rüyalarda başlar önce,
unuttum sanırsın yanılırsın,
kokusu gelir burnuna, gülen gözleri,
canım der sana sessizce,
kimse duymaz sen duyarsın,
ağlarsın şarkılarda,
onu hatırlatan herşeyde,
onu yaşarsın kendince,
her aklına geldiğinde özlemeyi özlersin.
mutluluğun doruğunda ve haliyle çok çabuk geçmiş, tadı damakta kalmış, doyulamamış, belki de kıymeti bilinmemiş günler için söylenen, içinde biraz da "keşke..." bulunduran kelime.
uzun zamandır tarafımdan kullanılsa da pek tat vermeyen cümle.
artık sözlerin anlamlarını yitirdiğini düşünen ben için özlemişlik hissini ifade etmenin en iyi yolu sarılmak varlığımı ruhunun içinde oldunu farkettirmektir. tarafımca üzerinde unutulmayacak bir koku bırakmak ve özlemi duyulanın kokusunu alabilme mutluluğu, bunun da sonrasında gelen huzur ve sessizlik benim için kuru bir özledimden çok sey daha ifade eder... işte özlemek.
bir yıldızın gökten kaybı kadar arsız
ah bu gidiş çok zamansız..
sensizliğin tam ortasında
oyunsuz oyuncaksız..
ellerin..
ellerin..
şimdi ellerin elleri..
saçlarından bir yol inerdi
ortasına ellerimin
şimdi bir akarsu misafir
içinde gözlerimin.
gözlerin
gözlerin
gözlerin
gözlerin..
ben acılarımı dışladım
seni kendime eşledim
yokluğunda yağmur oldum
saçlarını düşledim..
özledim!
özledim!
özledim!
bazen susar bazen bağırır
yaralanmış sözlerim
sesin suskun
bu bir çığlık
vuruverir özlemin
özledim..
özledim..
özledim..
özledim..
ben acılarımı dışladım
seni kendime eşledim
yokluğunda yağmur oldum
saçlarını düşledim..
bugünlerde sık sık, ardarda dinlediğim bir ibrahim sadri şiiri. can alıcı okuyor adam ya. olağan şeylerden bahsedersken birden "ve ben seni çok özledim" demesi acayip etkiliyor insanı.
açık ve net bir şekilde uzaktaki sevilen kişiye karşı hissedilen duygudur. mesafeler girerse araya görüşmek zorsa, uzun süreler varsa yanında olmak için söylenmesi az bile kalabilecek hede.
pişirdim sevdiğin yemekleri
suya koydum sevdiğin çiçekleri
evde ne varsa baktım elledim
özledim çok özledim
kucağımda senin aldığın bebek
dinledim hep aynı şarkıyı dinledim
mumlar bitti ben yine bekledim
özledim çok özledim
hep yürüdüğümüz sahildeyim
şu küçük tekneyi nasılda severdim
resmin buruştu terli elimde
onu denize atsam mı yoksa
bağrıma bassam mı bilemedim
önünden geçtim abonesi olduğumuz kahvenin
girip oturmaya cesaret edemedim
seni sordu bizim balıkçı
gözyaşlarımı tutsam mı yoksa
salsam mı bilemedim