zarar eden kitleri kar yapan kuruma çevirmek yerine hemen satılması kısa vadede para girdisi sağlar ama uzun vadede büük bir zarardır.
devletin gelir kaynağını satmasıdır bu.
bunu basite indirgeyerek açıklayalım.
bir insan kendi gelirini satıyorsa bindiği dalı kesiyor demektir. gelirini sattığında ev halkından para toplar bu durumda. yani gelirini satması aileye zarar olarak geri döner.
işte özelleştirme böyle birşey. buna iyi diyen zihniyeti satmalı önce.
haaa diyebilirler ki ''zarar eden kitleri napacaz''
kardeşim sen devletsin, bir sürü uzman olarak yetiştirdiğin elemanın var. zarar eden bir kurumunu kar eden bir kuruma dönüştüremiyorsan istifa et zaten, ne diye devletin başında duruyorsunki.
tek yapması gereken türk telekomun özelleşmesine bakmasıdır, çikolaya parasına sakız taksitlerle verilen türk telekomun aslında bir çikolata fabrikası olduğunu bilmeyen zihniyettir aynı zamanda özelleştirmelerle birlikte işten çıkarılan vatandaşların ne kadar sıkıntıda olduğunu bilmeyen zihniyettir **.
haberleşme, enerji ve bunun gibi stratejik önemi olan sektörlerin devlet elinde kalması gerektiğini kavrayaman zihniyettir.
devletin görevlerinden biri de istihdam sağlamaktır. devlet, bunu özel sektör aracılığı ile yapmaya çalışmaktadır. şu bir gerçek ki devlet çalışanı çok rahat çalışırken özel sektördeki çalışan sömürülmektedir. devlet bu iki çalışanın ortasını bulmak zorundadır.
kendi kurumlarını özelleştiren, yani başkasına satan bir devlet, hazinesine nerden katkı sağlayacak? tabii vatandaştan. senden, benden, bizden.. adını duyunca, insanı gülsem mi ağlasam mı? ikileminde bırakan, yepisyeni vergiler icat edecek ve güldürürken düşündür..meden çatır çatır sikecektir.
mesela soruyorum; ehliyeti olan herkes neden durup dururken 101 lira veriyor?
biri bana mantıklı bir açıklamasını yapabilir mi amk?
liberalizm ve kapitalizmin temsilcisi zihniyettir. biz bu zihniyeti 1950'den beri, özellikle de 2002'Den sonra çok iyi gördük. ve bu yüzden, amerika'nın ederinin 5 katına kakaladığı uçağı kullanıyoruz.
hala devletin elinde olan çoğu kurumun zarar ettiğini ve devlet bütçesinden para (bizim paramız) aldıklarını bilen birinin zihniyeti. hiç takip emiyormusunuz devlet bütçesini. lan ödediğin vergiler oralara gidiyor. devlet bünyesinde böyle kuruluşları saklamamalıdır. devlet inşaat yapmamalıdır. belediye ekmek ûretmemelidir. bu işler özel sektörün işleri. devlet altyapıyı yapar, rekabet ortamını oluşturur, gerisine karışmaz. ha bide önüne gelene dernek, birlik, bilmem ne açtırmaz. buna izin verdiği an tekelcilik başlar.
özelleştirme ile ilgili bir örnek vereyim. of çaykur fabrikasının müdürü benim arkadaşım. fabrikada kaç işçi çalıştığını sordum kendisine. cevabı şu oldu: "10 yıl önce 1200 kişi çalışıyordu şu an 300 kişi. geçen 10 yılda üretim kapasitemiz ve teknolojimiz asla değişmedi. şu an bu fabrika benim olsaydı 150 kişi ile aynı işi yapardım" eskiden bu fabrikada işçilerin çoğu çalışmazdı çünkü sıra onlara gelmezdi.
devletin elindeki kurumların ne kadar bilinçsiz idare edildiğini bu örnekten anlayabilirsiniz. hala daha belediyedeki bir işi rüşvetiz yapamıyoruz. bir inşaat ruhsatı için adam bizden televizyon istiyor.
Ekonomi kitaplarında ve internetten yapacağımız az bir araştırma ile iki sisteminde artı yönlerini veya eksi yönlerini fazlasıyla çıkarabiliriz. Önemli olan doğru uygulama ve iyi niyettir. Etkin kullanılırsa özelleştirme ekonomi ve özellikle istihdam düzeyi için faydalı bir sistemdir. Fakat bazı kaynakların özelleştirilip, bazı kaynakların ise devlete imkanlarına kanalize edilmesi tam bir tutarsızlık, işine geleni yapma, pastadan pay alma çabasıdır.
Başımızdaki yöneticilerimiz zihniyetlerini değiştirmedikleri sürece, bu ülkede istendiği kadar özelleştirme veya devletleştirme yapılsın hiç önemi yok. Burada veya başka platformlarda tartışır dururuz.