Okulda defterime, sirama agaçlara, yazarim adini
Okunmus yapraklara, bembeyaz sayfalara yazarim adini
Yaldizli imgelere, toplara tüfeklere, krallarin tacina
En güzel gecelere, günün ak ekmegine, yazarim adini
Tarlalara ve ufka, kuslarin kanadina,
Gölgede degirmene yazarim.
Uyanmis patikaya, serilip giden yola,
Hinca hinç meydanlara adini ey Özgürlük.
Kapimin esigine, kabima kacagima, içindeki aleve,
Canlarin oyununa, uyanik dudaklara yazarim adini.
Yikilmis evlerime, sönmüs fenerlerime, derdimin duvarina,
Arzu duymaz yokluga, çirçiplak yalnizliga, yazarim adini.
Geri gelen sagliga, geçen her tehlikeye,
Yazarim ben adini, yazarim.
Bir sözün coskusuyla, dönüyorum hayata,
Senin için dogmusum, haykirmaya.
Ey özgürlük!
- soyut bir kavramdır.
sürekli olarak değişir kendini yeniler. iç dinamizmi durmadan kendini yenilemesi ve değişim göstermesidir. Dış dinamizmi dış etkenleri ise ekonomik, sosyal, tarihi vb. değişimler oluşturur.
-toplumsallık,
özgürlük düşüncesi ve sonucu olarak ortaya çıkan hak kategorileri, toplumsal yapı içinde hüküm ifade eder.
-psikolojik özelliği,
insanını kişiliğinin geliştiği ortam ve gelişme yöntemi, kişideki özgürlük düşüncesinde rol oynar.
-ekonomi ile ilişkisi,
sosyal devlet ile, ekonomi ve sosyal haklardaki gelişmelerle ilgilidir.
-siyasal olgu ve olaylarla ilişkisi,
siyasal sistemler önceden yapılan tercihlere dayanır. özgürlük anlayışını belirler.
-hukuk ile ilişkisi,
hak olması, anayasa ve yasalarda yer alır.
Çok düşünüyorum bugün, çok ve sessiz.
Ne kadar küçük olsa bile, birçok şeyi büyütüp nasıl da evrenimin ortasına yerleştirebiliyorum, bir kez daha farkediyorum bunu.
Mevsim aralarındaki boşluklarda soluklanırken hayal ve düşlerim, ne kadar bütünleşiyorum gökle.
Olur olmaz dalların kırıklarını öpüyorum, sanki ben öpünce iyileşecekmiş gibi dünya, dünya ve sevgiler.
Düşünüyorum da, ne çok, anlatmaktan yorgun, anlamaktan kaçak, ne çok ben.
Ev edinmezler kimsesiz sayılmamalı halk dilinde artık, sokaksızlık ayıplanmamalı, kimse kimsenin bedeli olmamalı mahkumken kendi kendinde.
Öyle ya, kuşların özgürlüğü var üzerimde benim, fırtınalara kafa tutuşlarım hep bundan.
Istemediğim yerlere dağılıyorum yine, balkonlara, çiçeklere ve tüm denizlere ayıp ediyorum.
Özlemlerimin bir rengi yok, kokusu bilinmez ellerimin.
Yolcusuz vapur seferlerini avutan martılardan çok yalan dinledim, masumiyet varken ve düşler çocukken.
Çok düşünüyorum, çok ve öyle sessiz.
Saçlarımı vereceğim tel tel, her gün yeniden, ağzı fesleğen kokulu sevgili uğruna.
Dudaklarımdan beslensin tüm yeminler ve ölsün isimler.
Iste yine şuramda, en olmazlardan bir esinti, üşümek dans etmeye benziyor.
Azını biriktirip çoğaltıyorum toz parçalarının, kumdan bulutlar, ışıktan evler.
Kime dokunsam yankılanıyor göğün her katında.
Bana benziyor biraz ardakalan tüm manzaralar.
Denizi sevmeler günah, cezası parçalanmak ve bir daha hiç tamamlanamamak.
Düşünüyorum da, vazgeçmek kolay değildi hiçbir bahçeden çicekten.
Vazgeçtikçe güzelleşiyorum.
Fazla mühim değil başladığım yer, mühim değil savaşlar, yaralar, bu zafer sancıları.
Körlüğün sağırlaştırdığı bir dilsizlikte, fesleğenler hala boynuma adanıyor.
Öyle ya, kuşların özgürlüğü var üzerimde benim, fırtınalara kafa tutuşlarım hep bundan.
Yeryüzü kimin umrunda.