eksiklik deyince zarar gibi algılanıyor ancak pek öyle değil.
özgüven olmadığında bir şey kaybetmiyorsunuz. başınızı dik tutarak yürümek size bir şey kazandırmayacak. ya da tepeleme yere bakarak yürümek, bir şey kaybettirmeyecek.
özgüveninizin yokluğuyla barışık olun. bu kesinlikle kötü bir şey değil. bununla birlikte çok güzel arkadaşlıklar edinirsiniz. kendinizden çok arkadaşlarınıza güvenirsiniz. hatta arkadaşınıza. -çoğu hayatında birden fazla arkadaşı olmaz özgüven eksikliğine sahip bireylerin. -
bunu bir zarar olarak görmek, sizi bir tık daha üzer. cesaretlenmeniz, durumu tersine çevirmek için yapılan konuşmalar kısa süreli iştahınızı açar. ama o kadar.
Genellikle yalnız olmaktan oluyor o mesela. Ya da karşıda ki bir insan baskın çıkınca hemen seviyelerde inme olabiliyor. Yapmanız gereken baskınlığı senin oluşturmandan geçer.
inançtan değil bilimden faydalanmanız kesin çözüme götürecektir. Psikoloğa gidebilirsiniz. basit gibi görünse de soruna yaklaşım onu çözülmez hale bile getirebilir. Sorunu kabul etmemek, sorunun çözülmez olduğunu düşünmek çok tehlikeli. Kolay çözülebilecek bir sorunken sorun kabullenmemekte, çözüm aramamakta ve yardım almakakta ısrarcıysanız bütün hayatınızı etkiler. Ne gerek var yani gidiverin psikoloğa. Hastanelerde de var artık öyle büyük paralar bayılmak zorunda değilsiniz.
Ergenlikte yaşadığım özgüvensizlikten dolayı çok tehlikeli şeyler de yaptım, yalnız da kaldım, utancımdan yemek yiyemeyip aç da kaldım, yeterince eğlenemedim. Öyle köşeye çekilip taşak geçmek evet güzeldi yalan yok özgüvensizliğin en iyi yanı film izler gibi gözlem yapmak. Ama herkeste belirtiler benimki gibi olmaz. Ay neyse belki işe yarayabilecek birkaç önerim var aslında. Oturun ciddi ciddi neleri sevdiğinizi düşünün. Neyi sevdiğimi bilmek ve sevdiklerimin peşinde koşmak bana öyle inanılmaz bi his yaşatıyor ki hayali olmayan insanlara öyle aval aval bakıp ne için yaşadıklarına anlam veremiyorum. Ve sevdiğiniz hiçbir şey bulamadıysanız kendinize sevecek bir şeyler arayın. “Yok hiçbir şeyi öyle tutkuyla sevemiyorum.” Demeyin, dünya büsbüyük ve siz dünyanın içindesiniz. Dünyanın dışında bir şey sevme olasılığınız az çünkü tanımıyorsunuz. Yeterince tanımadığınız şeyleri nasıl sevebilirsiniz. Bu arada dünya dışı derken yok evrenin geri kalanına uzaya ilgi duyamazsınız demiyorum, dünyevi zevklerden bahsediyorum. Öf neyse anladınız bence.
insanları çok incelemeyi bırakın. Her hareketine, her davranışına, her cümlesine, kelimesine, bakışına anlam yüklemeyin. Bu benim yaptığım en büyük salaklıktı. Bazı şeylerin sebepsiz olabileceğini ne yaptıysam kafama sokamamıştım. sağolsun psikolog bunu yarım saatte yaptı. Birçok şeyin sebebini bulamayacaksınız, belki bir sebebi yoktur bile. Hem hadi diyelim ki buldunuz. Ayşe neden seni görünce kafasını çevirdi sebebini buldun. Ne işe yarayacak? En fazla (ama bak bu en fazla ve en kötü ihtimal) seni sevmemiştir. Salla. Çok da lazım olmadığını anlayacaksın. Zaten keşfedecek şeyler bulunca, keyif alacağın şeyleri yapınca oturup bunu düşünmeyeceksin. Çünkü neden düşünesin.
Bunu birisi bi video izlerken kulak misafiri olup duydum. insanların içinde bir şey yapın. Mesela sokakta olmayan bi kişye “ahmet abiiiiiii” diye seslenmek ya da eczaneden kıyma istemek gibi. Bu garip hem bir davranışta bulunduğunuzda öyle ölümcül tepkiler almayacağınızı gösterecek hem de garip davranışta bulunma eşiğinizi yükseltecek. “Ben eczaneden kıyma istedim gidip ‘merhaba’ diyemeyecek miyim?” Diye düşüneceksiniz ya da bu bilinçaltınızda gerçekleşecek.
Ha bu arada ben bu maddeyi olayı arkadaşıma anlatıyorken hiç düşünmeden yaptım. Karşıdan karşıya geçmek için beklerken. Sonra o da yaptı. Sonra bi kadın duyduğu için “çok tatlısınız” dedi ötekilerin umurunda değildi zaten. Herkes kendi derdinde.
Bu özgüvensizliğin birçok sebebi olabilir. Neydi diye düşünmeniz çok da bi işe yaramayıp sorunu büyütebilir bile. Ama eğer birileri basit şeyleri size zorlu görevler gibi lanse ettiyse bahsedeceğim maddeyi uygulamak saçma olabilir. Bu madde şöyle ki; kendinize günlük tanımadığın bir insanla sohbet etme limiti koymak. Yani sosyalleşmeye kendini zorunda bırakmak. Mağazaya girin bi şey almadan çıkın, durakta sohbet edin. Kendinizi sosyalleşmeye maruz bırakın, Zorunda kalın. Çünkü doğamız gereği konuşmaya, anlatmaya, dinlemeye ihtiyacımız var.
Benden bu kadar yoruldum. Ama yıllarca özgüven problemi yaşadığımı fark etmeden yaşayıp hayatımın büyük bölümünü kendime zehir etmişim. Bunu sırf kendi kendime yaptım. Bu da tavsiye olsun başkalarını suçlamayı bırakın çünkü dünyanın en yorucu delirtici şeyi. Kuruntulardan yaşayamaz hale getirir insanı. Neyse ben doğru çözümü bularak daha ailemin yanında dans etmekten çekinen utanan bi insanken, geçenlerde arkadaşlarımla birlikte birkaç tanımadığım insanın oluşturduğu çemberin içinde bütün dikkatlerin üstümde olduğunu düşünmeden dans ettim. Belki bok gibi dans ettim ve inanın kimse beni parmakla gösterip “aaa o kız vardı ya salak salak dans eden...” demiyor ve ben insan içine çıkamayacak hale filan da gelmedim. Orda masanın üstüne çıkıp twerk yapan çocuk da o halde değil. Arada gülüyoruz o kadar. Yani bunlar basit birer örnek. Hiçbir bok olmayacağını anlayın diye söylüyorum.
Olm ben iki saattir size, sana diye kime hitap ediyorum. Hangi manyak buraya kadar geldi de okuyor. Neyse ben söylemiş olayım da belllllki birisi okur. Okumazsa da “aaa bak ben nasıl çözdüm sorunumu ama” diye hissetmek de güzel. ama bu kadar öyle hissetmek de yeter artık, gittim ben.
Bircok insanin yasadigi durumdur. Buna aptallik ya da korkaklik demek cehaletin kendisidir. Aslinda evet, sosyal fobi duzeyinde bir ozguven eksikligi varsa bu bir korkudur ancak kimsenin bu durumu etiketlemesine hakki yoktur. Soz konusu eksiklik kisinin gunluk hayatina engel olusturuyor, akisini bozuyor ise mutlaka iyi bir psikiyatrist/psikoterapistten destek almasi gerekir. "Psikologa git, en azindan sohbet etmis olursun" gibi bir bakis acisi da yine ruh sagligi/zihin sagligi konusunda ne kadar bilgisiz oldugumuzu gosteriyor. Cunku yaptiginiz gorusme "dertlesme veya sohbet" amacli degildir. terapistin danisanina/hastasina gecmisiyle ve yasantisiyla ilgili sordugu sorular danisanin sikayet ettigi psikolojik problemi saptamaya yonelik olup yalnizca bilgi edinme amaclidir.
baba innate arrogant olduğu için hiç çekmediği eksikliktir, özgüven eksikliğinin temelinde bilgisizlik yatar, millette bana çok özgüvenlisin cool'sun diye imreniyor, demek ki hayat birinden çaldıklarını birine devrediyor, tüm özgüveniniz maalesef bana bahşedilmiş thins.
Bence bir sorun değil, yani en azından özgüven patlaması yaşayan insanlar kadar sorun yaratmıyoruz.derdimiz kendimizle. Bırak terleyeyim, kızarayım, uykusuz kalayım, içim içimi yesin. Güzelliğim çekingenliğimle tavan yapıyor.
insanlar çok kolay yargılıyorlar. Hiç 'niçin' demeden 'ya korkaksın yada aptal' diye konuya dalıyorlar. Bu dünyadaki herkes sizin sahip olduğunuz ayrıcalıklara sahip değil maalesef. Herkes kendini ve yaşadığını bilir.
Konuya dönecek olursak; Bir daha asla o güven yerine gelmez diye bir şey yok. Birine duyduğunuz güven (kim olursa olsun) siz umut ettiğiniz sürece devam eder. Sakın 'bende böyleyim işte' diyip vazgeçmeyin. Kadınsanız koyu makyajın gücüne bir şans verin. inanın bana içinizden apayrı biri çıkacak. Erkekseniz aynada gördüğünüz kişi sizi mutlu edene kadar çabalayın. Dünya çabalamadığı için yitip giden bir çok hikayenin ana mekanı. Yapabilirsiniz.
Psikoloğa gitmek ayıp, günah yada absürt bir şey değil. Gidin, en azından sohbet edebileceğiniz biri olacak karşınızda. Onunla konuşurken kendinize bile itiraf edemediğiniz şeyler çıkıverecek ağzınızdan. Korkmayın, o bunu kullanmayacak. Siz kapıdan girene kadar sizi tanımıyordu bile! Çıkınca da unutacak, işi bu. Her geleni aklında tutsa kendini unutur. Böyle düşünün. Ki bunu ona sorduğunuzda o da aynı şeyi diyecektir. Size soğuk davranacak, çünkü buna mecbur. Yoksa iş hasta-doktor ilişkisinden çıkıp gün arkadaşlığına döner.
Günlük hayatınızı tek başınıza idame ettirmeye alışın. Bir şeyleri becerebileceğinizi, kendinize yetebildiğinizi görmek iyi gelecektir. Biliyorum, kolay değil; öyle bir iddiam da yok. Ama inanç her şeyi değiştirebilecek bir şey, buna bile inanmak adım atmanızı sağlayacaktır. Kolay gelsin.
sorunu aptal veya korkak olarak tanımlamanın yanlış olacağı durum. doğru olan; özgüveni yerinde, doğru yerde kullanmaktır. sırf özgüven sahibi olunca aptal veya korkaklıktan kurtulma durumuda olmaz. bu seferde yersiz ve boş insan konumuna gelinebilir. yıl olmuş 2017 halen özgüven sorunu olanları tartışıyoruz ya diyecek olanlar olacaktır. herkes özgüven sahibi olmak zorunda değil ki. ben özgüven kötüdür demiyorum ama, bilip bilmeden her şeye bir özgüven adı altında, yargısız yafta yapıştırmak çok yanlış. dikkat ederseniz aile yaşamına, büyüme gelişimi evrelerinin, özgüven noktasında nasıl etki edeceğine değinmedim bile. bilip bilmeden yorum yapmamak lazım.
öncelikle kurtulmak isteniyorsa kararlı olmak ile başlanacak durumdur. özgüven için hareket geçtiğinizde; ve özgüveni olan insanları gördükçe bu mu lan özgüvenli olmak , diyebilirsiniz. yani korkmamak. ne derler diye korkmamak durumu.
özgüvenli olan insanların aslında uzaydan gelip bir şey keşfetmediğini , sadece hata yapmaktan korkmadıkları için , ve bu sayede de özgüven eksikliği olan insanların eleştirisine de takmadıkları için özgüvenlilerdir . zaten özgüveni eksik olan insan , eleştiri bile yapamaz ya neyse.
eskiden bende fazlası ile vardı. ama artık şehir değiştirmekten geçti. her yeni okula geçmemde daha da azalıyordu. ayrıca eğer gerçekten üstesinden gelemiyorsanız gidin tanımadığınız biri ile tanışın yoldan geçen birine selam verin. merak etmeyin ısırmazlar, sadece deneyin.
bu zeka tip ve türevlerinde kötü bir şey ama tedavisi mümkün olan bir şey.
Kendinizi çirkin, düşük zekalı hissetmenizin sebebi içinizde ki her hareketinizi eleştiren düşmanınız olan ( Dinen nefs ) Sen buna şüphe,kuruntu diyebilirsin. Bunun oluşturduğu koşullandırılmış duygu ile karar alıyoruz. Çirkin gibi gelmemizin ya da aptal gelmemizin sebebi şu ; Beyinde 2 çeşit karar alma mekanizması var. Birisi sezgisel örneğin birisinin yalan söylediğini o sezgisel mekanizmadan anlayabiliyoruz bu özgüven eksikliği de bunu etkiliyor. Diğer mekanizma ise araç park ederken bir şey de uzun süreli düşünürken devreye giriyor.
Böyle anlatmamın salt sebebi oluşturduğu moral bozukluğu ile beynimizin karar almasıdır. korktuğumuz şeyleri küçükten büyüğe doğru yaparak yahut, hedef koyarak aşabiliriz.
Salt nefs demek bazen ikna edici gelmiyor.
insanların en büyük psikolojik paradigma göçüntülü ruh hali. neo liberalizm'in baltaladığı yağmur ormanlarındakiağaçlardan farksızdır bazı insanlar. herkese oksijen verir de bir kendine yetemez.
bazılarında bu durum kendini "yoksunluk" olarak gösterir.
eksiklik tamamlanabilirken yoksunluk tamamen hiç varolmamışlıkla;
sessizlik gibi içe yutkunulmuş bilinçsizce bastırılmış duyguları çerçevelediği
biometrik fotoğraftan ibarettir.
kendini olduğundan farklı gösterme, kendini saklama ve maskeler kullanmaya giden yoldur, yani savunma ve telafi mekanizmalarını besleyen inançlardan değersizlik ve yetersizlik temel inançlarıyla kısır bir döngü içindedir.