lise üniformasının pantolonunun paçalarını daraltan tip de buna örnektir. evet şu gri kumaşımsı pantolon. ben bunu gördüm. potur giymiş gibi. poturun gelenekselliğinden,deseninden gelen bir karizması var gerçi ama. anladınız siz onu garaşlar benzemiyor bir şeye. * he bir de öküz türkçesi kullanırlar. ifrit olunasıdır.
alışkanlıkları özenerek kazanmak çok olası bir durumdur. ama gençken bu en ağır haliyle gösterir kendini. gençler kötü alışkanlıklara(özellikle sigara) marka takıntılarına hep özenerek kavuşur. ve bu özentiliğin sebebi sorulduğunda kendini savunmak için birbirinden bağımsız ama hepsi özentiliğin ürünü olan geneli yetersiz bir çok cevap verir. aman işte şöyleydi de böyleydi de zırttı da pırttı da bırak genç bunları özentisin işte. ama yok bahane bolmuş gönül dara düşünce.
konuşur konuşur gider kafa birini bulur sonra yeni özentilikleriyle karşına çıkar ve cevapları da her zaman hazırdır soracağın sorulara karşı.
gün be gün jargon değişikliğine gideceklerdir. ayrıca giyimleri de oldukça hızlı değişir. belli bir yetenekleri, özellikleri yoktur henüz. şekilleniyorken kendileri, alıntılarla ilerliyorlardır.
kendini popüler ve aşırı "kuul" göstermeye çalışan ama aslında düşünemeyen sadece ne gördüyse onu yapan örneğin; moda diye her bi boku -yakışan, yakışmayan- giymeyen çalışan komik insanlar.
eskişehir'de çoktur bunlardan. gittim, bizzat yerinde inceledim. izmir'de daha çok varmış diyollar. şimdi yalan olmasın orayı görmedim ama yine de pek iyimser değilim bu konuda.
kanal 7nin ibret dolu filmlerinden birinin olası adıdır. jöle almak için ninesinin altınlarını satar, dar pantolon yüzünden kangren olup hastanelere düşer fakat gelip ona bakan yine ninesi olacaktır.
Genelde hoşçakal yarın filmi ve hatırla sevgiliden sonra parka alan darağacında üç fidanı okuduktan sonrada içlerine bir asılma isteği genel gençliktir.
hayatları boyunca hiçbir şeye sahip olamamalarını dilerim.
varlık sebeplerini egolarını tatmin eden şeylere ipotek eden zavallı yaratıklar...
bilirsiniz fakirler vardır, kendi gibi olmayanların yaşadıkları hayatı ağızlarından salyalar akıtarak yaşarlar, en azından hayal ederler. sadece hayal etmekle yetinmek zorunda olan bu zavallı insan müsveddeleri aynı sebepten saldırganlaşırlar elbette. ben neden erişemiyorum? ne kadar da hayvani bir his.
onların ne kadar hayvanca davrandıklarını ve bir gün zengin olduklarında ne kadar tehlikeli yaratıklar olduğunu anlama imkanı bulmuştum.
200.000 dolarlık o arabanın içinde istinye'ye doğru yol alırken o pis fakirlerin el kol hareketleri, yüzlerinin aldığı şekil o kadar tiksindirmişti ki beni. zavallılar...
bana ait olmayan ve asla da ait olamayacak olan böyle bir arabayı süren aslında onlardan farksız biriydim. sadece bir metal yığınının aramızda ne kadar mesafeler açabileceğini yakinen görmüş oldum ve fakirlerden bir kez daha tiksindim.
var olduğu konumu kabullenmeyip fazlası için çırpınan herkesten tiksindiğim gibi...
Bir kişisel gelişim videosu izlemiştim diyordu ki, reklamlar da fiyakalı bir adam koluna saati takar ve der ki bu saati takarsan sen kalitelisin, şu gözlük, bu mont, o ayakkabı..
6 taksit iphone alanlar var..
Çok üzülüyorum sözlük, artık insanlar parayla kaliteli olduğunu sanarak özenti bir hayata adapte edilmiş..
Bu kelime-tanımlama aldığınız veya sahip olduğunuz mal için kullanılır.
insanın kalitelisi olmaz.
Hani var ya "sen adam değilsin" sözü, işte; bu sözde geçen adam olmak vardır insanda.
Ya da sen insan değilsin de insan olmak.
insanın değerini kalite ile tarif edemeyiz.
insanın değerini ahlâk ile sorumluluk ile saygı ile tarif ederiz.
Karakter ile ölçeriz.
Bir mala veya markaya, eşyaya sahip olmak ile kendine bir kimlik değer kişilik davranış edinen, kendini böyle sınıflandırma yapan insanlar veya başkalarına böyle yaklaşan insanlar bir sakız çiğnemek kadar değerlidir.
Sakızı çiğner kullanır atarsınız.
Bir mendil gibi düşünün.
Tuvalet ihtiyacını gidermek için klozet ne ise, bu insanlar da klozet gibidir.
ihtiyaç olduğunda değerlidir.
Tuvalet de klozet yoksa çalışmıyorsa girmezsiniz.
Bu insanlar da böyle, bir faydası olduğu sürece vardır.
Ellerinde sahip olduklarını alın, çiğnenmiş sakız kullanılmış mendil gibidir.
Ayrıca Avrupa’yı hiç görmeyip, avrupa’lı olmak isteyenlerdir. Başka kültürleri üstün görüp adeta eziklik kompleksleriyle yaşayan insan tipleri bunlar.
Demli çay yerine, avrupa’da kimsenin yüzüne bakmadığı starbucks’a gidip bilmem ne s*kimi sipariş verip kendilerini çok modern zanneden geri zekalı kitle.
Kendilerine has bir kültürleri olmadığı gibi, kopyalamaya uğraştıkları avrupai yaşam tarzından da olabildiğince uzak, tuhaf ve acınacak Halde Olan kişilerdir bunlar.