bazı geceler öyle bir uykusuzluk yaratır ki kırmızı gözlerinizle sabah insanların arasına karıştığınızda onların uykusunu almış olmalarını kıskanırsınız.
"...
Onu sevebileceğinin en yücesiyle sevdin
Titreme daha fazla kalbim.
Bağışla kendini artık
Onu da bırak gitsin..
O senin en ezel gününden kaderin
Sen onu nasılsa
Bin kere daha seveceksin.."
hiç bitmez. Eve gelirsin evin o kokusu onu hatırlatır. Odana gidersin odandaki bütün eşyalar ve kasvetli kokusu onu hatırlatır. Dinlediğin şarkılar onu hatırlatır. Onun yalnızca 2 adım uzağında olup da ulaşamayınca delirecek gibi olursun, içini bir hüzün kaplar tarifsiz bir hüzün...
hırçın, huysuz, geçimsiz olmaya sebeptir. o nöbette belki kendisinden kaçıyordur yüzleşemedikleriyle burun buruna getirdiği için kendisini. içinde iki canlı duygunun tüm çıplaklığıyla çarpışması o insanı ne hale getirir varın siz düşünün...
şarkılar teselli etsin istersin. kaçtıkların her yerdedir şimdi. kaçılan aşksa çaresi de bir başka aşk...aynı acıyı yaşamaktan korkup kaçmak, duygularını kendine bile inkar ettirse de o ezelden tanıyıp unuttuğun yabancı-tanıdık kucağın sıcağı unutturuverir tüm olumsuz duyguları.
içinde bir çok duygu enfeksiyonu barındıran hastalıklı ruh durumudur. özlenene kavuşmakla son bulsa da sonu olmaz.
sevdinse virüse bulaştın demektir.
özlem özlemeye, özleneni aramaya, özlenenden olmaya,alışkanlıklara, sıkıntılara, yokluğa değil varlığa duyuluan hissiyat biçimidir. beyin uyuşması göz kızarması ve bunu takiben gözün alt kapağının ıslanması ile nöbet halini almaktadır. çok can yakmaktadır.