kendi arabası olsaydı ve okula onla gitseydi aynı olayı yaşayacak mıydı diye merak ettiğim masum. kader mi gerçekten ölüm sebebi yoksa maddi imkansızlıklar mı ?
Son olmayacağını bile bile bu son olsun dediğimiz, sapık fikir ve düşüncelere kurban gitmiş kadınlardan bir tanesi.
Binlerce kadın var özge aslan gibi. Binlerce yarım kalmış hayat var. Buna rağmen hala yüzsüzce dışarıda sanki hiçbir şey olmamış-olmuyormuş gibi yavşak yavşak dolaşan erkekler var. Gece yürürken malınmışsın gibi baştan aşağı süzenleri mi dersin laf atanları mı? Bu saydıklarım en hafifi.
Böyle erkeği yetiştiren anne de suçlu kendini geliştirmeye bile yanaşmayan erkekte.
hosgörülü, misafirperver, müslüman, mert olarak tanimlanan türk insaninin yaptigi pislik, rezalet, vahsilik.
kandirildik yillarca. biz söyleyiz, biz böyleyiz diye.
ilk evinde dövülmeye baslandi kadinlar. kimse ses etmedi, kocasiydi cunku o ayi. hem severdi hem döverdi. biz de oyuncaktik zaten. oynamak istenince oynanan, kizinca dövülen.
kimse ses etmedi. ne yan komsumuz, ne de kayinpederimiz.
cesaret geldi erkeklere. onlar gucluydu cunku, dunya onlarin etraflarinda donuyordu. artik sokakta dövmeye basladilar. önce tokat, sonra yumruk, ardindan tekme geldi.
yetmedi elbet. bicak cikti sonra, en son da silah. öldürmek bile tatmin etmedi onlari, kimisi ölümüze kimisi dirimize tecavüz etti. bir, iki, üç, dört...
hukuksal bir yaptirim olmayan bu ülkede ben günahlarimi tanriya birakiyorum. eger varsa adalet, varsa düzgün bir tarti verilecek hesaplar. hem de herkesin önünde.
hatırlamaya kalbim dayanmıyor unutmaya beynim izin vermiyor. o kadar iç yakan bir durum ki ailesinin hissettiklerini düşünmeye korkuyorum ben tanımadığım halde içim yanarken. bir de utanmazca güzel diye daha çok ses getirdi diyenler var ki onlara söyleyecek tek bir sözüm bile yok ne yazık ki özgecanın katillerinden farklı değiller.
şişirilmiş bir balondur. abisi tarafından tecavüze uğradıktan sonra intihar etmek zorunda kalan kadının yanında hiçtir ama milletçe birbirimizi gaza getirmeyi çok iyi biliriz. tamam kardeşim öldürüldü, tecavüze uğradı okey de nedir bu aşırı tepki? her tecavüze, cinayete aynı tepkiyi gösterseniz okey diyeceğim. adamlar hassas diyeceğim ama sizde o da yok. bu iki yüzlülüktür. öğrenilmiş duyarlılıktır. ey türk milleti! delikanlı ol iki dakika.
Genç yaşında pislik düşüncelere, iradesine sahip çıkamayan insanımsılara kurban giden güzel kız.
"Neden oldu, nasıl oldu, kim yaptı, kürt müydü/türk müydü?" gibi sorular çok değersiz, çok avam.
O kız hayalleri varken, daha yaşayacak bir sürü güzel anı varken çalındı sevdiklerinden. Evet ilk şoku atlattık. Artık daha iyi biliyoruz birilerinin bize otobüslerde bile yan gözle bakabileceğini, anne ve babalarımızın korkularının neden olduğunu ve son zamanlarda neden bu kadar arttığını.
Herkes her şeyi bu kadar iyi biliyorken, her şey hakkında en az bir fikir beyan edebiliyorken nasıl böyle kötü şeyler yaşıyoruz? Kontrolsüz ve yoksun oldukları için mi? Belki.
Ve evet bunu yapan pislik, türktü. Kürtte olabilirdi, ne olurdu? En fazla daha çok b.k atarlardı kürtlere. Ama Türk oldu. Anlamadığım... kimse demiyor ki, bunu yapan insan. Karısı var hatta... belki çocuğu. Korkunç be. Gerçekten çok korkunç. Nefsine sahip çıkamayan insan çok korkunç.
-Mersin bize özgecan'ı her fırsatta hatırlatıyor. Bazen çöp kutusunun üzerindeki yazılarla, bazen afişlerle. Her sokakta görüyoruz onu ve her sokakta hatırlıyoruz. Sadece belki bir gün daha iyi olur her şey, bakıp ders alırız diye kaldırılmıyor onlar. Kaldırılmasın hep kalsın.
Her ne kadar üslubu yanlış olsa da bir kısmına katıldığım önerme. Özgecan olayı takibi herkes gibi benim de ciğerimi yaktı ve yakmaya devam ediyor. Unutulmamasına, şu an ki kararlılıkla sahip çıkılmasına sonuna kadar katılıyor ve destekliyorum. Belirtmek istediğim nokta şu; özgecan'ın anadolu halkım tarafından bu kadar sahiplenilmesinin sebebi nedir, neden diğer kadınlar değil de özgecan?
Özgecan niye öldü, tecavüze karşı çıktığı için öldü. Bunu düşünmek bile korkunç. Bir başka soru: Neden Özgecan bu kadar infiale yol açtı? Niye başka kadınlar değil de Özgecan? Çünkü masumdu. Masum diye kodlandı. Halbuki bir sürü kadın masum diye kodlanmadığı için yani masum varsayılmadığı için ‘Başına geleni hak etti’ diye yazılıyor. Bu iğrenç bir şey. Bu, kadınlık erkeklik kültürel kodlarına bağlı. Suçlu olmadığı için tepkiler bu kadar büyüdü ve olay bu kadar sahiplenildi. Yani erkekler kendi ‘erkeklik’ anlayışlarını yine koruyorlar. Masum çünkü: evli değil, cinselliği tanımıyor. Kız arkadaşıyla evine dönmeye çalışıyor, üstelik hava kararmadan dönmeye çalışıyor. Bu ülkede evli kadın masum olamaz, cinselliği tanıyor. Masum olmamak başına geleni hak etmek demek. Mini etek giyersen, içki içersen masum değilsin. Her biri masum olmamanın en basit örnekleri. Masum olmamak çok kolay, masum olmak çok zordu. Özgecan buraya oturdu.” N.Sirman
Evet arkadaşlar hem kadınlar hem erkekler arasında olan bu masumiyet algısı kendi kişisel değerlerimiz, yargılarımiz üzerinden oluşturduğumuz bu yapay sahte masumiyet algısı ve buna uymayıp da öldürülen bir kadına hak etti dememiz. Öldürülen kişi bir transeksüel olsaydı veya kocasıyla tartışmış bir kadın olsaydı veya sadece makyajlı, açık giyimli bir kadın olsaydı tepki böyle büyük olmayacaktı. Cinayete tepkimizi bile bunlara göre veren bir toplum haline geldik.Türkiye'de her gün 5 kadın öldürülüyor ki tacizleri bunun haricinde tutuyorum istatiklere bakarsak ne kadar vahim bir durumda olduğumuz görülecek. iste bu yüzden sözlükte her ne kadar sallanmasa da " .... giyen kadının namusu " , " gece bilmem kaçta yolda yürüyen kızın AMACI " gibi başlıklara kızıyoruz. Bazılarımızın amacı dalga da olsa bunun altına " canı çekmiştir " " aranıyordur " yazan yazarlar var aramızda. Burda yürekten inanarak söylüyorum ki bu yazarlarımız potansiyel tecavüzcülerdir veya tecavüz haberleri gördüğünde yapmasaymıs gitmeseymiş giymeseymiş diyen insanlardır, kadınlar için de geçerli bu durum. Bu başlıkları bitiremeyeceğimizi bilsem de bir kişinin daha bu konu hakkında biraz daha hassas olmasını sağlayabiliyorsak bunları yazmaya devam etmeliyiz. iyi akşamlar diliyorum herkese.
