sevilen kişiye duyulan özlemin en kısa ifadesidir. tek kelime olmasının yanı sıra birçok duyguyu içinde barındırır. layıkına söylendiğinde anlam bulan, yanlış kişiye söylendiğinde sadece sessizlikle karşılaşılan bir sözdür. halbuki söylendiğinde bir tepki bekler insan. bulamayınca ise yıkılır adeta... yani değecek, değdiği düşünülen insana söylenmesi gereken bir kelimedir.
özlemek? uzakları özlemek. sevdiğini özlemek bulunduğu toprakları özlemek, o gözlerinin derinliklerinde boğulmayı özlemek, selami şahinin parçasını dinleyip vucudunun değil ama beyninin onun yanında olduğunu hissetmek.
Sen üzülme acıdan bu sözlerim, Karşımda görsem dolar gözlerim... gibi sözlere sahip bir murat boz şarkısı. insanın içini acıtan, duyulan özlemi kat ve kat arttıran şarkı.
çoğu kez yaşanmışlık olan anları bir kez daha doya doya içine çekip uzun süre yetecek kadar alma isteğidir. tekrarlılığın belki de en güzel tarafını keşfetmek. ve bunu o anlarıyla istedğiniz kişinin önüne geçip özledim demektir.
çok hoş, insana dinginlik veren ve duygulandıran şebnem ferah şarkısı. sözleri:
Bugün resmine dokundum ben öptüm yine yine
Zaman ağır ol henüz erken demek için güle güle
Sesini özledim özledim çok haberim yok durmuş dünya niye
Seninle birlikte kaybolanları arıyorum başka şeylerde
Aşk şarkısı değil bu geldi içimden
Gülümse birkez benim için eğer duyuyorsan..
Nehrim ol gel ak yine kelebek ol gel uç yine
Çiçeğim ol gel aç yine rüzgar ol...
bu lafı, bir insanın ağzından duyduğunuzda yelkenleri hemen suya indirip "ayy canımmm yaa özlemiş lannn biliyodum kuran çarpsın." moduna geçmeyiniz, özlemini giderdikten ve hayatınızı altüst ettikten sonra son derece rahat bir şekilde *çekip gitmesi muhtemel veya mümkündür.
dışarıdan gördüğün gibi değil
bir kez olsun buradan bakmadın
üzüldüm zannediyorsan şunu bil;
canım yandı
geçti..
çok yakmadın.
yoksun! tarihe bakmaya utandıracak bir zamandayım, saatim zaten kırıldı! bir de ileri almışlar geçenlerde; zaten geç kalmışken sana!
unuttum, yani sen bakma, hala sana yazılar yazdığıma, hala içerken senin aklıma gelişin sadece tesadüf! yoksa çok içerlemedim beni kara kışın ortasında piç gibi bırakışına! yaşadığımız her şeyin yalan olduğunu öğrendiğimde sevindim bile diyebilirim aslında. o kadar koymadı yani gidişin. sadece üzüldüm; iyiyim şimdi. ilaçlarımı yeni aldım da...
yaz gelir içimi sarar aynı telaşlar
kimbilir belki de bir aşk başlar
dalgalanır deniz ne çıkar
durur, yavaşlar
kimbilir belki de bir aşk başlar!
farklı tenlerde arıyorum tenini, bulamıyorum. ama kararlıyım; bulacağım! kaç teni yakmam gerekirse gereksin; bulacağım, kokunu unutturacak bir ten, sesini unutturacak bir ten! hayatın boyunca benim kadar sevebilecek birini bulamayacağını bildiğin halde sen birilerini koyabiliyorsan benim yerime; ben bir kişiyle bile unuturum seni! sadece; biraz daha zaman geçmesini istiyorum; o da sana hissettiklerime olan saygımdan! sana saygı duymamı beklemiyorsundur sanırım! 'seni seviyorum' diyeceğim birilerine; sana söylediğim gibi olmasa da söyleyeceğim! o kadar kadından hiçbirine henüz söyleyemedim de... ama biliyorum; söyleyeceğim!
ben özledim galiba seni
bu yüzden bu kadar sitemlerim
sen üzülme acıdan bu sözlerim
karşımda görsem dolar gözlerim
off! bakma sen sözlerime; çıkışlarıma! seni terslemelerime... kaldıramıyorum sensizliği, o yüzden her aradığındaki hırçınlığım! korkuyorum da aramaya seni; hem de hergün defalarca alıyorum telefonu elime; bırakıyorum sonra! bakma sen bana! paranoyalarla uğraşıyorum hergün, halüsinasyonlarla uğraşıyorum!
ben özledim ya seni...
utanıyorum söylemeye, yazıyorum sadece... onu da; okumayacağını bildiğin için yazıyorum! sanırım; daha önce defalarca kırdığın benimse tamir etmek için onlarca kişinin günahına girdiğim gururum artık daha ağır basıyor! lanet olsun! özlediğim gerçeğini değiştiremiyor gururum, sadece senin bilmeni engelliyor ama seni sevdiğim gerçeğine dokunamıyor bile...
ben özledim seni...
hem de çok..
canım da yandı, yanıyor da...
ve ona rağmen;
yalanlarına rağmen..
sahte gülüşüne rağmen...
ben özledim seni, hem de çok...
yedi harfle çok şey anlatmak. bu bir kelimeye çok ama çok hatta çok büyük anlamlar yüklemek. çok bilinmeyenli ve hiç çözümsüz bir denklem benim için. *
güneşe sevdalı sesin
yüzün dağlara
sen benim güneşim
içimde fırtına
zehir zıkkımsa sigara
sebebi o koskoca dağ
gökyüzü uzatmıyor elini
o papatyaları işaret ediyor
başıma tac yaptığın hani
alıyor bir çırpıda
seni yok ediyor
öyle sanıyor ya yanılıyor
parmaklıkları kesip attım
özlemleri de onunla..
ya seni söküp atabilir miyim
her doğan güneş yüzünü eskitse bile
taşı bastım ya göğsüme
o daha bir acıtıyor...