genelde basit küçük şeylerdir bunlar. yapıldığı zaman farkedilmeyen ama uzunca zaman olmayınca eksiklik hissedilen şeyler.
demli çay içmek gibi
birinin tam senin istediğin gibi yaptım diyerek bi tencere yemeği önünüze koyması gibi.
- nevresim değiştirmek zorunluluğunun olmaması.
- yemekteyken su şişesinin yanında yörende olması.
- dışarıda yürürken kalabalığın arasına karışmak, insanların tipsizlikleri hakkında yorum yapmak, konuşmalarını taklit edip eğlenmek.
- halıya basıyor olmak.
- acıktığında her zaman kenarda yenilebilecek bir abur cubur olması.
- etrafta horlayan insan olmaması ve takriben deliksiz bir uyku.
- bilgisayarı ve interneti hızlı, sağlıklı ve beleş kullanabilmek.
- ev yemekleri.
eğer sözkonusu bir asker ise;
çıplak ayakla halıya basmayı,
cam bardakta çay içmeyi,
uludağ sözlükte bir şeyler yazmayı,
evde koltuklarda yayılıp televizyon izlemeyi fazlasıyla özlemektedir.
sabahları geç kalkmak.
anneyle yüzyüze sohbet etmek.
arkadaşlarla bir araya gelip kendim içmememe rağmen onlara türk kahvesi pişirmek.
ve bursa...bursa'nın her şeyi.
salıncakta sallanmak.
mahalle maçı yapmak.
ağaca çıkıp meyve yemek.
kendi yaptığın külahları cephane olarak biriktirip, boru ile savaş yapmak.
birdir bir oynamak.
ilk içtiğin sigara.
Bugün dışarı adımımı atar atmaz tanıdık bir koku geldi burnuma. Memleketimin o güzel temiz kokusu. Bu koku 3 saniyeliğine de olsa oradaki güzel anılarıma , tekrar gitmek ve yaşamak istediğim durumlara götürdü beni. yürürken içime çekebildiğim kadar çektim kokuyu. Bu basit şey beni derin bir özleme çekti.