evet efendi bir insandı, evet kaliteli bir şahsiyetti, kendi şirketlerini baz alırsak evet iyi de bir yöneticiydi ancak galatasaray açısından son derece başarısız ve kötü bir başkandı.
çok hırslıydı, özellikle başarılı olmak için her türlü çabayı gösterecek hırsa ve enerjiye sahipti ancak bu hırsın kurbanı oldu. başkan seçilebilmek için kulübün içinde bir çok insanı bir birine küstürdü, karşı karşıya getirip kutuplaştırdı, bazısını neredeyse düşman etti.
dahası külübün mali yapısını en iyi bilenlerden olmasına karşın seçim vaatleri sürekli ciddi finansal kaynaklara ihtiyaç duyan projeler ve transferlerdi. oysa kulüp aig ile yapılan anlaşmanın da etkisiyle finansal açıdan ciddi bir çıkmaza girmişti. bu çıkmazdan en iyi ihtimalle 5-6 sene çıkılamayacağını bilmesine karşın tam tersi söylem ve eylemlerde bulundu. "4 yıl içinde borçsuz bir kulüp" vaadinde bulunup, kulübü tarihinin en borçlu haline düşürerek teslim etti. (50 milyon dolar borçla teslim alıp, 155 milyon dolar borçla teslim etmiştir.)
bir de evet, o haim fresco denilen herife güvenmeyecekti. hem şahsi işleri, hem de kulübün işleri açısından...
Bi fenerbahçeli olarak efendiliğini ve duruşunu en çok takdir ettiğim galatasaraylıdır. Allah rahmet eylesin, ben küçükken ilçemizdeki galatasaraylılar derneği açılışına gelmişti,biraz da büyükbabama benzetirdim kendisini, çok severdim. Arkadaşımın atkısını takıp karışmıştım dernekteki kalabalığa. Tabi o kadar insanın içinde bi imza koparamadım kendisinden ama yakından görünce bile çok mutlu olmuştum. Mekanı cennet olsun.
türk futbol tarihinin son 20 yılda gördüğü belki de en efendi başkandır.
aklıma geldi birden bende açtım birkaç resmine baktım, birkaç videosunu izledim. 14 mayıs 2006 günü son dakika gelen şampiyonluktan sonra ali sami yen stadı etrafında gururla dolaşması geldi gözümün önüne. istediğini başarmış gurur dolu başkan. belki de ömrünün en mutlu günüydü o gün bir çok galatasaraylı gibi.
ama bıraktı bizi başkan. hayatını verdiği, gönlünü verdiği o takım 10 yılda bitirdi kendisini. galatasaray yıktı kendisini. ama hep güldü, kırılmadı. kırmadı. giderken bile yüzünden gülümseme, içinden umut ve mütevazi kişiliği kaybolmadı.
giderken herkesi ağlattı.
ezeli rakibinin başkanı gol attığı her seferde yavşakça parmak sallarken kendi gözü önünden, o istifini bozmadı ve sadece alkışladı. belki aziz dalga geçiyordu içinden onunla ama o sadece gülümsedi. bu sebeptendir ki özhan başkan hep büyük puntolarla yazıldı bu zamana kadar ve aziz hep damgalarla.
sen rahat uyu başkan. bize kazandırıp gittiğin o stad gönlünü verdiğin takımın başarı nidalarıyla inliyor. ve şunu bil ki biz seni hiç unutmadık.
efendi kişiliğine söyleyecek bir şeyimiz olamaz ama Galatasaray Başkanlığını kaldıracak yapıda değil. GS başkanı büyük düşünmeli, büyük oynamalı. bratu, petre ne hacı.
sözlükte şukela butonunu otomatiğe bağlamış takılırken 22.02.2012'de girilmiş bugün ölümünün 2. yılı ruhu şad olsun diye bir giri gördüm. bugün 3. yılı haliyle. içimi hüzün kapladı. allah rahmet eylesin.
adnan polat'ın şike yapmadığına kefil olduğu başkan.
bir lafı da götünüyle dinlemeyin amk.. adnan polat başkanlık sürem boyunca demiyor ben kulüp içinde görevdeyken diyor. canaydın'ın ikinci başkanlığını yaptı polat kaç sene
sadece kulüp yöneten biri değildi. baba adamdı canaydın. bursada birçok kişiye iş imkanı sağlamış bir işverendir aynı zamanda. şimdi çocukları işin başında (bkz: biesseci). vakıflara hayır kurumlarına yaptığı yardımlarda cabası. ayrıca nilüfer ilçesinde adını taşıyan bir ilköğretim okulu yaptırmıştır. ruhu şaad olsun tekrar tekrar.. bir cimbomlu olarak özlüyorum kendisini..
Gayet düzgün ve beyefendi bir insan olmakla beraber benim takip edebildiğim son 30 yılda Adnan Polat ile beraber en başarısız başkandır. Kongre tarafından mitleştirilip Galatasaraylılar Derneğini'nin karşısına heykeli dikilmesinin nedeni insani yönü ve Galatasaray Liseli olmasıdır. Kendisi kadar başarısız olan Adnan Polat neredeyse afaroz edilirken dönemine ait hiçbir eleştiri yapılmıyor olmasının da tek nedeni liseli olarak ''abimiz'' olmasıdır. Malesef bu kulüpte yönetim listeleri belli olduğunda oy vermeden önce ilk kontrol edilen şey okuldan kaç kişinin yönetime alındığıdır. Liyakat 2. plandadır.
kişiliği adam gibi olan ancak başkanlığı fiyasko olan eski galatasaray başkanıdır.
başkanlık döneminde yaydığı romantizm, gerçekleri örtmüştür.
lucescu'yu göndererek tarihi bir hataya imza atmıştır.
galatasaray'ı avrupa takımı olmaktan çıkarmış kendi içine hapsetmiştir. *
üç defa üst üste seçilmesi tamamen duygusallığın aklı öldürmesinin neticesidir.
aziz yıldırım'ın futbol aleminde rahatça racon kesmesine de müsaade etmiştir.
bu altı yıl içinde özhan canaydın ''ne kadar efendisiniz'' diye uyutulurken aziz yıldırım, futbolun efendisi olmuştur.
galatasaray başkanı evet beyefendi olmalıdır, ancak bununla birlikte galatasaray'ın haklarını savunan başarılı biri olmalıdır.
özhan canaydın ise sadece beyefendi biriydi.
bu kişiliğini saygıyla anıyoruz. ama yetmez efendim.
galatasaray'ı romantik havalar içinde küçültmek kimsenin hakkı olmamalı.
şu an galatasarayın başında her gün yeni bir gafa imza atan ünal aysal'ı görünce, Keşke efendi bir rakip başkan olsa diyerek andığım kişidir. Allah rahmet eylesin.
başkanlığı sırasında hataları olduğunu görüp eleştirdiğimiz ama en ağır eleştiriye bile beyefendice, asilce cevap vermiş, başkanlığının öncesinde, insan gibi insandı.
muadili olan bir başka başkan rakiplerinin aldığı her şampiyonluğu ' şaibe ' kelimesiyle lekelemeye çalışırken, o asla buna başvurmadı. saygı, sevgi, özlem duyuluyor ona, canından çok sevdiği takımının sevdalılarınca. o, farklıydı. galatasaray' a yakışan bir anlamdı. mekanı cennet olsun.