oyumun 180 derece dönmesine sebep olan bayan çok mu abarttım bağımsız olsa kesin verirdim. canlı yayın esnasında saygısızca ve küstahca tavırlara maruz kalmış insan. okan bayülgen beyfendiliğin ne demek olduğunu berhan şimşekten biraz öğrenmesi gerekir. yanındaki şakşakcıları da okan'a oranı makina olmadığını hatırlatması gereken biraz da siyaset siyasi tarih öğrensin sinema filmlerinden siyaset öğrenilmez adam gibi konuşmayı öğrendiğinde gelsin boş bir vaktimde uzun uzun anlatayım.
okan bayülgen e yüklenen yazarlarımız bir şeyi kaçırmış, okan bayülgen şunu diyor tartışmada:
"gerçek siyaset şu anda tartıştığımızdır,edebtir,terbiyedir, adabı muhaşerettir. sizin yumruk yumruğa girmeniz değildir, biz şu an bunu yapıyoruz" diyor.
dahada fazla birşey demesine gerek yok, ayarların en güzelini yemiştir bu bayanımız.
adalet ve kalkınma partisini, uzlaşmacı olarak nitelerken konuyu birden cumhurbaşkanlığı seçimlerine getirmesiyle, neredeydik nerelere geldik eserini solo olarak icra etmiştir. kavram ile olay arasında nasıl bir bağlantı kurduğunu anlamakta zihinsel güçlük çektirmiştir. nasıl yani? sorusunu sordurtmuştur. olay silsilesi gözümüzün önünde cereyan etmese, hakikaten cumhurbaşkanı adayı, her kesimden görüş ve onay alınarak, toplumsal mutabakat sonucu belirlenmiştir diyebilirdik. başbakan, adayı açıkladığında; tbmm stadyumundaki maraton ve kale arkası adalet ve kalkınma partisi taraftar milletvekillerinin tezahüratları eşliğinde abdullah gül'ün şaşkın ve tereddütlü bakışlarını, bu gözler gördü. kendisi bile, kendi ismi üzerinde uzlaşıldığından bir haber gibiydi.
uzlaşmanın teğet bile geçmediği olayla, uzlaşmacı niteliğini tanımlamak acemilik olsa gerek. başka örnek olay mı yoktu, uzlaşmacılıklarını kanıtlamak için. şimdi düşünüyorum da benimde, aklıma hiç örnek olay gelmiyor. var olsa gerektir. bulamamı, balık hafızasına sahip olmama bağlayın.
ayrıca böyle davranarak, berhan şimşek'in eline koz vermiştir. o da fırsat bu fırsat çektikçe çekti, anayasadan girdi iç tüzükten çıktı. siyasette, söylediğin sözlerin elinde patlayıp patlamayacağını önceden görmek gerektiğini böylelikle görmüş olduk.
sayın türköne'nin, atasözlerini iplemiyorum mealinde konuşması ise başka bir oturumun konusu.
bu sizi ilgilendiriyor da ayar veren ayara alan milletvekili adayıdır kendisi.
kendisine isim ile hitap edilmesine kızan ama bunu omurgalı bir şekilde anlatamadığı için madara olan kişi de denebilir kendisine. yani dünkü olayın uzamasının sebebi okan bayülgen değil, bizzat bu hanımdır.
herhangi bir ortamda sizin hoşunuza gitmeyen bir hitap ya da bir davranışla karşı karşıya kalırsanız ilk önce eylem sahibini uyarırsınız, yok hala devam ediyorsa meşrebinize göre ya allah ne verdiyse dalarsınız ya da mekanı terkedersiniz.
özlem hanım ilk yapılması gerekeni yaptı ve okan bayülgen'i uyardı. ama bu uyarı okan bey tarafından fazlasıyla agresif bir tavırla karşılandı. bunun sonrasında yapılması gereken tek şey vardı. bir kez daha okan bayülgen'i uyarmak ve durum hala devam ediyorsa oradan çıkıp gitmek.
işte iş burada tıkandı. okan bayülgen'in yaptığı suçlamaların hiçbirine cevap veremediği gibi bir de stüdyoda kaldı. yapılması gereken genel başkan korkusu, korkak derler korkusu ya da mazlum ayağına yatmak için yapılmadı. koca kaymakam kuzu kuzu okan bayülgen'i dinledi. ağzını bile açamadı.
devlet yönetiminde hiçbir ağırlığı olmayan bir şovmen karşısında bu kadar ezilip büzülen bir milletvekili adayı yarın öbür gün mecliste kalantor milletvekillerine karşı kendini ve inandıkları nasıl savunacak? dün aklıma gelen en önemli soru bu oldu açıkçası. haklı olduğu bir konuda bile kendini savunamayan bu hanım yarın mecliste oyunu aldığı insanların hakkını nasıl savunacak?
milletvekilliğini dana derisi koltuklarda oturma sanatı olarak algılayanlar için bu bir sorun olmayabilir ama dünkü ezik görüntüsüyle özlem türköne bu halkın temsilcisi olamayacağını kanıtlamıştır.
okan bayülgen'in belki de dünkü tartışmayla memlekete en büyük yararı bunu göstermek olmuştur.
sürekli aglayacakmış gibi bir ses tonuyla konuşan akp milletvekili adayı.
sorulan sorulara net cevaplar vermeyip başka şeylerden bahsetmesi de siyaseti sindirmeye başlamış olduğu izlenimi yaratmıştır.
program başladığı an itibariyle ayar yemiş küçük hanfendidir.
okan bayülgen: siz kaçıncı sıra adaysınız?
özlem hanfendi: ben 9.
o.b.: sayın şimşek siz?
berhan şimşek: 12
o.b.: peki sizce kimin şansı daha yüksek?
özlem hanfendi: tabi ki benim. ben 9. sıradayım
o.b.: tebrik ederim çok zeki bir kadınsınız.
