özledim ulan! özledim
saçlarında ki ben kırıklarını özledim.
gözlerinde boğulmayı özledim.
dudaklarında haramı özledim.
ellerinde sevabı özledim.
sorma bana beni özledin mi ? diye
özledim ulan! özledim
ama her şeye rağmen başardığımız şeyler vardı.
mesela sevdik, çok sevdik; yada öyle sanıyorduk.
amacım yıldızları göstermek değil;
binlerce yıldıza rağmen ayın güzelliğini göstermek.
bitti deyişin öylesine değil ölesiyeydi, şakacıktan
ve kıyametler koptu, sadece sen öldün
sakın ayrıldık diye bana verdiğin sözleri unutma sevgilim;
- sıkı giyin.
- ilaçlarını aksatma.
- geceleri üzerini ört.
- sevgilinle iyi geçin.
- kendine iyi bak.
- ve sende ki bana iyi bak
Daha önce hiç görmediğim yerleri özlüyorum bazen. Hiç tatmadığım yemekleri, meyveleri. Öylesine anlamsızca
ve gereksizce. Kendi kendime özlüyorum, tamamen kendime zarar. Düşünmekten yorgun düşer ya insan
aynen öyle bazen özlemekten yoruluyorum. Keşke diyorum, keşke sığınacak bir limanım olsa şu anda.
Hayatın tüm dalgalanmalarına karşı koyabileceğim. Hayır güçlü olmak zorunda da değil. Sadece yanımda olsun.
Onu korumak, mutlu etmek, derdini dert bilmek beni de korur aslında...
Tüm karmaşanın içinde, zaman akıp giderken yaptığım hataları özlüyorum. Yine olsa yine yaparım dediğim
hatalar. Beni ben yapan sırf yapmak istediğim için yaptıklarım. Çetele tutar gibi artısını eksisini
düşünüyorum, her birini tek tek. Tüm varyasyonlarını da tabi. Olabilecek herşeyi, her yolu hatta her boyutunu.
Bir yerde tıkanıyorum sonra. Daha önce tutmamama rağmen sıcaklığını özlediğim ellerin geliyor aklıma.
Acaba gözlerine baktığımda duyduğum heyecanın kaç katı? I ııh kestiremiyorum. Hesap tutmuyor.
Sonra diyorum kendime ya sarılsa ne yapacaksın? Ölümden de sonrasını hayal etmek gibi. Cehennemin
ziline basarmışçasına. Zebanilere taş atar gibi. Merak, heyecan belki biraz korku.
Aslında bunlara alışkın olmalıydım. Nasıl olsa yıllardır hayallerim ve rüyalarımdan ibaret de olsa
seninleydim. Özledim evet hiç senin olmamış olsamda, seni çok özledim...
vay be.
vay be diyebiliyorum sadece.
1 yıl öncesinde bır gecenın şarkısı,ellerin ilk defa buluşmasının,ayaklar altına alınan bursa manzarasının,dudakların ilk defa buluşmasının,gögsüne yatıp kalp atışlarının ilk defa dinlenmesinin şarkısı yazmışım.
ve yine bir gün bu şarkıyı bana dinlerken,senle dinlediğimiz geliyor aklıma.
dans edişimiz geliyor.
14 şubat sabahına birlikte uyanışımız.
gülüşlerimiz geliyor aklıma, gözlerinin içi gülmesi.
lisedeki halin geliyor aklıma sonra, benım kaçamak bakışlarla seni izleyişim,herkesten kıskanışım.
sonra büyümüşüz de bulmuşuz sanki birbirimizi.
kısa süren,ama yine de beni mutlu eden bir buluş.
ve sonraları nedendir ki merak ederek seni bakıyorum sağa sola.
sen ıssız adam ayaklarında olan adamdın ya hani,evlenmezdin,aşık olmazdın.
evlenmenin ilk adımını atıyorsun şimdilerde.
mutlusun vesselam, böyle bir karar alabildiğine göre seviyorsun da.
şaşırdım,tek söyleyebileceğim bu.
yalnız bıraktın beni bugün, acıdım bu garip 'halime' ahu devranda, sarı sardunyalar açmadı domaldı gotün küstü yokluğunda, özledim.
köpekler tükürdü, tiksindi zavallı 'halime', o tam sıçmalık ağzını, özledim.
tenin tenime karışaydı ha! ne olurdu? terim terini kurutaydı, özledim.
bir bugünden nefret ettim çünkü yoktun, kabız 'halime' içerlenip, çömeşip çömeşip sıçışlarımı, özledim.
ne 'halime' bir hatundun ki hiç halayık istemedin, ben o bende saklı zıçan adamı, özledim.
imdi tez gel yokluğun hicran, yokluğun kabız bir ıkınış, ben o 'halime' aldanmayıp suratına sıçtığım günleri, özledim.
bir gecenın şarkısı,ellerin ilk defa buluşmasının,ayaklar altına alınan bursa manzarasının,dudakların ilk defa buluşmasının,göğsüne yatıp kalp atışlarının ilk defa dinlenmesinin şarkısı.
tanıdığım biri bunu bir kaç ay önce ölen kardeşi için söylediğinde anladım ne demek olduğunu. 'özledim' demek, özlenen kişiyi bir daha asla göremeyecek olmanın gerçekliği ile yüzleşmektir.
uyudun mu sevgilim?
gönlümün tek sahibi..
yarim, yağmur yüreklim,
duyuyor musun?
duyacaksın en nihayetinde
ya da okuyacaksın..
çok özledim la seni...
bir çocuğun, baloncunun elinde tuttuğu sopadaki balonlara baktığı gibi bakıyorum fotoğraflarına..
bakıyorum dokunamıyorum..
bakıyorum sadece..
çok özledim seni.
kavurucu çöllerde bir DAMLA su arar gibi arıyorum ellerini..
ışıksız gecelerde yolunu bulmaya çalışan bir kaptan gibi gözüm gökyüzünde...
bir çoban yıldızı görsemde yelkenleri açıp kırsam dümeni sana doğru..
yeniden..
yeniden sarsam kollarımı sana..
yeniden dokunsam saçlarına..
yeniden yatsam dizine..
yeniden yatsan dizime..
gözlerimi dikip baksam sana doya doya,
uyuyamasan..
'bakma öyle' diyerek elinle gözlerimi kapatsan..
yeniden çeksem kokunu içime doya doya..
yeniden öpsem güzel ellerini..
yeniden..
ahh..
yeniden...
kalbim çırpınışta yine bu gece..
kanat çırpıp sana uçmak ister..
göğüs kafesim dar gelir..
seni arar gözlerim..
seni arar ellerim..
sesini arar kulaklarım..
başını arar omzum..
saçlarını arar göğsüm..
ararda ulaşamaz..
yarim..
sevdiceğim..
açık kahverengi gözlüm..
sarımm..
ceylan gözlüm..
prensesim..
uyuduğum..
uyandığım..
yaşadığım..
yaşayamadığım..
hissettiğim..
hissedemediğim..
kalbim..
aynı adımım..
çizgisine basmadan yürümeye çalıştığım..
kıyısındaki taşlara oturup denizine baktığım..
bir kaşık suyunda boğulduğum..
bir nefes rüzgarında ayaklarımı yerden kesen...
delicesine özleyip elinden tutamadığım..
ben asla vazgeçmeyeceğim seni özlediğimi söylemekten..
tutabildiğim her an da bırakmayacağım elini..
bilesin...
vazgeçmeyeceğim seni sevmekten..
vazgeçmeyeceğim senden..
vazgeçmeyeceğim bizden..
sende vazgeçme benden..
budur dileğim sadece..
bırakma, terketme beni..
Allah seni nazarlardan korusun meleğim..
Allah sana huzur versin..
Allah sana mutluluk versin..
Allah sana yüreği sağlam insanlar versin..
Hasreti anlatmaktadır özlemek. Duyduğumuz özlemi hasreti anlatır.
iki güneş geçti bir gece,
Biraz yağmur yağdı bana,
Biraz ben yağmura...
Sevdiğim bir şarkı çıktı radyoda
Yarısına ben eşlik ettim
Yarısına gözlerim...
Ben seni çok özledim...
Hasretin öyle zor, öyle zor ki,
Yüreğimi her gün yanıyor alev alev.
Sensizlik hesapta yokken,
Sensizliğin tam ortasına düştüm.
Yüreğimi dağlıyorlar her gün, her saat,
Adını silmek istiyorlar içinden.
Ama öyle derine kazılı ki,
Bir gün toprak olsam bile yüreğimle,
Bir tek seni adın kalacak, çürüse de yüreğim.
Seni düşünerek dalıyorum uykuya, sabaha karşı,
Rüyalarıma geliyorsun sonra,
Elini uzatıyorsun bana doğru,
Tutmak istiyorum ama,
Ben uzattıkça ellerimi,
Ellerin daha uzağa gidiyor benden.
Sonra koşuyorum sana doğru,
Sarılmak için açıyorum kollarımı,
Tam sarıldım, kavuştum derken,
Birden boşluğu sarıyor kollarım.
Uyanıyorum birden,
Bir sigara yakıp, gözlerimi siliyorum,
Sen gittiğinden beri.
" özledim seni...
ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
beynimi uyuşturuyor özlemin...
çok sık birlikte olmasak bile,
benimle olduğunu bilmenin,
bunca zamandır içimi ısıttığını yeni yeni anlıyorum.
Yokluğun,
Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp,
mütemadiyen bir boşluğa,
Sabahları seni okşayarak başlamaları, aksamları her işi bir kenara koyup,
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi,
sevimli haşarılığını,
çocuksu küskünlüğünü...
Nasılda serttin başkalarına karşı beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken.
Gitmeni asla istemediğim halde,
buna mecbur olduğunu görmek ve sana bunları söylemeden
'' git artık'' demek,
'' beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa''demek,
sana ne de zor...
seni görmemek ve belki yıllar sonra karşılaştığımızda,
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek...." dir. Can YÜCEL
Özledim evet;
Sızlanmayı, kapris yapmayı, şımarmayı, baba evini babamı, düşüp kalktıktan sonra anne diye ağlamayı..
Eşek kadar olmuşken hala sokak da yakar top oynamayı, ilk okula başladığım zaman ki hevesimi, tüm sorumluluğumun okuldan ibaret olduğu günleri, herkese ve herşeye rağmen gülmeyi..
Bayram sabahı kalkar kalmaz el öpmeyi, bayram harçlığımla game boy alıp sabahlara kadar Mario oynamayı, yazları balkonda oturmayı, Kordan da paten kaymayı..
Birine kızdığımda telefonu kapatıp, 3 gün hiç açmamayı, ayrılırken bile ağlamamayı,aşk nedir bilmemeyi, herkesi iyi sanmayı.
Annemin pencere önü menekşelerini, kardeşimin He man tutkusunu, babamın öğrencileri geldiğinde kapıdan onları dinlemeyi, yüzmeyi öğrendiğim yazı..
Halama emanet edildiğimde yaptığım yaramazlıkları, dolabın içinden kuzenin üzerine fırlamayı, karyola da zıplmayı..
Güçlü olduğum zamanları, hayallerimi ,hayalperestliğimi, gece yatarken ettiğim duaları, herşeye ve herkese rağmen hayatı sevmeyi, Değişen ve kaybettiğim herşeyi ve herkesi çok özledim..
Bugün biraz farklı dünden,
durup duruken doldu gözlerim, aklıma bir sürü yüz bir sürü an geldi,
yapmak istediğim üşengeçlikten ertelediğim herşeyi hemen şimdi yapmak istedim,
Sonra koşmak, çocukluğumda ki gibi arkama bakmadan, korkmadan koşmak istedim,
Tüm kaybettiklerimi ve çok özlediklerimi geri getirmek için..
çok özledim. en çok da kardeşimi özledim, ablamı, annemi, babamı. odamı, yatağımı, nevresimlerimi, perdemi özledim. arkadaşlarımı da çok özledim. onlarla beraber salak saçma şeylere saatlerce gülmeyi özledim. kardeşimin nefes almadan sıkıcı oyunları hakkında konuşmasını özledim. ablamla birlikte ikimizden başka kimsenin kolay kolay anlayamayacağı esprilere gülmeyi özledim. annemi kızdırmak için bağıra çağıra şarkı söylemeyi; onun bana kızmayıp aksine gülmesini özledim. doğru dürüst yemek yemeyi özledim. bırakmak zorunda kaldığım kıyafetlerimi, ayakkabılarımı ve diğer eşyalarımı özledim.
hiç sevmedim bu uzaklığı. her şeyi bırakıp gidesim var. geri dönesim var. soruyorum kendime en başta neden bırakıp geldim ki diye. özlediğim o kadar çok şey var ki ve hepsi de çok uzakta.
konuşacak, dertleşecek birinin varlığını özledim. birine sarılıp zırlamayı özledim. bu kadar zor olabileceğini hiç tahmin etmemiştim. bilseydim bu kadar zor olacağını, yine de gelir miydim diye merak ediyorum, düşünüyorum fakat bir cevap bulamıyorum.
arayıp sesini duysam mı?
sesini duysam ne olacak merhaba deyip nasılsın diye sorsam mı?
acaba benim sesimi duyduğunda hemen tanır mı?
yoksa beni ve bütün hatıraları tamamen hayatından silmiş midir?
acaba hiç aklına geliyor muyumdur?
beni hiç özlemiş midir?
onun da beni arayası gelmiş midir? gibi soruları kendinize sormanıza sebep olabilecek histir özlemek.özledim de bu hissin birinci tekil kişi ve di'li geçmiş zamanla çekimlenmiş halidir.*