"Yahu hiç düşünmezsiniz değil mi? sadece çamur atmak işiniz. şu özgrcan eylemi için otobüse beleş binen çakallrdan biri gibisiniz. bayan hanfendi bayan feminist kadın kız dişi her neyse. eşşeğini sağlam kazığa bağlaman lazım duydun mu hiç ? sen kapıyı açık bırak hırsız girsin. sonra ahh vahh et. maalesef ülkemizin hali ortada. kendinizi korumalısınız. tecavüz edecek adam başörtüşüyü de eder haklısınız ama sen dapdar taytı giyip poponu sallaya sallaya gezersen göğüslerinin ucu hariç ne varsa açarsan hiç sevişemeyen fakir be abaza erkekleri azdırırsın. bu bir erkeğin isteyerek yaptığı bi şey değil. her neden her erkek tecavüz etmez oeki ? çünkü bazıları zengindir,karısı cardır veya bunun yanlış ılduğy bilincindedir. her şeyi geçtim tecavüz kabullenir bir şey değil. ama ben kadının kendini mal olarak gördüğünü ddiyorum instagram da açık pozlar vererek takipçi kasmak dışarda ssdeve bedeniyle beğeni toplamaya çalışmak falan... ilk önce bu hastalıklı zihniyetten siz sıyrılın ki bizler de doğruyu görelim"
Az önce bu mesajı bir sözlük yazarından aldım.. Üniversite okuyan(!) bir adam bile böyle düşünüyorsa tayt ya da mini etek giydiğimiz her gün yanına gelecek adaylarız güzel melek...
Ruhun şad olsun.
Kendi kardeşimi düşünüyorum olmuyor boğazım da bir düğüm düşüncesini bile kaldıramıyorum ağır geliyor.Bir de Özgecan ve ailesi geleceği hayalleri geliyor aklıma yine olmuyor yine ağır geliyor.Tutamıyorum kendimi...
Artık bundan sonra yanımızda muşta kelebek biber gazı tam cephane gezelim.Ben artık öyle geziyorum .Kime güvenelim bilemiyorum,demirden yapma kesici öldürücü aletlere mi?
Türkiye de kadınlar allaha emanet yaşıyor ne yazık ki..
Gencecik güzel bir kız, bu ülkede pek çok kadının başına gelebilecek bir olaya kurban gitmiştir.
Ve burada yazılanlara baktığımda herkesin ne kadar iki yüzlü olduğunu örebiliyorum. Uludağ sözlükte açılan başlıklar girilen entrylere bakıp ondan sonra özgecan'ın katiline sövüyorsunuz beddualar ediyorsunuz insan değil diyorsunuz..
Bugün burada insanım diye dolaşanlar böyle bir suç işlemiyorsa sadece götleri yemediği için işlemiyorlar.
Kaçınız kadına saygı duyuyorsunuz, kaçınız kadını cinsel bir meta olarak değil de insan olarak görüyorsunuz.
istisnalar elbette var..
Erkekliğinizden utanmadınız mı?
Bugüne kadar bilmem ne yapan kadının asıl amacı diye girdiğiniz entrylerden utanmadınız mı?
cinsiyetinizi belirleyen o sevgili pipinizden utanmadınız mı?
Anneniz var, belki kızkardeşiniz var, belki bir gün bir eşiniz olacak ve belki birgün bir kızınız...
böyle bir orospu çocuğu, böyle bir orospu çocuğunu bırakın, sizin zihniyetinizde bir insanla karşılaşmasını ister misiniz?
Özgecan için akan sahte gözyaşlarınızı da alın bi siktirin gidin....
minibüse yalnız binen kızın asıl amacı diye başlıklar açın, siz busunuz çünkü?
katili olan orospu çocuğuna da temiz atlet don sigara falan gönderin.. aynı bokun soyusunuz!!!
kadına karşı işlenen şiddetin, tacizin, tecavüzün binlerce kurbanı arasından sembol bir isim olarak öne çıktı özgecan. ve bizler toplum olarak yine en kısa süre içerisinde işin suyunu çıkarmayı başardık. laiklikti, dindarlıktı, sosyalizmdi, eteğiydi, türbanıydı, idamıydı, kısasa kısasıydı derken en olmadık terimler içinde kaybolduk gene. bir dolmuş şoförünün nezrinde tüm dolmuş şoförlerini potansiyel suçlu ilan ettik, son yolcu bayansa beklemeyen delikanlı değildir dedik, sanki çok işe yarayacakmış gibi taksilere, dolmuşlara panik butonları koyulması gündeme geldi. ne kadar işlevsel olacağı bir yana duyan görende kadına karşı işlenen tüm şiddet, taciz olayları sadece dolmuşlarda, taksilerde meydana geliyor zanneder. yada yaşanan tüm bu şiddet, taciz olaylarının kadının giyimi ile alakası olduğunu, kaldı ki kadına karşı işlenen taciz ve saldırı suçları daha ziyade kapalı bayanların karşı karşıya olduğu bir tehdit unsuru.
Kısasa kısas gündeme geldi, cinsel saldırı ve cinsel taciz suçlarına karşı 5237 sayılı türk ceza kanununda öngörülen yaptırımların ağırlaştırılması gündeme geldi. özgecan'ın canına hunharca kıyan insan bile denemeyecek o varlık ve yanındakiler sizce tüm bu vahşeti gerçekleştirirken kaç yıl ceza alacaklarını mı düşünüyorlardı. veya istanbul'un orta yerinde herkesin gözleri önünde karısını defalarca kez bıçaklayan adam, daha dün boşandığı eşinin arabasını sokak ortasında durdurup sopalarla, silahlarla dövmeye çalışan grup, ve daha niceleri...
taksim'de yılbaşı gecesi yaşanan, yüzlerce erkeğin iki bayanı taciz etmek için verdiği uğraş, kadınların kurtulmak için verdiği çaba ve bir allah'ın kulunun da " siz ne yapıyorsunuz arkadaş" diye sormadığı gün halen akıllarda. çok uzağa gitmeyelim, 2015 yılbaşı gecesinde bir modern ülkelerin yılbaşı kutlamalarının gerçekleştirildiği meydanlara göz atın, birde bizim büyükşehirlerimizin meydanlarına. bir tarafta kadını, erkeği, yaşlısı, genci, her yaştan çocuğu bulunan, hiç kimsenin özgürlük alanına kimsenin müdahale etmediği bir ortam; diğer tarafta yalnızca belli yaş erkeklerden oluşan, tek bir bayanın dahi bulunmadığı, bulunamayacağı bir topluluk.
cezalar ne kadar ağırlaştırılırsa ağırlaştırılsın, istenirse adım başı panik butonu konulsun, zihniyet değişmedikçe, cinsellik toplum için bir meta olmaktan çıkarılmadıkça, kadına toplum içerisinde saygınlığı kazandırılmadıkça, psikolojik rehberlik ve danışmanlık her yaştan birey için zorunluluk olmadıkça bu tacizler, saldırılar her birimiz için bir tehdit unsuru olmaktan çıkmayacak.
katil zanlısının ifadesine göre katil zanlısı, daha özgecan daha baygınken, tırnakları arasındaki dna'dan ve parmak izlerinden izini bulamasınlar diye ellerini kesmiştir.
edit: bunu okuduktan sonra neredeyse 2 dakika kendime gelemedim.
Tecavüz edilerek öldürülen birde yetmezmiş gibi yakılan genç, masum, üniversite ögrencisi. Hiç bir suçu yokken böyle bir olay geldi başına. Zaten bura imtihan dünyası sormazlar ne kadar masum olduğunu insana. Şüpesiz çok zor ve acılı bir ölüm yaşamıştır biz yaşamayanlar bilemeyiz ama ben daha beterlerini de duydum duymakla kalmadım gördüm. Bir insana benzin içirip sonra karnını yarıp içine ateş vermek gibi akıl almaz , insanın kanını donduran şeyler. Demek istediğim böyle vahşetler hep oluyor buna dur demek imkansız. Egitimle kürtürlede olmuyor örnek vereyim en çok okur yazar halkı olan ülkeler japonya ve norveç. En çok intihar vakaları bu ülkelerde görülüyor. Gördüğünüz gibi insan olduğu sürece bu böyle olacak daha 50-60 yıl önceki 2. dünya savaşında kaç milyon insan öldü hala bana korkmuş numarası yapmayın vahşet hep yanımızdaydı. Ben demiyorum bırakalım böyle kalsın önlem alalım azaltmaya çalışalım ama biteceğini zannetmeyin medeniyet sizi kandırmasın.
canım kardeşim benim. benim şefaatcim senin şefaatcin olsun.
koca bi ülke ayaklandı ve kadınların sesi oldun bu ülkede.
sen devrimci oldun.
bundan sonra bu topraklarda varolan her kadın, senin sayende daha da dik olacak.
Yolda görseniz delikanlı diyeceğiniz adamlar Özgecanı yaktı. Varsın etek giyen adamlar da ibne olsun sayın klavye delikanlıları. Ben bu zamana kadar bir ibnenin birine kötülük ettiğini görmedim.
erkek egemen toplumun kurbanlarından biri.
hem erkek egemen hem adaletin olmadığı bir ülkede hayatta kalıp ruhu ölen, sakatlanan diğer kadınlardan sadece biri.
yaradan tüm evlatları insan görünümlü yaratıkların şerrinden korusun...amin.
allah rahmet eylesin yavru kuş.
1 hafta daha konuşulur sonra her şey unutulur.
keşke çözüm yolu olsa ama maalesef yok.
suç işlemeyen bir sapığın önlemi nasıl alınabilir ki?
nasıl bilebilirsin?
dünya böyle.. sapığı da var, manyağı da var, akıllısı da var. Ve bizler bu düzen içinde şans eseri yaşayıp gideceğiz.
özgecan'a allahtan rahmet, ailesine sabır diliyorum.
Dünya ziyadesiyle kirliydi ve o genç bir kızdı. Hayatı boyunca her türlü kötü ihtimali aklının bir köşesinde bulundurması ve ona göre önlem alması gerekiyordu. Mesela bu yüzden yanında biber gazı taşıyordu.
Minibüste tek kaldığı o an bir tedirginlik mutlaka yaşamıştı. Fakat akşamdı. Araçtan inmesi daha riskli olabilirdi. Belki cebinde ikinci bir minibüs parası da yoktu. Eve erken dönmeliydi. Sonuç olarak güvenmeyi seçti.
Fakat şoför, şeytanın bütün vesveselerine kulak vermişti. Direksiyon farklı yöne kırıldığında anladı genç kız. Yanındaki silahıyla, biber gazıyla saldırıya geçti. Boğuştular. Tecavüzü engelledi.
Ama karşısındaki yaradılış gereği boğuşmada daha üstündü. Canını korumaya gücü yetmedi.
Allah ona rahmet eylesin, ailesine de sabır versin.
Ne yazık ki bu kahredici olayın ardından yaşananlar da bir o kadar kahrediciydi.
Sosyal medyada işin içine din, ırk karıştırılıp ideolojik tartışmalar çıkarıldı. Mesela zanlılardan biri ülkücü işareti yaptığı için bütün ülkücüler suçlandı.
Katil, TOK minibüsçülerinden biri olduğu için bütün TOK sürücüleri katil ve tecavüzcü bellenerek araçları taşlandı.
ibret almayı, nefis muhasebesi yapmayı beceremeyenler savunulacak bir tarafı kalmamış suçlu üzerinden kendi günahlarını gizlediler ve duyarlı görünmekte yarışan ikiyüzlülerden oldular.
Diziler, yarışmalar, kadın programları, reklamlar hepsi zehirli. insanların bunlardan etkilenmediği savunulamaz.
Evdeki televizyonlara her gün yüzlerce zina, tecavüz, cinayet sığıyor. Kadın bedeni metalaştırılıyor. Ve işte kadına karşı işlenen suçların temelinde de tam olarak bu var. Peki kadın hakları edebiyatı yapanlar neden bu noktada mücadele etmez?
Bir gün sahilde görmüştüm, 12-13 yaşındaki çocuk sevgililer birbirlerinin dudaklarına yapışmışlardı. Tıpkı dizilerdeki gibi öpüşüyorlardı!
Ben yaşamadım bari evladım yaşasınlar, bekar erkektir yaparlar, orasını burasını açması özgürlük bellenen kızlar Çevremde hiç ummadığım kişilerin toplumdaki bu sakat algıya hizmet ettiğini gördüm, görüyorum.
Daha bunlar gibi ne kadar cahilane fiil veya fikir varsa hepsi islamdan uzaklaştığımız içindir.
CHPli milletvekili Aylin Nazlıaka ve beraberindeki kadınlar merhume toprağa verildiği saatlerde gülerek dans ediyorlardı.
Konuyla ilgili Bunlar kendi ülkesine, kendi milletine, kendi insanının değerlerine, kültürüne o kadar uzaklar ki diye söze girdi cumhurbaşkanımız.
Oysa çağdaş Türk kadınımıza gayet yakışacağı üzere One Billion Rising yapıyordu onlar. Tecavüze ve kadın cinayetlerine karşı dünya bu şekilde tepki veriyordu.
Biz de Avrupa Birliğine girmek için dininin gereklerinden dahi vazgeçen, yasaları hiçbir islami iz taşımayan son model bir Avrupa ülkesi olduğumuz için bütün bu şuursuzluğu sonuna kadar hak ediyorduk.
Kimse bu ülkede adaletin olduğuna inanmıyor artık. Tecavüzcülerin serbest bırakıldığına şahidiz. Çözelim bunu artık. Yeter!
Bu gibi olaylarda ortadaki suçlu hak ettiği cezayı almadığı müddetçe öfkenin hedefi sapmaya devam edecek ve bu da konuyla alakasız başka insanların ölmelerine kadar gidecektir.
Bakara Suresinin 179. ayetinde Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki suç işlemekten sakınırsınız. şeklinde buyrulduysa ve biz de akıl sahibi Müslümanlarsak Allah kelamına uyacağız.
Yani bizim bu hususta AB bakanımızın nasıl düşündüğüne ihtiyacımız yok! Ne diyordu sayın bakan, Ben elime silahı alır bunun cezasını kendim verirdim ama devlete insan öldürmek yakışmaz diye düşünüyorum.
Allah aşkına kimin haberi var yahu bu islamdan? Veya islamdan kimsenin haberi olmasın diye gayet bilinçli olarak mı bu tür söylemler ön plana çıkarılıyor?
islam, sana öldürülen kişinin yakınıysan katilin akıbetini belirleme lüksü veriyor. Yani devletin anası, babası veya evladı değil de, senin evladın öldürüldüğü için bu hakkı devlete değil; sana tanıyor.
Elini kana bulamana, hapse girmene mani oluyor. insan problemlerine en uygun çözüm dinimizde mevcuttur. Bırakın bencelerle konuşmayı, dünyadan örnekler vermeyi filan da islama dönün!
Bizi yaratan, bize şah damarımızdan yakın bulunan Allahtan daha mı iyi kural koyucuyuz? Kendimizi de ülkemizi de bu gafillikten kurtarmamız gerekiyor.
Allahın ayetlerini hatırlayıp hatırlatmadıkça ve onunla hükmetmedikçe insan için güzel olandan, elzem olandan uzak kalmaya mahkûmuz.
Özgecan öldü tabii.. Tartışmalarımız onu geri getirmek için değil. Başkaları olmasın diyedir. Ancak bazıları kalkmış tartışmaya bile laf söylüyor.
1 Ne tartışacakdık suudiler gibi dünya dönmüyoru mu?
2 Bundan önce de bu olaylar oldu ses cıkamamısız (her seferinde ses cıkartılıyor nerde yasıyor bunu diyen) o zaman bundan sonraki tecavüz edilip öldürülecekler için de sesimizi çıkarmayalım susalım.
3 bu üstü kapatılan sapık olaylar iyice tavan yaptı. hepsi de hangi kesimde olduğu belli. Hiç kalkıp ideoloji falan demeyin sosyal gerçeklik var burada ve bunu konusma diyenin alnını karıslarım.
4 Nerde akp yalakası g.t kılı var "özgecan özgecan yeter beaaa kız ölmüş hala laf ediyorlar.." gibi yorum yapmakta. e tabii çıkıp nihat doğan gibi erkek gibi söyleyemiyor gerçek duygularını düşüncelerini " ben sapığım" diyemiyor.
tıpkı adam (rte) iyi şeyler de yapıyor demeleri gibi...
ACIYAN CANIMIZA KARŞILIK....
bu günlerde yaşanan içimizi acıtan olaylar karşısında öfkemiz doruklara çıktı.
bir idam isteği dönüyor... ölüm o canilerin kurtuluşu olmaz mı...?
işkence desek insan haklarına karşı bir durum... bizim oraların bir lafı var yağlı kazık die ... suç aletini keseceksin... hapishaneye değil aslında yerin yedi kat altında mahzenlere kapatım farelerin arasında bırakacaksın aç susuz... arada ateşte dolandıracaksın ..
yine yağlı kazık .ölüm kurtuluş olur.. öldürmeyeceksin....
ölmek için dua edecek ya öldürmeyeceksin...acı çekmeyi öğreteceksin.bilek kesilince nasıl hissediliyormuş hissettireceksin..
ölüm kurtuluş olur öldürmeyeceksin...
malesef istediginizi deyin, istediginizi yapin bu serefsizler adam gibi ceza almadan 3-5 sene yatip cikacaklar. idam kesinlikle olmaz. daha fazla aci cekecekleri bir yontemle geberteceksin boyle serefsizleri.
tirnaklarini cekeceksin, parmaklarini keseceksin, el ve ayaklarini keseceksin, canliyken yaracaksin karnini, dokeceksin bagirsaklarini yere.
boylesine anca boyle bir olum gerekir baska turlusu asla tam karsiligi olamaz.
Merhum, şehit Özgecan Aslan' ın babası, yaptığı konuşmasında şunları dile getirmiştir:
'' Öncelikle şunu söylemek istiyorum ben. Bu vahim olayın benim kızımın başına gelmesi ve bu vesileyle, öncelikle Mersin' de binlerce, on binlerce; Türkiye' de yüz binler ve milyonlarca insanın bu acı karşısında duyarlılıklarını göstermiş oldukları için ben onlara ayrı ayrı şükranlarımı ve teşekkürlerimi iletiyorum. Biz kendi acımızı yaşarken, kızımızın durumuyla ilgili bir arayış ve araştırma içerisindeyken, henüz daha ne olduğunu anlayıp kendimize gelemeden, adeta bir kabus görüyormuşum gibi zihnim ve aklım birbirine karıştı. Birinin beni bu kabustan uyandırmasını hep istedim, hep düşündüm. Yaşadıklarımın hiçbirine bir anlam veremedim. Hala daha bunları konuşurken inanır mısınız saatlerce ne konuşacağımı, ne söyleyeceğimi düşünüp durdum. Bu olayın hikmetini ben anlayamadım, olayın hikmetine aklım ermedi benim... ''
- Böyle bir şey aklınızın ucundan geçer miydi?
'' Sizin geçer miydi? Sabah kalkıyorsunuz normal bir vatandaşım, normal bir Türk vatandaşıyım ben. işi olan, çalışan, eşi olan, arkadaşları olan çocukları olan normal bir insanım. Bunun bir insanın başına gelebilmesini tahayyül etmesi mümkün değil. Yarın ne olacağını bilmiyoruz. Biraz önce söylediğim gibi bunun, bu olayın hikmeti karşısında aklım eriyor sadece. Bu olayın hikmetine aklım ermiyor. Bütün bu olaylar olurken biraz önce başka bir yerle konuşurken şunu izah ettim. Bir filozofun söylemiş olduğu çok güzel bir söz var. Diyor ki: ' Dünya' nın en güçlü ordularından daha güçlü olan bir şey var bilir misiniz: Zamanı gelmiş bir düşünce. Benim çocuğumdan önce birçok Özgelerin, birçok meleklerin kanatları kırıldı. insanların bir talebi var, istemleri var. Bu olayla insanların istemiş oldukları bu talepler birleşirse ve insanlar artık 'baba ne', 'sana ne', 'ona ne', 'adam sen de'ciliği bırakıp güzel bir duygu ve düşünce çerçevesinde idamın getirilmesini, evet istiyorum; ama benim çocuğumun bu durumundan kaynaklanan, bu çocuğumun bu durumundan dolayı bu tartışmanın açılmasını istemiyorum. Getirilecekse getirilsin. Bu yüzden getirilmesin. Şimdi ben şöyle bir bakış açısı, belki biraz geniş bir bakış açısı ile olaya bakacağım. Siz hiç mucize gördünüz mü? Ben herkese soruyorum, her Türk vatandaşına soruyorum, bir mucizeye şahit olan var mı içimizde? Şu anda bir mucize gerçekleşiyor: Onlarca, yüzlerce, binlerce, on binlerce Özgeler, meleklerin kanatları kırıldığı halde biraz önce söylediğim gibi bu olayın bu şekilde gelişip bütün Türkiye' ye mal olmasının elbette ki bir hikmeti var. Bu hikmeti, kızımın şahsında tecelli ettiren, inanıyorum ki aynı zamanda adaletini de tecelli ettirecektir. Ama bunlar olurken hiçbir insan müdahil olmadı. Tecelli, insanların algı boyutuna girene kadar. Olgu boyutunda insanlar hiçbir şey bilmiyor. Bizler de öyleydik. Algı boyutuna girdikten sonra, tecelli olduktan sonra insanlar müdahil oluyor olaylara. Allah' ın adaletini gerçekleştirdiği zaman Allah, hiçbir insanı müdahil etmeyecek. Ama bu müdahil olma esnasında ,devletlerin hukuk sistemleri vardır. Meri hükümler, Allah adına, adaleti insanlara dağıtmakla görevli olan hakimler ve savcılardan müteşekkildir. Eğer onlar kendi vicdanlarına Özge'nin, kendi çocuklarıymış gibi hissederek bir karar vereceklerse, ben o zaman inanacağım ki bu adaleti yerine getiren her bir adalet insanının, her bir hakimin, her bir savcının bu işi layıkıyla yapmış olduğuna, inanmış olacağım. Söylediğim gibi, kızımı bu hale getiren şahsın, ağır bir şekilde cezalandırılmasını istiyorum. Daha önce de yine belirtmiştim; hiçbir insan kötü bir evlat doğurmaz. Şartlar ve koşullar, çevre insanları değiştiriyor. Sevgi olmadığı taktirde, sevginin, topluma yayılabilmesi için bilinç düzeyleri yüksek olan insanların sayılarının artması gerektiğini ben çocuklarıma anlattım. Eğer birilerini, yanlış yaptıkları için sürekli kafalarına vurursanız, sürekli döverseniz; bu iş devam edecek. Şunu yaşıyorum adeta: Hep masallarla büyümüşüzdür; hep şöyle söyleniyor: Bir varmış bir yokmuş. Ben de şöyle diyorum: Bir Özge varmış, bir Özge yokmuş. Çok özür diliyorum efendim, son bir cümle ile bitireceğim. Benim felsefemde şu var, bildiğim de şudur ve bunu 2 cümle ile dile getireceğim: Sevgi geldi saygı geldi cihana, biz yarattık dediler. Bizler sevmesini saymasını öğretmeye geldik cihana. Teşekkür ederim. ''
Rabbim, annesine, babasına, kardeşlerine, yakınlarına, Tüm Türkiye' ye sabır versin. Rabbim kimseye böyle bir olayı yaşatmasın ki hala duymaktayız bu tür olayları. Devletimiz neler gerekiyorsa, gerekenleri mutlaka yapmalıdır. Bize düşen görev ise öncelikle Özge kardeşimize dua etmektir. Rabbim ona rahmetiyle tecelli etsin, direkt Cennet' ine alsın onu.
Bunca olay varken. Medyalar bunun üstüne düşerken herkes bunu kınarken ve her gün televizyonda kadına yapılan şiddeti gösterirlerken her gün kadına şiddete tacize son diye bağırken bile devam ediyor olaylar. Az önce salağın biri koca yolda kimsenin olmadigi, gayet elimdeki poşeti toparlamaya çalışırken gözümün icine baka baka üstüme yürüyüp laf attıp sıkıştırarak geçti yanımdan. Bu kadar haber kınama nereye gidiyor? Bunu kıyafetle alakası yok. Bol pantolon ve monttan mi tahrik oldu yani. Bilinç degismedikçe daha çok kayıp veriririz.
kadınlar kahkaha atamaz erkek kadın eşitliğine inanmıyorum kız mı kadın mı bilmem ama. kadınların çalışması dine aykırıdır hamileler sokakta dolaşmasın
açık kadın perdesiz eve benzer
gibi söylemlere sahip kişilerin yönettiği ülke de katledilmiştir neden şaşırıyorsunuz amk.
masumiyettir. neden öldü ki ne gereği vardı ne suç işlemişti ölmesi mi gerekiyordu? bu gibi sorular soruyorum kendime cevabı yok daha 20 yaşında ömrünün başındaydı ama bazı insan kılığına bürünmüş cani tarafından katledildi. kendine insan öldürmeyi hak görenler kendi pisliğiniz de boğulursunuz umarım.
hergün korkularımızın artmasının yersiz olmadığının kanıtı olan genç kadın. insanın kanı donduran bir saldıraya maruz kalmış ,kalmakla bitmeyip işkenceci bir tavırla canına kast edilmiştir.
sıradan birgünde evimize ya da herhangi bir yere gitmeye çalışıyoruz değil mi? bazen içinize korku düşer, tek başınıza yolda yürümeye cesaretiniz gittikçe azalır. kaşlarınızı çata çata yürürsünüz ki yüz ifadenizden kimse bir mana çıkarmasın. çünkü biz suratsız olmayı kendimizi koruyacak bir güç sayıyoruz. şimdi kadın olmak , zorlukları , yaşadığımız günlük hayattaki insanı tedirgin eden bakışları anlatmak zor geliyor bana. yani güçlenmek istiyoruz , dik duruyoruz ama o kadar kırılgan , o kadar ürkeğiz ki bakışlardan bile korkuyoruz.
bu kızın yaşadığı korkunun %1'ini dershaneye giderken yaşadım. içindeki paniği yoldaki duaları, her zamanki yolundan sapan şoförün bakışları , önce korkmamaya çalışıp güçlü olduğunuzu gösteren bakışınız , paniğinizi, elinizi çantanın içerisine götürüp gardınızı almak istediğiniz herhangi bir şeye bakmanın telaşı, aileniz, aklınızdan geçen çirkin mide bulandıran hasarlar. bakın sadece içime sinen korkunun %1'lik kısmı bu. minibüsten inerken yaşadığınız durumun korkusu, sırtınızdan akan terler, şükürler edip en hızlı adımlarla eve varmak. bu korkuyu 17 yaşındaki bir kıza yaşatan, erkeklere bakış açısını değiştiren, kurduğu hayallerden tiksinip kendini suçlayan bir nesil yetiştirmek acizliktir, cahilliktir, nankörlüktür ve en önemlisi haksızlıktır.
özgecan son olmayacak, cinayetler , işkenceler, tecavüzler devam edecek. kendi adıma korkuyorum yalan yok. sadece 3sn. o minibüsün kapılarının kitlendiğini düşündüğünüzde bile beyniniz yanar.