tabi özledim gerizekalı çok özledim hatta daha çok özledim. biliyorsun sende nasıl söyleyeceğim.. söyledim ne oldu gene gittin.. duygularını aldırmış hayvan özledim. çok özledim. söylüyorum duvarlara milyonlarca kere ama sana söyleyemiyorum.
acı çekmektir.içinizdeki sevgiliyi özlemi haykıramamaktır. sevdiğiniz insanı görüp konuşup sanki yaşananların üstünden yüzyıllar geçmişte hiç izi kalmamış numarası yapmaktır. içiniz acır acaba benden önce der mi diye ama o da demez en az siz kadar gururludur. sevdiğini özlediğini her davranışından anlarsınız anladıkça kahrolursunuz ama sizde söyleyemezsiniz. ararda verilmiş sözler vardır , çekilen acılar vardır. bunları gözardı edemezsiniz. aradaki mesafeyi korumaya çalışıyor gibi yaparak aslında ondan kaçarsınız . tekrar onun çekimine girmekten korkarsınız. ağzınızdan birşey kaçıracakta onu sinirlendiripi tamamen kaybetmekten korkarsınız. ama içinizde erir. ' ah bi özledim dese' diye içinizden geçirirsiniz ama demez o da diyemez. konuştukça canınız yanar. gözleriniz dolar, gözlerinizi kaçırırsınız, en sonunda saçma bir bahaneyle uzaklaşırsınız. ondan kalanlara bakarsınız gidip başlarsınız ağlamaya gizli köşelerde.
özlemin acı tadını çıkaramamaktır. zira aslında güzel bir şeydir özlemek, beklemek, uzaktan da olsa "seni çok özledim" diye haykırabilmek. güzeldir, eğer özlenen kişi gelecek ve kollarınıza atılıp ben de "seni çok özledim" diye cevap verecekse bir gün.
ama bazen insan hiç gelmiyecek birini özler. bekler, neyi beklerdiğini de bilmeden. onun yokluğunun gırtlağına dayadığı keskin bıçağın soğukluğunu hissede hissede bekler. sessizce bekler... bazen iki damla yaş süzülür gözlerinden, onlarda kalabalığın içinde kaybolup gider sessizce. sadece o göz yaşları şahittir aslında özlemin çektirdiği acıya.
bazen dayanamaz, isyan eder insan. eline silikleşmiş bir telefon numarası geçirir ama elleri telefona uzanamaz; korkar. ya beklemediği bir ses, beklemediği bir cevap gelirse karşı taraftan. yine iki damla yaş dökülür gözlerden ve kaybolursunuz o iki damla yaşla beraber özlenenin yarattığı boşluğun içinde. dua edersiniz tanrıya "madem o gelmiyecek, bari zaman gelsin de çekip kurtarsın beni bu yokluğun içinden" diye...
özLemde bir gün yok oLur gider.. aynı 1 hafta önce oLduğu gibi.. sonra bir bakarsın başka bir şeyi özLüyorsun.. daha öncesinde o özLediğini sandığın şeyi asLında hiç özLememişsin?.. özLediğini sanmışsın.. durun ya!!! özLemek ne ki?..
bazen özledim seni dememen gereken durumlar olabilir. ama bu sevende koca bir yara olur. söylenmeyen sözcükler öyle ağırlaşır ki. özledim diyememenin tek çaresi boş bir kağıda seni özledim demek, duyguları akıtmaktır. yoksa söylenemeyen sözcükler bir süre sonra gözyaşlarına dönüşür. kimseye gösteremessin, içine akıtırsın onları. ve zamanla herşeye ağlayan biri olmak işten değildir. söylenmeyen bir sözün yaratığı duyguya dönüşmemek için en güzeli onu yazmak yazmak yazmaktır.