiç sevmemiş gibiyim
Sigarayı özlüyor muyum diye sorarsan
Sadece içenleri gördüğümde sevgilim
Sadece içenleri gördüğümde. . .
özledim seni...
ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
beynimi uyuşturuyor özlemin...
çok sık birlikte olmasak bile
benimle olduğunu bilmenin
bunca zamandır içimi ısıttığını
yeni yeni anlıyorum
Yokluğun,
Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp
mütemadiyen bir boşluğa
Sabahları seni okşayarak başlamaları
aksamları her isi bir kenara koyup
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi,
sevimli haşarılığını,
çocuksu küskünlüğünü...
Nasılda serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
Gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
'git artık' demek
'beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk
kavuşacaksın mutluluğa'
demek sana nede zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karsılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek....