yeterli düzey ve dozu ayarladığınız zaman, sırtınız yere gelmez. erkeklerde daha çok polemik yaratır öz güven denen şey, erkeklerin çocukluk-ergenlik-yetişkinlik evrelerindeki hareketliliğini (ya da hareketsizliğini) en çok etkileyen şeydir öz güven dediğimiz şey. kadınlarda ise biraz daha derinlerde, biraz daha karanlık bir yüzeyde görülür (tam olarak görülemez aslında).
kadın ve erkek dışında, insanlara bakarsak eğer, dünya genelinde öz güven denen şeyin yerlerde süründüğünü söyleyebiliriz. yoksa şimdiye bir kısmımız mars'ta yaşıyor olurdu.
insanın kendine güven duygusunun tam olmasıdır. kendinden emin, yanlış da olsa verdiği kararların ardında olmaktır. sahip olunması gereken güzel bir kavramdır.
''ben buyum'' demeyi öğrenebilmektir çoğu sahada..
''geçilmesi gereken yollar, genellikle boşa takıp aheste aheste inilmesi gereken fazla dik ve geçmek için yerinde denge kontrolü isteyen yokuşlardan oluşmakta, aman dikkat! eğer gazı kökleyip ''bodozlama'' inmeye çalışırsanız en iyi ihtimalle yokuşun sonundaki keskin viraja kadar nefes alıp verebiliteniz var, yoldaki kör sürücülerden sıyrılıp yaşamayı becerebilirseniz tabii!
ya bilmem kaçıncı yokuşu geçip hedefe heran daha fazla yaklaşan o dümdüz yolları göremezseniz?
şu yokuşların altını kırmızı kalemle çizinde çocuklar..''
son olarak, gülse birsel'in beni fazlasıyla tribe sokan bir nüktesini, kokusu burnumdayken aktarmak istiyorum;
''bir konu hakkında beklentiler nekadar yüksekse, hayal kırıklığı ihtimalide o kadar artar.''
al sana olması gerekenden fazla çalışıp kendini az yetenekli hisseden adam depresyonu.. yani bizim kesimin özgüven eksikliği!
her insanda olması gereken bir davranıştır. özgüvenini kontrol altında tutanların daha çabuk farkedilmeleri muhtemeldir. azı karar fazlası zarardır, dozunda olmalı.
sadece kişisel değil kültürel de düşünülebilecek bir olgudur.
senin özün sağlam yiğidim, insanlığa yaptığın ve yapacağın katkı başka hiçbir kültürünün derinliğinde olamaz. önce özgüvenini kırdılar, sonra aşağılık psikolojisine soktular, sonra kendi fikirlerini empoze ettiler ve nihayet kendi bozuk hal ve hareketlerini değişmez insanlık hakikatleri olarak yutturmaya çalıştılar. hilkat garibesi bir ikilemin içerisinde çelişkili insan oldun ve çıktın.
özgüven kendinle geçmişinle hatalarınla yüzleşmeni gerektirir ve bundan gocunmamanı yiğidim. kendi hatalarını kendin görürsen aşağılık psikolojisine değil ne yapabilirim fikrine yönelirsin. üretirsin, düşünürsün. sen eleştirdiğin tarihinde bulacağın hazinelerle yine de dünyaya ümit olacak bir derinliği taşırsın genlerinde. kalk ayağa hesap sor bana ve kendine. artık kurtul aşağılık kompleksinden.
çok eğildin ayağa kalk sakarya'daki sakarya'sın sen!
çiğmetmedi onurunu , çiğnetmeyecek asım'ın neslisin!
