gecenin en fütursuz anında alkolün damarlarımıza şırınga ile verildiği, solculuğun kavramının poposuna koyduğumuz anların özgürlük parçası.
muhabbetin en damar parçasıdır. en çok gaza bu parçayla gelirsiniz. hayatın manasızlığını o zaman anlar ve bir dakika durursunuz. ulan neyin peşinde koşuyorum dersiniz.
dikkat kışkırtır ibaresi bulunması gereken gaz parçadır. dinleyiniz kışkırınız efenim.
dört duvar arasına bırakılmış, yüksek seslerle konuşan, hiç görmediği yüzlere "iyi akşamlar" dileyen, birlikteliğin sadece bir arada olmakla olmadığını çok iyi kavramış ve bu yüzden fikrini ve yüreğini hep hür tutmuş, kendini demirlere-tekmelere-mermilere karşı yüreğindeki közü harlı tutarak korumuş, insan olmanın onuruna erişmiş, kimin yanında ağlayacağını-kimi sevindireceğini iyi bilmiş, kötülerin emellerine alet olmamış kişidir özgür tutsak.
tek bir kimliği değil bütün bir insanlığı temsil eder ve bu yüzden yeryüzünde fikri hür vicdanı-bedeni hür tek bir insan bile olduğu sürece özgürdür, adı özgürlüktür.
demir kapılarda yanar, adım özgürlük oldukça yüreğimde köz oldukça, özgür tutsak oldukça!
damarımda kan da yanar adım özgürlük oldukça, yüreğimde köz oldukça, özgür tutsak oldukça!
(bkz: inanç)
tüm insanlardır aslında. özgür olduğumuzu haykırsakta çoğu zaman aslında tutsağıyızdır kimi zaman kalbimizin kimi zamansa beynimizin. hadi kendi zincirlerimizi kırdık diyelim ozaman da diğer insanların tutsağı olduğumzu fark ederiz. kurtulmak için tüm prangalardan çabalarken can havliyle, birden anlarız ki tutsaklık hayatın ta kendisidir.
bir nevi "haklıyız kazanacağız" şiarıdır. yerin dibine gömdüklerimizin, yok saydıklarımızın, demir kapılar ardına kapattıklarımızın, susturduklarımızın özgürlük aşkını anlatan marştır.