sözel ve sayısal nerede başlar nerede biter aslında sınırları tam anlamıyla belirli değildir zira karar vermede sayısal verilerden yararlanılır. bu anlamda her sözelci-ekonomist bir matematikçi gibi istatistik bilmese de en azından verileri analiz edebilecek yetkinlikte olmalıdır. kaldı ki sözel bir alan olan siayset bilimini yıllarca bu ülkede mühendisler yapmış toplum mühendisi olmuşlardır.
sonuç olarak sayısal verilerden de yararlanılsa bir kamu işltmesinin devamlılığı karlılığından çok siyasi tercihlerle belirlendiğinden evet özelleştirme sözelbir konudur. *
aynısını muhasebe için düşünmekteyim.
muhasebede evet sayısal verilerden yararlanırız fakat; kanımca muhasebe için sözel en olmadı eşit ağırlıkçı kafası gerekir.
kaldı ki hukuku olan birçok konunun yine sözel konusu olduğunu düşünmekteyim.
işletmelerin muhasebe müdürleri genel olarak en önemli genel müdür yardımcılarıdır zira bir işletme ( devlet ya da özel kedim) üretim - tüketim kararı verirken şirketin mali tablolarını temel alır. şirketi karlı gösterip göstermemek bir mali tercih olduğu gibi kamu yönetiminde bir kit'i( kamu iktisadi teşebbüsü) etkin ya da karlı göstermek siyasalbir tercihtir. piayasa şartlarının altında satımyaparak bir çeşit sübvansiyon ya da dışsallık yaratan devlet kamu yararı güder ancak nakit paraya sıkışır ve borçlarını daha yükesek faiz ile ileribir tarihe konsolide edemeyeceğini anlarsa kit satar. kit satmak için de halka zarar ediyordu ki sattık denir. oysaki mesele zarar etmesi değil zarar etmesinin bir siyasi yercih olmasıdır.