bir gecenın şarkısı,ellerin ilk defa buluşmasının,ayaklar altına alınan bursa manzarasının,dudakların ilk defa buluşmasının,göğsüne yatıp kalp atışlarının ilk defa dinlenmesinin şarkısı.
yalnız bıraktın beni bugün, acıdım bu garip 'halime' ahu devranda, sarı sardunyalar açmadı domaldı gotün küstü yokluğunda, özledim.
köpekler tükürdü, tiksindi zavallı 'halime', o tam sıçmalık ağzını, özledim.
tenin tenime karışaydı ha! ne olurdu? terim terini kurutaydı, özledim.
bir bugünden nefret ettim çünkü yoktun, kabız 'halime' içerlenip, çömeşip çömeşip sıçışlarımı, özledim.
ne 'halime' bir hatundun ki hiç halayık istemedin, ben o bende saklı zıçan adamı, özledim.
imdi tez gel yokluğun hicran, yokluğun kabız bir ıkınış, ben o 'halime' aldanmayıp suratına sıçtığım günleri, özledim.
vay be.
vay be diyebiliyorum sadece.
1 yıl öncesinde bır gecenın şarkısı,ellerin ilk defa buluşmasının,ayaklar altına alınan bursa manzarasının,dudakların ilk defa buluşmasının,gögsüne yatıp kalp atışlarının ilk defa dinlenmesinin şarkısı yazmışım.
ve yine bir gün bu şarkıyı bana dinlerken,senle dinlediğimiz geliyor aklıma.
dans edişimiz geliyor.
14 şubat sabahına birlikte uyanışımız.
gülüşlerimiz geliyor aklıma, gözlerinin içi gülmesi.
lisedeki halin geliyor aklıma sonra, benım kaçamak bakışlarla seni izleyişim,herkesten kıskanışım.
sonra büyümüşüz de bulmuşuz sanki birbirimizi.
kısa süren,ama yine de beni mutlu eden bir buluş.
ve sonraları nedendir ki merak ederek seni bakıyorum sağa sola.
sen ıssız adam ayaklarında olan adamdın ya hani,evlenmezdin,aşık olmazdın.
evlenmenin ilk adımını atıyorsun şimdilerde.
mutlusun vesselam, böyle bir karar alabildiğine göre seviyorsun da.
şaşırdım,tek söyleyebileceğim bu.
Daha önce hiç görmediğim yerleri özlüyorum bazen. Hiç tatmadığım yemekleri, meyveleri. Öylesine anlamsızca
ve gereksizce. Kendi kendime özlüyorum, tamamen kendime zarar. Düşünmekten yorgun düşer ya insan
aynen öyle bazen özlemekten yoruluyorum. Keşke diyorum, keşke sığınacak bir limanım olsa şu anda.
Hayatın tüm dalgalanmalarına karşı koyabileceğim. Hayır güçlü olmak zorunda da değil. Sadece yanımda olsun.
Onu korumak, mutlu etmek, derdini dert bilmek beni de korur aslında...
Tüm karmaşanın içinde, zaman akıp giderken yaptığım hataları özlüyorum. Yine olsa yine yaparım dediğim
hatalar. Beni ben yapan sırf yapmak istediğim için yaptıklarım. Çetele tutar gibi artısını eksisini
düşünüyorum, her birini tek tek. Tüm varyasyonlarını da tabi. Olabilecek herşeyi, her yolu hatta her boyutunu.
Bir yerde tıkanıyorum sonra. Daha önce tutmamama rağmen sıcaklığını özlediğim ellerin geliyor aklıma.
Acaba gözlerine baktığımda duyduğum heyecanın kaç katı? I ııh kestiremiyorum. Hesap tutmuyor.
Sonra diyorum kendime ya sarılsa ne yapacaksın? Ölümden de sonrasını hayal etmek gibi. Cehennemin
ziline basarmışçasına. Zebanilere taş atar gibi. Merak, heyecan belki biraz korku.
Aslında bunlara alışkın olmalıydım. Nasıl olsa yıllardır hayallerim ve rüyalarımdan ibaret de olsa
seninleydim. Özledim evet hiç senin olmamış olsamda, seni çok özledim...
özledim ulan! özledim
saçlarında ki ben kırıklarını özledim.
gözlerinde boğulmayı özledim.
dudaklarında haramı özledim.
ellerinde sevabı özledim.
sorma bana beni özledin mi ? diye
özledim ulan! özledim
ama her şeye rağmen başardığımız şeyler vardı.
mesela sevdik, çok sevdik; yada öyle sanıyorduk.
amacım yıldızları göstermek değil;
binlerce yıldıza rağmen ayın güzelliğini göstermek.
bitti deyişin öylesine değil ölesiyeydi, şakacıktan
ve kıyametler koptu, sadece sen öldün
sakın ayrıldık diye bana verdiğin sözleri unutma sevgilim;
- sıkı giyin.
- ilaçlarını aksatma.
- geceleri üzerini ört.
- sevgilinle iyi geçin.
- kendine iyi bak.
- ve sende ki bana iyi bak
özledim. bi tek kelime geceden beri içimde yankılanıp duruyor sözlük. uyuyamadım. sabahın bu saatinde koştum geldim sana. neden en rahat buraya yazıyorum ona olan hislerimi bilmiyorum, belki de kimse beni tanımadığı için ve onun da burayı çoktan unuttuğunu bildiğim için...
1 sene olacak neredeyse, hayatımdan çekip gideli. Acım aynı ilk günkü gibi biliyor musun? Yalan söylüyorum, kimseyi sevmeye çalıştığım falan yok. Hala onu kalbimden atmaya çalışıyorum, inatla gitmiyor. Yanlış hissedemezmiş insan, ama ben yanlış hissediyorum. Onun beni özlediği falan yok öyle değil mi?
Geceden beri gözlerimi kapatıyorum, başını yanıbaşımda hissediyorum. Kokusu içime doluyor, elleri ellerime değiyor, sanırım deliriyorum. Bi insan bi insanı bu kadar özleyemez. Bunun bi sonu olmalı, hiç bitmeyecek gibi hissediyorum.
Sonra birlikte çıktığımız o tepede olmak istiyorum. Orada ona sarılmak o an ölüp defolup gitmek istiyorum. Çok çok yoruldum.
Aklım almıyor, tüm bunları ben mi yaşıyorum? Bu resmen eziyet. Bu kadar özlediğim hala bu kadar sevdiğim birine ben neden dokunamıyorum? Neden sesimi ona hiç duyuramıyorum? Bunu hak edecek ne yaptım bilmiyorum ama allah belamı verdi, eminim.
Yazıyorum, kalbimin sesini duysun diye sadece yazıyorum. inanmak istemiyorum bensiz mutlu olduğuna, çünkü ben dünyanın en geri zekalı insanıyım. Sen de söylerdin bunu Ali'cim, haksız değildin her zaman olduğu gibi(!)
iyi ki varsın sözlük. Ben her delirdiğimde sana koşuyorum. Beni de hep o delirtiyor çünkü.
Şimdi gözlerimi kapatıcam, ve gözümün önüne gelip yine beni öldürecek biliyorum.
O bana armağan ettiği şarkıların şiirlerin adamı değilmiş demek, en çok da buna üzülüyorum. O şarkılar benim kanımı dondururken, o yazdığı şiirlerin tek bi satırına denk gelmek gözlerimi doldururken o bunlardan bi'haber mutlu mutlu yaşıyor orada çünkü. Yazık oldu be.
Bunun adı düpedüz acı çekmek, suyunu çıkardım acı çekmenin biliyorum.
Son olarak acı çekmek özgürlükse, özgürlüğün ta.
sadece zaman geçirilen kişilere kullanılması gereken özel bir ifadedir. alışkanlıktan olur, sevgiden olur, ihtiyaçtan olur. günümüzde en çok ihtiyaçtan söylenilen basite indirgenmiş bir kelimedir.
burda yağmur yağıyor sevgilim.
pencereme vuran her damlada adını fısıldıyor sanki.
git diyor. ona git. kollarına sarıl.
kalbim sensiz sanki atmıyor inan ki.
keşke dinleyebilsem yağmuru
koşabilsem sana, arkama bile bakmadan.
ama işte engeller var elim kolum bağlı.
yalvarırım affet beni.
ben, yani ben, aslında ben.