"hayata başlarken
şartları sen koymadın ki
sana sanal bir dünya
sundular"
(herkes aynı şans ve imkanlarda olmuyor maalesef bazen insan kendini seçme lüksünün olmadığı bir dünyada yaşarken bulabiliyor.)
"gözlerini bağladılar
seni hep korkuttular
inanmanı sağladılar"
(yıllar geçerken sen sana sunulan her şeyin şaşmaz doğru olduğuna inandırmışsındır kendini. sana yolu göstermişler ve o yolun dışına çıkmanın nasıl korkulacak bir şey olduğunu söylemişler. korku ile inanmışsın yıllarca.)
"şimdi bir kıyıda durmuş
uzaklara bakmaktasın
heyecanlısın"
(her şeyin değiştiği o noktaya geldiğinde önündeki yeni hayatı fark etmişsindir. uzak görünse de artık o ufuk oldukça yakındır sana. bilinmeze doğru attığın adımda her yeni adımın ne getireceğini bilememenin heyecanını yaşıyorsun.)
"okyanuslar bilinmez
ürkütebilir seni
uzat elini
hayat her gün yeniden başlar"
(bazen bilinmezlik seni korkutabilir, yalnız olmak korkutabilir. ama her yeni günün bilinmez olması asıl güzellik değil midir? sana zorla sunulan hayatı reddetmeyi tercih edişinle oldukça güçlüyken önündeki hayatın bilinmezliği de sana daha güçlü hissettirecek.)
herkesin küçük ya da büyük devrimleri vardır. benim kendi devrimimin şarkısı budur. çok da bi severim.
minicik çocukların kafalarına örtü sarıp sonra da bunu "özgürlük" olarak sunanların tüm güçleriyle iktidar olduğu, kavramların böylesine tepetaklak edildiği bir dönemde, caddelerde, sokaklarda ve özellikle okullarda yüksek sesle söylenilmesi ve dinlenilmesi gereken şarkı.
sevgilinin çocukluk fotoğraflarından bugüne kadar olan fotoğraflarından bir slayt show yapıp üzerine de eklenesi şarkıdır. çok romantik olur. diğer kıro şarkılar gibi basit olmaz hemde. *
edit : ya iyide bu tabi sevgilinizin hayat hikayesi ile bağdaşmalı.
dinlenesi güzellikte bir bulutsuzluk özlemi şarkısı.
"Okyanuslar bilinmez,
Ürkütebilir seni.
Uzat elini... " diye uzanan bir ele ihtiyacım olduğu anlarda daha bir duyguyla dinlediğim eser.
bazı insanlar içinde bulundukları esarete harcadıkları emeğin yarısını -kesinlikle anarşik olmayan anlamda- özgürlükleri için harcasalar belki yarın güneş daha parlak doğar.
türban davasına ithafen yazılmış mükemmel parçadır. sözler yapılan baskı ile kendi seçimleri arasında bocalayan insanları yeterince iyi anlatmaktadır:
Aç güzelim saçini,
Savursun rüzgar,
Aç güzelim saçini,
Güneş parildatsin.
Aç güzelim saçini,
Yagmur islatsin.
Dökülsün damlalar Tellerinden.
Biliyorum seni saran o çemberi,
Biliyorum özgürlük emek ister...
aslında hiç bir şey istemez ama birileri, bencilliğinden, emek verip sürekli engellediği ya da kısıtladığı için, özgürlük için emek harcaması gerektiğine inanır insan. bunca savaş bunun içindir.