özgürlük, liberallik, demokrasi sözcüklerini en fazla kullanıp, savundukları düşünceler veya siyasi parti temsilcilerinin emperyalist emellere hizmet etmekten farklı bir iş yaptığını görmediğim kişilerdir. kendileriyle ilgili nicedir belli derecede fikir biriktirmiştim, ancak şunu gördükten sonra turgay şeren tepkisi verip yazıya da dökesim geldi:
bu insanlarla ilgili uşak tabirini kullanmak boşuna değil. django unchained filmini izleyenler samuel l. jackson un oynadığı stephen isimli kahyayı hatırlayacaklardır, onun ruh halini hatırlatmaya çalışacağım. egemen olan güçlerden mağdur gözükür, dolayısıyla sizin yanınızda-sizinle özdeş gözükürler, oysa ki var olan düzenin devam etmesi konusunda hakim güçlerden bile daha ısrarcı, yine güzel bir deyimimiz, kraldan çok kralcılardır. örneğin yukarıdaki örnekteki şahsın savunduğu ile özgürlüğün ilgisi var mı? erkeklerle denize girmekten çekinen kadınlardan bahsediyor, yahu biz bunu her kamusal alanda uygulasak çıkar; erkekle yan yana oturmadan belediye otobüsünde gitmek isteyen de olur, yolda ayrı yürümek isteyen de. sanki böyle yapınca herkes huzura mı kavuşuyor, azgın olan daha azıyor, terbiyesizlik bu tarz yapılarda daha çok ortaya çıkıyor. ama asıl batanı ben biliyorum. asıl batan ve zora giden durum insanların örgütlü bir şekilde bu olayı protesto etmesi, öyle değil mi?
çünkü bu tarz insanların yaptıkları protestolar, sloganları bile ayrı garip gelir. yetmez ama evet, hepimiz ermeniyiz, özür diliyoruz, yes be annem gibi gibi.. bu saydıklarımdan birisinin içinde, şu ülke insanının ortak faydasına bir dava görüyor musunuz? hrant dink ile ilgili olduğu söylenende bile, bir tanesinde vatan evladının uğradığı haksızlıklar dile getiriliyor mu? bir tane egemen güce eleştiri var mı? yok, yok, yok.
bu arkadaşlar milliyetçilik kavramını size yasak eder, size hakaret eder, sonra ırkçı katil pkk ile aynı safı tutarlar. ulusalcılık diye bir kavram ortaya atıp onu kötülerler, ülke bütünlüğü ve sınırları dışında ikinci bir modeliniz varsa anlatın da bilelim neymiş?
aa, ama belirtmeliyim. konu şayet egemen güce yaranmaksa, o konuda hak savunmaktan daha da çevik davranırlar. örnek verdiğim şahsın rte yi yıkayıp yağladığı en az bir gazete haberi biliyorum. rte dünya harikası ama siz ülkenizin vatandaşı olduğunuzu telafuz dahi ederseniz kötüsünüz. uzaydan gelmiş gibi davranılırsınız, literatürde boğulmaya kalkılırsınız. halbuki birşey bildiklerini sanırlar, onu da yarım bilirler, böyle insanlardır işte. işin en kötü tarafı da, bu karakterlerin iyi yerlere geldiğini, iyi maddi kazançları olduğunu görürsünüz. falan filan inter milan.
yaşadık, kadıköy den bağımsız milletvekili seçilen üstelik uluslararası ilişkiler bölümünde profesör ufuk uras gidip bdp ye katılıyor. sanki temsil ettiği ülke halkının hiç derdi yok. biri de bağırmıyor, ben diyorum artık. kral çıplaaaak!